“Yeni” Hükümet, Keyfi Gözaltılar, Yıldırma ve Susturma Politikası Uyguluyor!

Eski Müftü Şeyh Dr. Bassam Taras gözaltına alındığında bize saldırdılar ve Şeyhin adının teröre karıştığını söylediler. Adınızın onunla birlikte anılmamasını istiyorsanız, keyfi tutuklamalara yönelik protestoları hafifletin dediler. Ancak bu bizim sadece protesto ısrarımızı tetiklemiştir... Haksız yere gözaltına alınan Şeyh Taras, daha sonra serbest bırakıldı. Fakat medya, Dr. Taras’ın teröre karıştığını gösteren yalan haberler yayımlamayı sürdürdü. 

Ancak daha sonraki zamanlarda bu haberlerin aslı astarı olmadığı ortaya çıktı. Biz başlangıçta ne demişsek hepsi birer birer gerçekleşiyor. Biz, Lübnan hükümetinin Amerikan karşıtlarına sistematik ve planlı zulüm uyguladığını söylemiştik ve aynen de öyle oluyor. Amerika, Lübnan’da hatta dış politika da bile silah zoruyla küstahlık taslayan başta İran partisi olmak üzere Lübnan’daki kuklaları üzerinden zulüm uyguluyor. Güya devrim yanlısı bu mezhepçi taifenin sistematik zulmü apaçık ortada. Meydan okumalara aldırış etmiyor. Devrime boyun eğdirmek ve dize getirmek için canhıraş çalışıyor.

Bir televizyon programında konuşan Lübnan başbakanı, Suriye’de İran partisinin varlığının Lübnan’dan daha büyük olduğunu söyledi! Küstahlık ve zulüm, sadece İran partisine özgü değil. Hükümet de küstahlık taslıyor. Hatta İran partisi ve müttefikleri ile uzlaşan bu hükümet, “direnişçi” gruba adeta şöyle demektedir: Herkes hizaya gelmiştir, artık bu direniş de neyin nesi?

Durum öyle bir noktaya varmıştır ki temsil ettiği kişiler bile artık bu mezhepçi grubu muhasebe edemez olmuştur. Dahası hükümet aleyhine yazı yazmak, Tweet atmak ya da açıklama yapmak yasaktır. Hükümetteki küstahlık da had safhadadır. Hiçbir kanuna itibar etmiyor. Kanuna saygı göstermesi gereken bir hükümette bu böyle ise varın gerisini siz düşünün. Hükümet, yerel seçimlerinde düşük oy alsa da gelecek seçimlerden zaferle çıkmayı düşünüyor. Hükümet, muhaliflerin yanı sıra başkalarını değil, temsilcisi olduğunu iddia edenleri bile susturuyor!

İdari, politik ve hiyerarşik açıdan başbakana bağlı İçişleri Bakanı, küstahlık ve keyfilik politikası uygulamaktadır. Gazetecilik Bölümü öğrencisi Tarık Şimali’yi gözaltına alan hükümet, bir ay sonra da keyfi şekilde hem de mahkeme izni olmadan Büşra Futuh adlı genç bir kızı gözaltına aldı. Dün de hükümetin, kutlu Şam devrimi sevdalısı Müslümanlara yönelik sistematik baskı politikasını eleştiren Şeyh Muhyiddîn Anter ifade vermek üzere güvenlik birimlerince adliyeye çağrıldı... Öyle görünüyor ki bu hükümet ve iktidar, sesini yükselten, baskıcı politikasını ve 140 karakterlik Tweetle bile olsa sözlü olarak Şam halkı katilleri ile ittifakı reddeden herkesin “boynuna ilmik” geçirmek istiyor!

Bu sistematik baskıcı politikaların amacı, kararlılığını kırmak, umutsuzluk aşılamak ve basiretsizlik saçmaktır... İktidara özellikle de başbakana diyoruz ki: Lübnan Müslümanları, dünyalık ticaret ve moda olduğu için değil, İslam dünyasının doğal bir uzantısı olduğu için Şam devrimine sevgi beslemektedir. Başbakan başkanlığındaki hükümetin, Müslümanları yıldırma politikası asla kabul görmeyecektir. Uyguladığı baskı ve keyfi gözaltı politikası da fayda etmeyecektir. Müslümanlar, istenilen yere sürülebilen koyun sürüsü değil artık. Halkın temsilcileri devrimi satıp düşmanla ittifaka girseler bile Suriye devrimi ve sevgisi Lübnan Müslümanlarının kalbidir... Gelin bu bölge yöneticilerinin bu gidişatına dur deyin. Siz bir süre sonra onların akıbetlerinin ne olacağını biliyorsunuz. Bundan ders çıkarın.