13 Mart 2019’da Rusya Privoljskiy Bölgesi Askeri Mahkemesi, Tataristan’da beş Hizb-ut Tahrir gencini hapis cezasına çarptırdı ve İslam düşmanı Ceza Kanunu uyarınca suçlu olduklarını belirtti. 2003’te Rusya Yüksek Mahkemesi, Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü olduğuna hükmetti. Bu karar uyarınca Hizb-ut Tahrir’e üye olmak cezayı gerektiren yasal bir suç haline gelmiştir. Mahkeme, sanıkların terörist faaliyetlere katıldıklarını söyledi ve hepsini şu şekilde cezaya çarptırdı:

- 1977 doğumlu Songatov Rüstem, 2 yılı hücrede olmak üzere 22 yıl hapse mahkûm oldu.

- 1985 doğumlu Yamlayev Rüstem, 2 yılı hücrede olmak üzere 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

- 1984 doğumlu Zinatef İlnar, 1,5 yılı hücrede olmak üzere 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

- 1979 doğumlu Tulyakef Murat, 1,5 yılı hücrede olmak üzere 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

- 1985 doğumlu Nasirov Erik 14 yıla mahkûm edildi.

Mahkemenin kararı ve hükmü, siyasidir. Hizb-ut Tahrir gençlerinin yargılandığı bütün yargılamalarda olduğu gibi güvenlik güçlerinin tavsiyesi üzerine verilmiş kararlardır. Rus avukat Henry Reznik, “Ne diyebilirim ki mahkeme beşinci özel kuvvetlerin kontrolündedir?” dedi.

Bu karar, Rusya’nın İslam karşıtı politikasının farkında olan Hizb-ut Tahrir’li mahkûm gençler için hiç sürpriz olmadı. Mahkeme kararından kısa bir süre önce gönderdikleri mektupta bunu açıkça belirtmişlerdir: “Rusya’da İslam’a ve Müslümanlara savaş ilan edildiği bir zamanda yargılanıyoruz. Kırım’da 82 yaşındaki bir ihtiyarın evine terör suçlamasıyla baskın düzenleyen güvenlik güçlerinin zorbalığını görüyoruz. Baskın sonrası ihtiyar, travma sonucu hastanede hayatını kaybetmiştir. Kilyabinks’da güvenlik güçlerinin sakat birine sorgulama hücresinde uzun süre işkence ettiklerini görüyoruz. Kafkaslı Müslüman gençlerin suçsuz yere öldürüldüklerini görüyoruz. Volga Nehri boyunca Müslümanların özgürlüklerinden alıkonulduğunu görüyoruz. Emekli maaşlarının bir kısmını tutuklu Müslüman çocuklarına bağışlayan yaşlıların güvenlik güçlerinin tehditlerini maruz kaldığını görüyoruz. Askeri suçlular gibi askeri mahkemelerde yargılanıyoruz.

Cezaevinde kalmaları için dava erlerinin cezalarının uzatıldığını görüyoruz. Bunların hepsi bize Allah’a daveti ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodu ile çalışmayı bırakmamız için yapılıyor. Ama Allah’ın elçisinin yolunu seçtik ve Allah’ın izniyle öyle de kalacağız. Ömür boyu ailemiz ve yakınlarımızdan ayrı da kalsak bu yoldan ayrılmayacağız. Onlara cevabımız Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözü olacaktır:

فَاقْضِ مَا أَنتَ قَاضٍ إِنَّمَا تَقْضِي هَذِهِ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا “Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.” ^{[Taha 72]} Aynı zamanda zorbaların sonunun yaklaştığını da çok iyi biliyoruz. Yeryüzü Rabbin ışığıyla aydınlanacaktır. Allah’ın kaza ve kaderine kabul ediyoruz. Gerçek mutluluğun bu doğru yolda olduğunu da biliyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ   “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” ^{[Nur 55]”}