- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Uganda’da Altının Keşfedilmesi, Sadece Sömürgecilere Fayda Sağlayacaktır!
Haber:
Uganda, 31 milyon ton ağırlığında altın yatakları keşfettiğini duyurdu ve toplam geri çıkarılabilir saf altının 320.000 ton olduğu tahmin ediliyor. Devlet Başkanı Museveni bunu, ulusa hitaben yaptığı konuşmasında vurguladı. Bu yatakların değerinin 12 trilyon dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor.
Yorum:
Uganda’da keşfedilen ve mevcut diğer birçok kaynaklar göz önüne alındığında,keşfedilen devasa altın yataklarının yabancı yatırımlar adına yalnızca batılı kapitalist şirketlere fayda sağlayacağı noktasında şüphe yoktur.
Altın rezervlerinin yanı sıra Uganda, toplam alanının yaklaşık %20'sini kaplayan göller ve nehirler gibi başka devasa doğal kaynaklara da sahiptir. Ayrıca Uganda, bakır, tungsten, kobalt, kolumbit-tantalit, fosfatlar, demir cevheri, kireçtaşı ve 2008 ve 2009 yıllarında Albert Gölü’nde Rift havzasında keşfedilen kayda değer miktarda petrol gibi rezervlere de sahiptir.
Tüm bu doğal kaynaklara rağmen Uganda dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer alıyor. Bu da 2011 yılında Dünya Bankası tarafından belirlenen uluslararası yoksulluk sınırına göre, günlük 1,90 Amerikan dolarının altında bir kazanç anlamına geliyor.Uganda’nın nüfusuna gelince; ulusal yoksulluk sınırına göre aşırı fakirlik içinde yaşayan insanların oranı 2012 ile 2016 yılları arasında %1,7 oranında artış göstermiştir. Kovid-19 salgınıyla birlikte durum daha da kötü bir hale gelmiştir.
Mevcut keşiften önce bile halkın çoğunluğu ülkedeki mevcut doğal kaynaklardan faydalanamamıştır. Bu yüzden bu yeni keşfin herhangi bir fark oluşturacağını düşünmek mantıklı değil. Hükümet, kapitalist şirketlerin bu keşifteki rollerini, yaptığı açıklaması sırasında netleştirmiştir. Nitekim Uganda Enerji ve Maden Geliştirme Bakanlığı sözcüsü Solomon Muyita, Uganda’nın, Çin altın madenciliği şirketine (EnergyCapital & Power) fiilen lisans vermesinin ardından uluslararası altın madenciliği şirketlerini ve yatırımcılarını çekmek istediğini söyledi. Bu nedenle bu kamu mülkiyetlerinin gerçek yararlanıcıları, sömürgeci Batılı şirketler ve büyük ölçüde rüşvet skandallarına karışan hükümetteki egemen seçkinlerin birkaç ailesidir.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün, 2019 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Uganda’yı, dünyanın en yozlaşmış ülkeleri (180 ülke arasında 137) ve 2021'de (180 ülke içinde 144) arasında sıralaması, İbrahim Afrika Yönetişimi Endeksi’nin (IIAG), Uganda’yı daha da kötüleştirdiğinin bir kanıtıdır. 2016 yılında Başkan Museveni, eski Hong Kong İçişleri Bakanı Patrick Ho Chi-ping ile bir rüşvet skandalına karışmakla suçlanmıştı. Zira Çin ve CEFC China Energy Co. için ticari işlemleri güvence altına almaya çalışmak amacıyla Museveni’ye 500.000 dolar ve Uganda Dışişleri Bakanı Sam Kutesa’ya da 500.000 dolar rüşvet teklif edilmişti.
Ayrıca bu keşif, Uganda üzerinde sömürgeci güçler arasındaki gerilimi de yükseltebilir. Dolayısıyla bu da Ugandalıların kanlarının dökülmesine yol açabilir. Zira nerede bir kaynak bulunsa sömürgeciler oradadır. Bu yüzden Kongo ve Mozambik gibi birçok Afrika ülkesinin durumunda olduğu gibi kaynakları özgürce sömürebilmek için çatışmalar, savaşlar ve istikrarsızlıklar artacaktır.
Uganda bağlamında İngiltere, Çin ve Amerika arasında bir gerilimin olması bekleniyor. Zira Amerika, Uganda’daki altın ticaretinde İngiltere ve Avrupa'yı taciz etmeye başladı ve Entebbe’deki Afrika Altın Rafinerisinin 2014'te açılmasından bu yana Uganda’nın altın ihracatının arttığı bildiriliyor.Ayrıca Amerika, Mart 2022’de, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden gelen yasadışı altın nedeniyle Uganda’daki Afrika Altın Rafinerisine yaptırımlar uygulamıştır.
Allah’ın izniyle yakında kurulacak olan Raşidi Hilafet Devleti’nin olduğu İslam Devleti’nin uygulayacağı İslami Ekonomik Sistemin gölgesinde ümmet, bu devasa kaynaklarından yararlanacaktır. Çünkü madenler gibi tüm kamu kaynakları, kamu mülkiyeti olarak kabul edilmekte olup kesinlikle küçük bir azınlığın çıkarı için özelleştirilemeyecektir. Dolayısıyla Uganda ve gelişmekte olan ülkeler, alemler için bir rahmet olan İslami yönetim olmadıkça, kapitalizmin sömürüsünden ve sömürgeciliğin pençesinden kurtulamayacaktır.
Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثَةٍ: فِي الْمَاءِ وَالْكَلَإِ وَالنَّارِ “Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, merada ve ateşte.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Bitomva