Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Cinsel Taciz ve Saldırı Olgusu!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Cinsel Taciz ve Saldırı Olgusu!

Haber:

Hollanda medyası, “O Ses Hollanda” adlı bir şarkı yarışması programında kadın yarışmacıların cinsel tacize uğradığı haberleriyle meşguldür. Zira "şarkıcı koçu" ve personeller cinsel saldırı ve hatta tecavüzle suçlandılar.

Yorum:

Yeryüzündeki acı gerçek, bu olgunun sadece “O Ses Hollanda” programıyla sınırlı olmadığıdır. Zira cinsel taciz ve saldırı, kadın ve erkeğin bir araya geldiği hayatın her alanında yaygın bir sorun haline gelmiştir. Ayrıca 2017'de #MeToo hashtag'i ile başlayan kampanya, bu sorunun çok daha derin olduğunun bir ifadesidir.   

İstatistikler yalan söylemez. Nitekim AB’nin kadına yönelik şiddetle ilgili son anketine göre, 28 Avrupa ülkesinden 42 bin kadın ankete katılmış olup sonuçlar endişe vericidir. Zira bu ankete göre Avrupa’da her yirmi kadından biri tecavüze uğramaktadır. Rutgers tarafından Hollanda’da yapılan 8000 Hollandalı erkek ve kadının katıldığı bir araştırmaya göre ise bu oran Hollanda’da dokuzda birdir. Dolayısıyla bu, her üç kadından birinin cinsel şiddet mağduru olduğuna ve erkekler için de bunun 13’te bir olduğuna işaret etmektedir. 15-24 yaş grubuna yönelik fiziksel cinsel taciz ise, kadınlar için en az %31, erkekler için de en az %11’dir.   

Bunun nedeni kadın ve erkek arasındaki doğal cazibe veya erkeğin doğası gereği baskın olması değildir. Zira her iki cins de birbirlerine cazip gelecek şekilde yaratılmıştır. Bu eğilim, doğal ve sağlıklıdır. Dolayısıyla sorun aslında bu eğilimin var olmasında değil, bilakis bunun düzenlenme biçiminde yatmaktadır. Sorun ve çözümün yattığı yer işte burasıdır. 

Halihazırda bu alaka, az veya çok dünyaya egemen bir ideoloji olan Liberal Laik düşünceye göre düzenlenmektedir.

Bu nedenle kadın ve erkeğin cinsel taciz ve istismarı sorunlarının, Liberal Laikliğin düzenlemesi veya düzenleyememesi çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir. Çünkü Liberal Laik ideoloji, asgari kısıtlamalarla birlikte özgürlüklere dayanmaktadır. Dolayısıyla neredeyse sınırsız olan özgürlükler fikri, kadın ve erkek arasındaki kural ve düzenlemelerin kaybolmasına yol açmaktadır. Sonuç olarak hemen hemen her şeyi yapmak mümkündür ve buna izin verilmektedir. Örneğin: Evli olsanız bile flört etmeye izin verilmekte, randevulaşmaya izin verilmekte (“ikinci aşkı” tanıtan televizyon reklamları bile vardır), karşı cinsle yalnız kalmaya izin verilmekte, sokakta yarı çıplak dolaşmaya ve zorlama olmadan izin verilmesi halinde cinsel ilişkiye izin verilmekte, pornografinin üretilmesine, görüntülenmesine ve dağıtılmasına ve kadın güzelliğinin kâr amacıyla istismar edilmesine izin verilmekte, sınırsız sayıda partnere izin verilmekte, türe karşı cinsel ilişkiye izin verilmekte, meslekte cinsel eylemlerin artmasına ve pornografik görüntülerin alınmasına ve iletilmesine izin verilmekte, fuhuş yoluyla para kazanılmasına veya internet üzerinden vücudu istismar etmek yoluyla ve benzeri şekilde para kazanılmasına da izin verilmektedir.

Bu da kadınların şehvet objeleri haline geldiği hiperseksüel bir topluma neden olan cinselliği şekillendirmede neredeyse hiçbir sınır olmadığı anlamına gelmektedir. Bu, kızları, eşleri, kız kardeşleri ve anneleri üzerindeki etkisinden dolayı Liberal Laiklerin bile reddedebilecekleri bir gerçektir.

Mesele, sadece erkeklere özgü olan bir sorun değildir. Ancak sorun, hem erkekleri hem de kadınları ilgilendiren bir insanlık sorunudur. Nitekim cinsel taciz her iki cinsiyette de meydana gelmektedir. Çünkü bir kadında bir taraftan kendisini cinsel olarak erkeğe empoze edebilir. Dolayısıyla birinin aşırı temsil etmesi gerçeği, bir fark oluşturmaz. Çünkü mesele, bu hususta en büyük payın kime ait olduğuyla ilgili değildir. Ancak mesele, bu sorunun kadın ve erkek arasındaki etkileşimden ve bunun düzenlenmesinden kaynaklanmasıdır.   

Öte yandan İslam, toplumda kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi düzenlemek için dengeli bir çözüm sunmuştur. Zira İslam, kadın ve erkeğin doğal içgüdü ve eğilimlerini ortadan kaldırmaya çalışmadığı gibi bunların tamamen özgür bırakılmasına da izin vermez. Aksine bu içgüdüleri, insanın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlemiş ve tanzim etmiştir. Ayrıca kadın ve erkeğin Allah katında eşit olduğuna ancak bu ikisinin aynı şey olmadığına itibar etmektedir. Zira erkek kadından farklıdır ve bunların farklı görevleri ve sorumlulukları vardır. Bu nedenle her iki cinsiyet için de kapsamlı emirler gelmiştir. Ayrıca İslam, kadını şehvet için bir obje olarak görmez, bilakis onu bir insan, bir anne, bir eş ve bir kız çocuğu olması sıfatıyla her zaman saygı duyulması ve korunması gereken biri olarak görür. Dahası her türlü cinsel taciz, cinsel saldırı veya tecavüz için ağır cezalar koymuştur. Dolayısıyla İslam, toplumda kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi, hem kadınları hem de erkekleri her türlü şiddet ve cinsel tacizden koruyacak şekilde düzenlemiştir. Keşke bilmiş olsalardı.    

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Okay Pala

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER