حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK-BA-2020-MB-TR-56 |
H. 1 Muharrem 1442 M. Perşembe, 20 Ağustos 2020 |
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Mis Kokulu Hicretini ve Medine’yi Münevvere’de İlk İslam Devletinin Doğuşunu Anmak
Her yıl bu gün Muharrem ayının birinde Müslümanlar, büyük uygarlık tarihinin rayihalı anısını, insanlık için çıkarılmış en iyi ümmetin doğuşunu anarlar. O gün yeryüzünün adalet devleti, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in devleti, Medine’yi Münevvere devleti kuruldu. Rahmet Peygamberi SallAllahu Aleyhi ve Sellem, bu şanlı devlet ile Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın gönderdiği Risalet’i uyguladı. Böylece insanları sapıklığın karanlıklarından İslam’ın aydınlığına çıkardı. Gerçekten de Müslümanlar, bu günün anılmasını hak ediyorlar. Mis kokulu Peygamberlik Hicretinin anlam ve önemini bilmek için o anlamdan bazılarından bahsedeceğiz:
Birincisi: Aydın bir bakış açısıyla Hicret olayını bakan kişi, Hicretin öncesiyle olan bağlantısını açıkça görür. Doğrusu hicret, ikinci Akabe biatinden öncedir. Akabe’de Evs ve Hazreç içindeki güç ve kuvvet ehli, ilk İslam Devletinin kuruluşu için Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e biat ettiler. Aslında Peygamberin siretini inceleyen kişi, bu gerçeğin açıkça farkına varır. Öyleyse, Ensar’ın boyunlarındaki biat yeminini teyit etmek için Abbas b. Ubade El Ensari’nin söylediği sözleri düşünelim, “Ey Hazreçliler! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e niçin biat ediyorsunuz biliyor musunuz? Siz bir hayli tehlikeli işlere atılacaksınız. Bu işte ölmek var dönmek yok. Eğer, mallarınıza, canlarınıza, yakınlarınıza bir zarar geldiğinde onu yalnız ve yardımsız bırakırsanız dünya ve ahirette helak olursunuz. Eğer davet ettiği konularda, tehlikeleri göze alacak ve zorluklara karşı koyacak cesareti kendinizde görüyorsanız ona biat edin. Bu, dünyanız ve ahiretiniz için daha hayırlıdır.”Bunun üzerine Hazreçliler “Ey Allah’ın Rasûlü uzat elini, sana biat edeceğiz.”yanıtını verdiler. Allah’ın Rasûlü de elini uzattı ve ona biat ettiler. Hicret, Ensar’ın İslam’ı sadece bireysel bir ibadet ve ahlak olarak değil hem inanç hem de yaşam tarzı olarak benimsemesinden sonra gerçekleşti. İslam, sadece ibadet ve ahlaktan ibaret olmuş olsaydı, Kureyşliler İslam’a karşı çıkmaz, Müslümanlara dinlerinden dolayı zulmetmezdiler. İslam, sadece ibadet ve ahlaktan ibaret olmuş olsaydı, Haçlı Batı, bu güne kadar çağlar boyunca İslam’ı ve Müslümanları yok etmek için Haçlı Seferleri başlatmazdı. Haçlı Seferleri, gerçek İslam’ı, politik İslam’ı, siyaseti ve iktidarı bir yaşam biçimi olarak yöneten İslam’ı baltalamak içindi.
İkincisi: Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem gerçekleştirmek için gönderildiği misyonun farkındaydı. Hicret olayı biter bitmez ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Medine toprağına ayak basar basmaz, yeni devletin hükümlerini Allah’ın indirdiği vahye göre belirlemeye başladı. Böylece, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, devletin karargâhı yapmak için bir mescit inşa etti ve devletin anayasası olan, hak ve görevleri tanımlayan, ilişkileri düzenleyen Sahifeyi (Tüzük) yazdı. Pratik ilişkileri düzenlemek ve İslami hükümleri ihlal edenleri cezalandırmak için Şeriat hükümlerine başvurmaya başladı. Medine’de Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in başkanlığında bir devlet kuruldu. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de gerçek anlamı ile bir Devlet Başkanıydı. Böylece gelen vahyi bir elçi olarak tebliğ ediyor, devlet başkanı olarak da vahyi pratikte uyguluyordu. Dolayısıyla İslam’ı tüm insanlara pratik olarak taşımanın şeri yöntemi olan cihat hükümleri indirildi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem savaş sancakları belirledi, keşifler için seriyeler gönderdi. Medine’de yeni bir siyasi varlığın doğuşunu tüm dünyaya ilan etti. Devletin gücünü ve prestijini açıkça gösterdi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in attığı tüm bu adımlar, indirilen yüce İslam dininin, insanları sadece İslam’a davet etmek değil, onları İslam’a göre yönetmek için geldiğini göstermektedir. Bu nedenle Müslümanların, insanların sürüler halinde İslam’a girişini kutlaması İslami yönetimin gölgesi altında olmalıdır.
Üçüncüsü: Bugün Müslümanlar, Hicretin gerçek anlamını restore etmelidir. Öyleyse Müslümanlar, İslam davasını Hizb-ut Tahrir ile birlikte taşımalı, Hicretin amacını ve gayesini geri getirene kadar dünyanın yükünden kurtulmalıdır. İslami yönetim meselesini, varlık yokluk meselesi haline getirmelidir. Gerçekten de Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafetin kurulmasını en büyük meseleleri yapmalıdır. Öyle ki, Allah’ın rızası, tüm eylemlerinin amacı olmalıdır. Hicretin anlamı ve amacı, sadece bununla Müslümanların ruhlarında gerçekleşecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ آمَنُواْ فِى ٱلْحَيَاةِ ٱلدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ ٱلأَشْهَادُ “Elbette biz, hem dünya hayatında hem de şahitlerin hazır bulunacağı günde elçilerimize ve inanmış kişilere yardım ederiz.”[Gafir 51] Size gelince ey güç ve kuvvet ehli! Siz Allah’ın Ensar’ısınız ve dine nusret vermek size farzdır. İslam, nusret vermenizi bir saat bile ertelemenize izin vermez. Bilin ki ne yaşam sevgisi ne de zulüm korkusu dine nusretin önüne geçemez. Öyleyse Hizb-ut Tahrir ve davasına nusret vermek için bir adım öne çıkın ve ikinci İslam Devletinin, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için biat edin. Dünün Ensar’ı Medineliler ise bugünün Ensar’ı da siz olun. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا كُونوا أَنصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنصَارِي إِلَى اللَّهِ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنصَارُ اللَّهِ “Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa da havarilerine, “Allah’a giden yolda bana yardımcı olacaklar kimlerdir?” diye sorduğunda havariler, “Allah’ın yardımcıları biziz” demişlerdi.”[Saf 14]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |