- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber Yorum
İki Yanlış Bir Doğru Etmez!
Haber:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde Avrupa Birliği Üyesi Ülkelerin Ankara Büyükelçileri ile Toplantısı'nda konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarım asırdan fazla bir süredir AB’ye üyelik için çaba harcadıklarını belirterek, "Coğrafi, tarihi ve beşeri olarak Avrupa kıtasının bir parçası olan Türkiye; elbette AB tam üyelik hedefine bağlıdır. Maruz kaldığımız onca adaletsizliğe rağmen AB, bizim stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Nitekim, bu yönde gayret göstermeye devam ediyoruz. AB'nin Türkiye'nin üyelik sürecine dair samimi, adil ve ahde vefalı davranması gerekiyor.’’ dedi. (DHA 13.01.2022)
Yorum:
Politik kaygılar, siyasi sıkışmışlıklar, iktisadi açmazlar, sosyal hareketlenmeler Türk siyasetinde yöneticilerin nasıl bir duruşa sahip olduklarını görmemiz açısından oldukça önemlidir. Daha düne kadar ‘’AB bizi kabul etmezse biz kendi yolumuza bakarız. Çıkarılan yasaları Ankara kriterleri yaparız.’’ diyen Erdoğan, gerçekte AB’ne üye olma girişimlerinden hiçbir zaman uzak kalmadı. Toplumun dini, ahlaki, örfi, gelenek ve göreneklerini yozlaştırma adına ne kadar kararname, yasa, kanun varsa hiçbirini çıkarmaktan imtina etmediler. Yine aile, nesil ve toplumu kökünden parçalayacak sözleşmeleri imzaladılar. Anlaşmalara aceleyle taraf olmayı marifet saydılar.
Gerçekte Müslüman halkın, AB’ne üyelik diye ne bir beklentisi ne de buna yönelik bir çabası olmasına rağmen yöneticilerin yarım asırdır böyle bir hülyanın peşine takılmaları ibretliktir. Sanki Rabbimizin şu sözünü unutarak:
وَلَنْ تَرْضٰى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارٰى حَتّٰى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْؕ قُلْ اِنَّ هُدَى اللّٰهِ هُوَ الْهُدٰىؕ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ اَهْوَٓاءَهُمْ بَعْدَ الَّذٖي جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ مَا لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصٖيرٍ
“Kendi dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden asla hoşnut olmayacaklardır. De ki: "Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur". Sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, and olsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur.” (Bakara 120)
Coğrafi olarak Avrupa ile sınırdaş olmamız onunla tarihi, beşeri, kültürel anlamda parça olduğumuz anlamına gelmiyor. Tarihimize baktığımızda hakkın yanında verdiğimiz mücadelenin karşısında batılın temsilcisi olan bu ülkelerle yüzyıllarca savaş halinde olmuşuz. Gerçek olan tarihi hakikatimiz budur.
Beşeri den kasıt bugün Avrupa ülkelerinde iş gücünü temin eden nüfustan bahsediliyorsa, bu zaten başımızdaki yöneticilerin beceriksizliklerinin Müslüman halkı düşürdüğü durumun içler acısı resmidir. O bakımdan bizim onlarla bir araya gelecek, onlarla ortaklaşacağımız tek bir meselemiz dahi yoktur. Durum bu iken, başımızdaki yöneticiler için AB’ye dahil olmak onlar açısından stratejik hedef olabilir. Bunun için yarım asır daha kapılarında bekleyebilirler.
Bilinmelidir ki, Rabbimizin inzal ettiği şekilde bizler, onların dinine uymadıkça onlar bizden razı olmayacakları gibi bizler de onlardan dinimize tabi olmadıkça asla razı olmayacağız. Durum bu kadar açık olmasına rağmen Hristiyan kulübünden ahde vefa beklemek siyasi körlüktür. O bakımdan coğrafi yakınlığımız, bir kısım vatandaşımızın oralarda çalışıyor olması onlarla bir parça olma, aynı kulübün içinde olma, aynı hedeflere yürüme gafletini, yanlışlığını doğrulamaz Sayın Erdoğan! Yani daha açık ifadeyle iki yanlış bir doğru etmez.
Bizimle savaşları hiç bitmeyen, batıl fikirlerini, sapkın düşüncelerini, zulüm uygulamalarını her fırsatta Müslümanlara karşı kullanan bu ülkelerle siyasi hiçbir çıkarınız, ekonomik hiçbir beklentiniz bizi bir çatı altında bir araya getiremez.
Eğer nasihat alırsanız size çok daha hayırlı olanı 50 yıldır kapısında beklediğiniz kokuşmuş hadaratın temsilcisi olan AB’yi değil, insanlığa rahmet olan İslam’ın yönetimine talip olur onunla şan şeref bulursunuz. Gerçek izzet, şeref, başarı akledenler için budur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet SAPA