حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka
Medya Bürosu
No: İS–BA–2015–MB–TR–09 |
H. 15 Şa’bân 1436 M. Salı, 02 Haziran 2015 |
Hizb-ut Tahrir, Müslümanları Oy Kullanmaya Davet Ediyor, Ama Tabii ki Genel Seçimlerde Değil
Danimarka’da yapılacak genel seçimlerin tarihi belli oldu. Her zamanki gibi partiler, özellikle sol partiler, Müslümanların oylarının peşine düştüler. Oysa aynı partiler, yıllarca sağ partiler ile İslam’a karşı savaşta yer almak için birbirleri ile yarıştılar. Genellikle Müslümanların laik olmalarını talep eden politikacılar, Müslümanları sandık başına çekebilmek için şimdi de cami önlerinde broşürler dağıtıyorlar.
Laik Danimarka toplumunda siyasi yabancılaşma yaygınlaşırken ve kamuoyu yoklamaları politikacılara olan güvenin dibe vurduğunu gösterirken, Danimarkalı politikacıların Şeriata inanan Müslümanlar arasında oy avcılığına çıkmaları hiç de şaşırtıcı değildir. Art arda yapılan demokratik seçimler gösterdi ki seçimleri her zaman iş adamları kazanıyor. En son Danimarkalı iki sosyolog tarafından siyasi sistem ile ilgili yapılan dört yıllık kapsamlı çalışma, halkın yönetiminin hurafe olduğunu teyit etti. Araştırmacılardan biri olan Christoph Ellersgaard, “Folketing’deki [Danimarka parlamentosu] parlamento oyunları, nispeten önemsizdir. En önemli politik kararlar, büyük ölçüde parlamento dışında alınır -ve alkışlanır-.” dedi.
İslam, yönetim sisteminde temsili kabul eder, hatta oylama yoluyla kendi temsilcilerini seçmelerini insanlara farz kılar. Daha Danimarka küçük despot beyliklerden oluşuyorken, Müslümanlar, siyaset ve diğer meselelerde kendi temsilcilerini seçiyorlardı. Ancak mesele, laik sistemlerdeki seçimler ile ilgili olunca durum değişiyor. Çünkü bu seçimlerde politikacılara seçmenler adına yasama yapma yetkisi veriliyor. Oysa İslami düşünceye göre yasama hakkı sadece ve sadece yaratıcıya aittir. Dolayısıyla İslami bakış açısına göre genel seçimlere katılmak söz konusu bile olmaz. Buna ek olarak her iki kanattan yapılacak seçim, kıyafet, babalık ve annelikten siyasete kadar her şeyde İslami değerleri bir sorun olarak gören partiler ile sınırlıdır. Entegrasyon politikasında sağ partilerden pek farklı olmayan en son sol hükümetin iktidarı döneminde bu daha da belirgin hale geldi.
Parlamentoda her iki kanada mensup partilerin, dış politikada İslam dünyasında Müslümanlara karşı işlenen katliam ve zulümleri nasıl da desteklediklerini gördük.
Müslümanların oy kullanmaması sağ partilerin yararına olacaktır iddiası, manüplatif bir korkutma kampanyasıdır. Oy kullanmamak toplumdan izolasyon ile eş anlamlıdır diyen Danimarkalı politikacıların bu iddiası da yanıltıcı bir propagandadan ibarettir. Bu iddia ile politikacılar, her dört yılda anlamsız oy kullanmalarını sağlayarak Müslümanların ve sıradan vatandaşların etkisini sınırlama arzularını ortaya koyuyorlar.
Hizb-ut Tahrir’in Danimarkalı Müslümanlara yönelik mesajı ise tam aksinedir. Bizler topluma aktif olarak katılmakla yükümlüyüz. Ancak ideolojimiz ve değerlerimizden ödün vermeden İslam’ın belirlediği şartlara uygun olarak katılmalıyız. Demokrasi, özde İslam ile çelişir. Demokrasi, batık bir gemidir. Demokratlar bile giderek ona olan güveni kaybetmeye başladılar ve alternatif arayışına girdiler.
Danimarkalı Müslümanlar önündeki tek yol, İslam karşıtı entegrasyon politikası karşısında direnmek ve bu ülkenin birbirini izleyen hükümetleri tarafından izlenen düşmanca dış politikanın karşısında durmaktır. İslami kimlik ve değerlerimizi korumalıyız. Söylem ve eylemlerimizle İslam’ı toplumun en geniş kesimine yaymalıyız. Aynı zamanda Nübüvvet metodu üzere İslami Hilafeti geri getirmek için yapılan küresel çalışmayı desteklemeli ve talep etmeliyiz. Çünkü Hilafet, dünya çapında biz Müslümanların karşı karşıya kaldığı sayısız sorunların İslami çözümüdür.
Bu yüzden Hizb-ut Tahrir olarak biz, tüm Müslümanları oy kullanmaya davet ediyoruz, ama tabii ki genel seçimlerde değil!
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Danimarka Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+45) 50 59 90 66 www.hizb-ut-tahrir.dk |
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.dk |