Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, 21 Mayıs 2016 Cumartesi günü Belucistan’da Amerika’nın drone saldırısına karşı ülke çapında gösteriler düzenledi. Bu saldırı silahlı kuvvetlerin yüzüne atılmış sert bir şamardır ve tamamen bir egemenlik ihlalidir. Göstericiler, “Amerikan Raj’ına Son Verin, Amerikan Büyükelçilik ve Üslerini Kapatın” ve “ABD Bir Kez Daha Pakistan Egemenliğini İhlal Etmiştir!” yazılı pankart ve dövizler açtılar.

Amerika’nın Belucistan’a düzenlediği drone saldırısı, Pakistan’ın güvenliğine ilişkin pek çok ciddi soruları da beraberinde getirdi. Pakistan’ı savunmakla yükümlü olan kurumlar, o kadar zayıf mıdır ki bir drone istediği gibi kolayca ülkeye girebiliyor? Saldırıyor ve sonra da hiçbir misilleme ya da gözetim olmadan geri dönebiliyor? Biz, Quetta’daki taksi şoförü gibi bir Pakistan vatandaşının drone tarafından ülkenin herhangi bir yerinde öldürülecek bir durumda mıyız? Hassas tesisler güvenli mi? Siyasi ve askeri liderlik, Pakistan ve Müslümanları savunmaktan aciz mi? Ya da siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, nükleer silah ve füzelere sahip Pakistan ve onun güçlü silahlı kuvvetlerini daha ne zamana kadar aşağılamaya ve küçümsemeye devam edecekler?

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, genel olarak insanlara, özel olarak silahlı kuvvetler içindeki samimi subaylara şunu beyan eder ki, Amerika, Pakistan ve Müslümanların apaçık düşmanıdır. Rahil-Navaz rejimi ise onun sadık hizmetkârıdır. Ayrıca Hizb-ut Tahrir şunu da beyan eder ki, siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, ihanete bir bahane yaratmak amacıyla Amerika’nın askeri ve ekonomik gücünü abartarak Müslümanları korkutmaya çalışıyorlar. Ancak biz, Müslüman olduğumuzu unutmamalıyız ve sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkarız. Allah Subhânehu ve Teâlâ bizimle olduğu sürece başka hiçbir kimseye muhtaç değiliz. Afganistan’da Sovyetler Birliği’ni mağlup edenin Amerika’nın askeri ve ekonomik gücünün olmadığını, aksine Pakistan silahlı kuvvetleri ve samimi mücahitlerin kombinasyonu ile mağlup edildiğini hatırlamalıyız. Bugün bile Afganistan’da ilkel silahlarla donanımlı bir kaç bin mücahit, Amerika’nın askeri ve ekonomik gücüne kök söktürmektedir. Bu nedenle silahlı kuvvetler içindeki samimi subaylar, eğer gerçekten bu dünyada ve ahirette saygı arıyorlarsa, o takdirde siyasi ve askeri liderlik içindeki hainleri perçemlerinden yakalamak ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermek zorundadır. O zaman Raşidi Halife, güçlü silahlı kuvvetleri ve samimi mücahitleri kombine ederek Amerika’yı rezil rüsva şekilde bu bölgeden çıkmaya zorlayacaktır. Bu hedefe ulaşmak ne zor ne de imkânsızdır, çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ  “Eğer Allah size yardım ederse, o zaman sizi yenecek yoktur. Ve eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir. Öyleyse müminler, Allah’a tevekkül etsinler.” ^{[Ali İmran 160]}