- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Batı'nın Nefret Dağı, Bir Dünya İslamofobi Gününü Doğurdu!
Haber:
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 193 üye ülkesi Salı günü, Türkiye ve Pakistan tarafından önerilen ve her yıl 15 Mart’ın “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” olarak tanınmasını kabul eden bir kararı oybirliğiyle kabul etti. (El-Arabiyye)
Yorum:
Birleşmiş Milletler İslamofobi ile mücadele için uluslararası bir gün kabul etmekle birlikte aynı zamanda tüm Batı ülkelerindeki Müslüman nesilleri kısıtlamayı amaçlayan planların geliştirildiğini ve bir yasa paketinin kabul edildiğini de işitmekteyiz. Bu ise bir İslam düşmanlığı olan “İslamofobi” olgusunu sürdürmek ve ona resmi meşruiyet kazandırmak adına sözde terörle mücadele stratejileri kapsamında gerçekleşmektedir.
Bazı Batılı yasaların, Avrupa’nın tüm ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri’nde Müslümanlara karşı derinden kök salmış ayrımcı ve ırkçı bir bakış açısı ortaya koyduğunu ve öte yandan uluslararası kuruluşlardan da din veya inançları temelinde insanlara yönelik her türlü şiddetten ve ibadethanelere yönelik eylemlerden duydukları derin üzüntülerini dile getirdiklerini görmekteyiz.
Nitekim kaç Batılı mahkeme peçeyi kınamıştır? Müslüman nesiller, kişisel yaşamlarına kadar uzanan kaç ırkçı yasayla karşı karşıya kalmışlardır? Dahası Müslümanlara karşı işlenen en iğrenç sistematik suçları bile sırf Müslüman oldukları için görmezden gelecek kadar liste uzayıp gitmektedir!! Her Batı ülkesinde farklı deneyimlerle, herkes kendi ülkelerinde Müslümanların varlığından duyulan sıkıntıyı ve İslam’ın yayılmasından duydukları korkuyu paylaşmaktadır.
Batı politikalarında bu tür çelişkilerin varlığı onlar için yeni bir şey değildir. Zira uluslararası meşruiyet altında zulmedip öldürdükleri zaman, gözlere kum serpmek için sakinleştiriciler vermekte ve kamuoyunun pusulasını gerçek yüzlerini görmekten alıkoymak için de timsah gözyaşları dökmektedir. Dolayısıyla resmi söylemler, Batı’nın kapıları kapatmasının, hükümetlerinin İslam’a karşı mücadelede farklı sınıflandırmalar üzerinde anlaşmalarının, İslam’ı “terörizmin” kaynağı ve Batılı medeniyetleri için bir tehdit olarak görmesinin ortasında içi boş sözleriyle çelişmemek için Batı’nın sığındığı barikatlardan başka bir şey değildir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Rana Mustafa