Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti bugün, Lübnan'daki Amerikan-İran askerî rejimini ve Lübnan'daki Şam devriminin destekçilerine yönelik kampanyayı reddetmek için "Öfke Günü... İrademiz Kırılmayacak ve Kampanyanız Hezimete Uğrayacaktır" başlığı altında gösteriler düzenledi. Nitekim bu gösteriler, Beyrut, Trablus, Akar Halbe ve Beka Saadnayel bölgelerine kadar yayıldı.

Medya Bürosu Başkanı Ahmed el-Kasas, Trablus'taki Gösteride Bir Konuşma Yapmış Olup Konuşmada Şunlar Geçmiştir:

Ey değerli kardeşlerim, ey Resullerin en hayırlısını takip eden müminler, ey izzet, onur ve  gurur sahipleri ve ey mübarek Şam devriminin kardeşleri:

Amerikan liderliğinde size karşı kurulan komplo, sürekli olarak yalan ve iftirayla İslamî sloganlar atan ve iktidara ulaşmalarından otuz üç yıl sonra bile düşman olduklarını ve savaş açtıklarını iddia ettikleri en büyük Şeytan'ın ajanları olduklarını kanıtlayan İran'ın Deccal yöneticilerinin Amerika birlikte hareket ettiği kalbi olan ve kulak verip şahit olan herkes için gün yüzü gibi ortaya çıkmıştır. Hatta onlar, Afganistan, Irak, Suriye ve Lübnan'da onunla ittifak etmişlerdir.

İşte Amerikan-İran işbirliğinin sonuncusu, gizlemekten aciz kalmalarının ardından ifşa olmuş, maskeler düşmüş, gerçek yüzleri ortaya çıkmış ve müminler, kafir Amerika ile İran'ın Deccal yöneticilerinin Şam ülkesindeki gayelerinin aynı olduğuna kanaat getirmişlerdir. Dikkat edin bu gaye, Şam halkının kurtulmasını ve güçlü ve etkili bir devlet olmak için İslam bölgelerini kendi çevresinde toplayacak, Amerikan hegemonyasının kökünü kazıyacak ve Orta Asya'dan Akdeniz kıyılarına kadar uzanan İran nüfuzunu kıracak olan İslamî Râşidi Hilafet Devleti'nin kurulmasını engellemektir. Nitekim bugün herkes, Dera'dan Abraya kadar bize yönelik yürütülen kampanyanın, tek bir Ümmete yönelik tek bir kampanya olduğunu fark etmiştir.

Amerikan Dışişleri Bakanı dün, Cumhurbaşkanı'nı arayarak, Şam devriminin destekçilerini vurmak ve özellikle de İslamî akımlarla savaşmak amacıyla ordusunu kullanmaya devam etmesi için teşvik etmiştir. Bundan saatler önce de Esed'in mücrim Dışişleri Bakanı, Sayda ve Abra'daki devrimin destekçilerine darbe indirilmesinden dolayı övünmekle birlikte Şam ülkesinde İslamî Hilafet Devleti'nin kurulmasını engellemek için rejiminin açık bir şekilde savaştığını açıklamıştır. Dolayısıyla her kim onun açıklamalarını okumamışsa, hemen gidip okusun. Bu kampanyada Amerika ile işbirliği içerisinde olduğunun en büyük kanıtlarından biri de, başta destekçileri yüz bine ulaşan Şam devrimi nusret sayfası olmak üzere devrime destek veren sosyal ağ sayfalarının kapatılması ve İran partisinin Abra'ya yönelik kampanyada paralel olarak mücadele etmesidir. Zaten hepimiz, bu sayfaların tuşlarının Amerikan istihbarat ajansının [CIA] elinde olduğunu biliyoruz.

Meydandaki tüm insanlar, İran partisinin savaşçılarının doğrudan ulaşmak yoluyla Abra'daki devrim destekçilerine yönelik askerî kampanyaya katıldıklarını görmüşlerdir. Dolayısıyla sadır olan tüm inkar açıklamaları, içerisinde prestij ve yıldırmanın türetildiği hususlar olmasına rağmen içi boş açıklamalardır. Nitekim insanlar, Sayda alimlerinin kesin belgeler hakkında ifade ettiklerinin, yalanlanacak kadar saçma bir açıklama olmadığını bizzat gözleriyle görmüşlerdir. Dolayısıyla yeter artık insanların akıllarını hafife aldıkları.

Artık tüm insanlar, baskıcı polisiye rejimin görüntüsünü aktaran canlı kayıt görüntülerine şahit olmuşlardır. Dolayısıyla Lübnan yöneticilerinin, vahşiliklerinde ve cürümlerinde Esed rejiminin kardeşleri olduğu artık kanıtlanmıştır; zira onlar, vahşî bir şekilde, soğukkanlılıkla, kahkaha ve eğlenceyle ayakları altında çiğneyen adamlardır. Şayet canlı görüntüler olmamış olsaydı, hiç birisi suçunu kabul etmeyecekti. Nitekim şehid Nadir Buyumi, işkence altında ölmesinin ardından cesedi ailesine teslim edildiği gibi bütün herkes, Ferid et-Telavî adındaki erkek çocuğun, kimliğini evinde unutmasından dolayı bariyerlerden birinin üzerinde ağır bir şekilde dövülmesi nedeniyle yüzünün ve bedenin deforme olmuş görüntüsüne, İran milislerinin insanları evlerinden kaçırdıklarına ve Lübnan otoritesinin unsurlarıyla birlikte herkesin gözü ve kulağı önünde hiç utanmadan sokaklarda silahlarıyla dolaştıklarına şahit olmuştur...

Bizler, Beşar'ın, Mahir'in, Asıf Şevket'in ve Muhammed Şaar'ın kardeşlerinin hakim olduğu bir ülkede yaşamaktayız. Aynı şekilde tagutlarımız, Bu Ümmet üzerindeki cürümlerini ve kötülüklerini hiç bir şekilde azaltmamaktadırlar.

Ahmed El-Kasas
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Medya Bürosu Başkanı
Lübnan Vilâyeti