17 Ocak 2024 Çarşamba günü Bloomberg Ajansı, Washington’un Kızıldeniz’deki seyrüsefer stratejisini gerçekleştiremediğini söyledi. Bloomberg’e göre geçtiğimiz Çarşamba günü yani Amerika ve İngiltere’ye bağlı deniz güçlerinin Kızıldeniz’de Husilere yönelik başlattığı saldırıdan beş gün sonra yaklaşık 114 gemi ve petrol tankeri Bab el-Mendeb’den geçmiş, Husiler de Kızıldeniz’de Amerikan ve İngiliz savaş gemilerini karşılık vermişlerdir.

Öte yandan ABD dış politikası ve uluslararası güvenlik uzmanı araştırmacı Dianne Pfundstein Chamberlain, National Interest sitesinde, ABD’nin Kızıldeniz’deki seyrüsefer gemilerine müdahale etmemeleri için Husilere yaptığı tehditlerin fayda etmediğini yazdı. Çünkü füze ve uçak saldırılarıyla Husi saldırılarını durdurmanın, drone stoklarını yok etmenin imkânsız olduğunu belirtti. Amerika’nın Kızıldeniz’de yürüttüğü savaşın maliyetini düşürme arzusunun, Husilerin intikam ısrarı karşısında amacına ulaşamayacağını kaydetti. Bu, Riyad liderliğindeki koalisyonun 2015’ten bu yana yürüttüğü 9 yıllık savaşın sonucunu akla getiriyor.

Bunlar, iki Amerikan tarafının mevcut Amerikan yönetimine ve dünyaya sunduğu gerçeklerdir. Sözler ve satırlarla meramlarını dile getiriyorlar, gizlemek istediklerini de gizliyorlar.

Dolayısıyla Avrupa’ya zarar vermek için Amerika’nın Kızıldeniz’deki hedeflerinden biri, Kızıldeniz’i seyrüsefere kapatmaktır. Böylece Avrupa, Amerikan yönetimine daha itaatkar hale gelecek, planlarına uyacak, dünya çapında ABD ile ittifaklar kurmasına mecbur kalacaktır. Kızıldeniz’in seyrüsefere kapatılmasının, Kahire ve Riyad’ı “Refahın Koruyucusu” ittifakına katılmaya zorlamak olduğunu düşünmek safdilliktir. Çünkü bu iki ülke zaten Washington’un emrindedir. İngiltere, Avrupa Birliği’nden ayrıldıktan sonra Yemen’deki ajanlarını korumak için Amerika ve ABD’nin Yemen’deki ajanlarıyla yakınlık kurdu. ABD, savaşla yandaşlarını güçlendirmeyi ve rakiplerini diskalifiye etmeyi amaçlıyor.

Ayrıca Amerikalıların başka hedefleri de var. Dünyanın dikkatini Gazze’de olup bitenlerden başka yöne çekmek ve kuzey Yemen’deki ajanlarını güçlendirerek onları yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde dikkate alınması gereken bir güç olarak lanse etmek bu hedefler arasında sayılabilir. Bu, güney ve doğu Yemen’deki İngiliz ajanlarının daha da deşifre olmalarına katkıda bulunacaktır.

Ey Yemen halkı! Hizb-ut Tahrir, Amerika ve İngiltere’nin iman ve hikmet ülkesindeki ajanlarını güçlendirmek için aralarındaki Batılı sömürgeci çatışmanın şiddetleneceği konusunda defalarca uyarmıştır. Yemen haram belde olan Mekke’ye ve Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’sine bir taş atımı uzaklıktadır. Dinini sevenler arasında İslam’la yönetmek, Amerikalıların ve İngilizlerin saldırılarını püskürtmek ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verecek birileri yok mu?