Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Sefalet Getiren Kapitalizmi Uygulamada Israr Ederek Krizleri Üreten Bizzat Mısır Rejimidir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Sefalet Getiren Kapitalizmi Uygulamada Israr Ederek Krizleri Üreten Bizzat Mısır Rejimidir!

Haber:

Sada el-Beled kanalının web sitesinde 15/3/2022 Salı günü, İmadeddin Edib’in MBC Mısır’daki el-Hikaye programıyla yaptığı röportajda söylediklerine yer verildi: “Mısır, Korona virüsü koşullarının yansımalarına ek olarak özellikle varil petrol ve buğday fiyatlarındaki artışı büyük ölçüde etkileyen Rusya-Ukrayna savaşının ardından da ekonomik reformun faturasını ödemiştir.” Ve şöyle devam etti: “Mısır, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı konumunda ve Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte buğdayın kullanıldığı bir dizi önemli temel emtialar da bulunmaktadır.” Başkan Sisi’nin buğday ekimi yapılan tarım arazilerinin artırılmasına yönelik çalışmalarının yanı sıra çiftçilere buğday ekimini özendirmek için önemli teşvikler verildiğini de vurgulayarak şöyle devam etti: “Aklı başında olan kimselerden bu konuda devleti suçlamamalarını rica ediyorum. Çünkü Mısır kriz oluşturmadı, bilakis krizin içine sokuldu. Dolayısıyla bizim sıraya girip olaylara ayak uydurmamız kaçınılmazdır.”   

Yorum:

İmadeddin Edib’in medet umduğu ve sıraya girip olaylara ayak uydurmalarını istediği aklı başında olanların kimler olduğunu bilmiyoruz! Kesinlikle kendisi ve kardeşi gibi medyadaki siyasi elitleri, iş adamlarını ve finansörleri kastetmiyordur. Zira onlar, insanların acısını çektiği yüksek fiyatlardan etkilenmemekte, velinimetleri olan rejime karşı tek bir söz dahi söylemeye cesaret edemedikleri gibi krizin hakikatini ve sebeplerini insanlara açıklamaya da cesaret edemiyorlar. Bu durumda o, kendilerine bu rejimin sıkıntısı isabet eden ve etkilenen genel halka hitap etmektedir. Zira Edib ve diğerlerinin istediği gibi sıraya giremeyecek olanlar onlardır. Çünkü onlar, ekmek ve ulaşım için sıraya girdiklerinden dolayı başka sıraya girecek vakitleri yoktur. Dolayısıyla onlar, rızıklarını ve ailelerinin geçimlerini temin etmenin peşinde koşmaktan ve rejimin omuzlarına yüklemiş olduğu maliyet ve yüklerden bıkmışlardır.    

Edib, bu rejimin yaptıklarını haklı çıkaran tek kişi değildir. Bilakis insanların, rejimin her seferinde sıkıntılarını artıran sürekli baskılarıyla birlikte yaşamını en düşük bir şekilde sağlamak için çekmiş olduklarını hissetmeyen tüm tabaka rejimi haklı çıkarmaktadır. Sanki Edib, bu insanların sabırlarını test ediyor veya hala devam etmeye muktedir olduklarını görüyormuş gibidir. Bu yüzden onlardan çok daha fazlasının çıkması için üzerlerine baskı uygulamaktadır! Nitekim insanlar birikimlerini Süveyş Kanalı’ndaki şubesine yatırdıktan, yıllarca konut projelerine ve reklamlarına ödedikten sonra onların bir şeylere sahip olduklarını fark etmiştir. Dolayısıyla işte bu esasa göre davranmakta ve lisanı hali de şöyle demektedir: Neden birikimlerini ellerinde tutmaya devam ediyorlar? Neden ellerinde bir şeyler tutmaya devam ediyorlar? Onlar sefalete, hiçliğe ve yoksulluğa maruz kalsınlar ki seslerini çıkaramasınlar ve onları karşı karşıya bıraktığımız şeylerin arkasında koşup dursunlar!” Rejimin Mısır halkıyla olan ilişkisinin gerçeği işte budur; zira rejim, krizlerin boyutunu, sebeplerini ve müsebbiplerini anlamasınlar ve ellerinde bu krizden kurtulmak için doğru çözümler aramaya yönelik bir alan kalmasın diye insanların düşünmeleri için bir alan bırakmak istemiyor. Eğer insanlar için yazılı rızıklar olmamış olmasaydı, bu rejimin politikaları ve feci kararları altında açlıktan öleceklerdi.

Mısır’daki krizlerin asıl nedeni ne ekonomik reform tasarısı, ne Korona virüsünün yansımaları, ne de Rusya-Ukrayna savaşıdır. Her şeyden önce faturasını insanların ödemesi için yapılan ekonomik bir reform olamaz. Dahası bunlar, Uluslararası Para Fonu tarafından dikte edilen yıkıcı Kapitalist kararlardır ve rejim de onlara harfiyen bağlı kalmaktadır. Zira rejim, bunun Batı’nın çıkarına olduğunu, Mısır ve halkının çıkarına olmadığını, dahası onların felaketlere sürükleneceğini ve on yıllar boyunca onların bağımlılığı altında kalacağını kesin olarak bilmektedir. Ancak aynı zamanda IMF’nin kararlarının cesetleri üzerinde bile olsa uygulanmasının zorunlu olduğunu da bilmektedir. Kesin olan gerçek şu ki Kapitalizm, yasaları ve çözümleri bir kriz olup rejimin bunun ve uygulanması üzerinde ısrar etmesi, çözüm bulmak için çalıştığı iddiasında bulunmasına ve çözümlerinin açığı artırdığı ve krizleri derinleştirdiği kanıtlanmasına rağmen onu krizin üreticisi haline getirmektedir. Oysa aklı başında olan biri, Dünya Bankası’ndan borç alıp ülkeyi, imkanlarını, politikalarını ve kararlarını Batı’ya ipotek etmenin Batı’nın yarattığı krizleri çözebileceğini ve onun bekasından ve devamlılığından faydalanabileceğini söyleyebilir mi?!

Tedavinin ilk adımları, insanların sefaletinin gerçek nedeni olmasından dolayı Kapitalizmin kökünü kazımayı içermelidir. Kesinlikle bu da, bu rejim temellerini oluşturan araçlarını ve uygulayıcılarını kökünden söküp atmayı, Batı’nın ve onun sömürgeci kurum ve kuruluşlarının tüm karar ve taahhütlerini reddetmeyi, sorunları ve Mısır’ın ve genel olarak ümmetin içinden geçtiği krizlerin vakıasını gerçek bir anlayıştan kaynaklanan doğru bir anlayışla sahih bir şekilde çözecek olan İslam’ı tatbik etmekle başlamayı içermelidir. Dolayısıyla enflasyon, kağıt para birimlerini altın ve gümüşle değiştirerek ve altın endeksine geri dönmekle çözülecektir. Böylece kağıt para, altın ve gümüşü temsil eden bir kağıt haline gelecek ve böylece de savaşlardan ve krizlerden etkilenmeyen bir değere sahip olacaktır. Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu iki hadisi, Mısır’ı dünyada ilk buğday ithal eden ilk ülke olmak yerine daha önce yaptığı gibi dünyayı besleyen bir ülke için model haline getirecek olan kapsamlı çözümü içermektedir. Birincisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavlidir: مَنْ أَحْيَا أَرْضًا مَيْتَةً فَهِيَ لَهُKim ölü bir araziyi ihya ederse (canlandırırsa) onundur.” İkincisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavlidir: الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثَةٍ: فِي الْمَاءِ وَالْكَلَإِ وَالنَّارِMüslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, merada ve ateşte.” Bu iki hadiste İslam, insanlara araziyi tarım, sanayi ve diğer imar yolları ile inşa etmek amacıyla ihya etme hakkı vermiştir. Kesinlikle bu, onların ve çevresindekilerin geçim kaynaklarını genişletmenin bir yolu olacaktır. Ayrıca İslam, petrol kuyuları, gaz sahaları, altın ve maden ocakları ve benzerleri gibi tüm insanların hakkı olan devletteki kalıcı kaynakları bir kişinin tekelinde tutmasının caiz olmadığını da açıklamıştır. Zira tüm bunlara, gerçek veya tüzel kişilerin sahip olması caiz değildir. Aksine devletin bunlardan servet üretmesi ve herkese eşit olarak dağıtması gerekir. Bu iki hadis uygulanıp altın ve gümüş temel olarak alınsın bakalım Mısır’da yoksulluk görecek miyiz? Hayır, ancak bu hükümler, İslam’ın diğer hükümlerinden ayrı olarak tek başına uygulanmaz. Aksine İslam’ın tüm hükümleri uygulanmalıdır. Çünkü bazı hükümler birbirlerini tamamlamaktadır. Böylece insanlar bunların gölgesinde huzur bulacak ve umdukları adalet gerçekleşecektir.

Gerçekten Mısır’ı ıslah edecek ve krizlere son verecek olan, sadece insanların durumunu İslam ve Kenane ordusu içerisindeki samimi muhlislerden gelecek nusretin dışında hiçbir eksiği olmayan Hizb-ut Tahrir’in taşımış olduğu projeyle çözecek olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde İslami hayatın yeniden başlatılmasıdır. Nitekim Hizb-ut Tahrir, ümmetin hemen tatbik edilmek için kamil bir şekilde hazırlanmış projesini ordu içerisindeki muhlislere sunmakta ve onlardan İslam ve akidesi temelinde desteklerini talep etmektedir. Umulur ki Allah, emrini onlarla tamamlar, dinini onlarla destekler ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet olan devleti yenide onlar eliyle kurulur.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْEy iman edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat veren şeye çağırdığında icabet ediniz.” [Enfal-24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Said Fazıl - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER