Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yaşayan Çocukların Mezarlığı!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yaşayan Çocukların Mezarlığı!

Haber:

El-Cezire Net 27 Ekim 2022 Perşembe günü, şu başlık altında bir haber yayınladı: “Tunuslu yetkili: İtalya, ailesi olmadan bir tekneyle Lampedusa'ya gelen bir kız çocuğunu iade etmeyi reddetti”. Haberde şöyle geçti:

“Tunuslu bir yargı yetkilisi, İtalyan makamlarının, düzensiz göç dalgalarının bir parçası olarak Lampedusa adasına ailesi olmadan gelen Tunuslu bir kız çocuğunu iade etmeyi reddettiğini söyledi.

4 yaşındaki kız çocuğu, yaklaşık iki hafta önce Tunus’tan diğer göçmenleri taşıyan bir tekneyle yakınlardaki bu İtalyan adasına gelmişti ancak aile bireylerinden herhangi bir refakatçi olmaksızın.

Tunus Ulusal Muhafızları sözcüsü, ailesinin onu İtalya’ya kadar takip etmesi için bir miktar parayla birlikte seyahati organize eden bir aracıya teslim ettiğini ve soruşturmaya tabi tutulduktan sonra ebeveynlerinin seyahat etmesinin engellenmesine karar verildiğini söyledi.

Göç konusunu ele alan Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu, bu yıl yaklaşık 500 Tunuslu ailenin İtalya kıyılarına göç ettiği tahmininde bulundu.

Ayrıca yaklaşık 2.600’ü çocuk ve 640’ı kadın olmak üzere ülkenin kıyılarından ayrılan 13.500'den fazla Tunuslu düzensiz göçmenin olduğunu sayarken yaklaşık 600 kişinin kayıp olduğunu söyledi…”

 

Yorum:

Müslümanlar, kendilerini sahip oldukları cinayet, vahşet ve istismar araçlarıyla yöneten baskıcı rejimlerin felaketleri, evsiz bırakması ve sıkıntıları nedeniyle ülkelerinden kaçıyorlar. Zira bu rejimler, Müslümanları ezdikleri ve onlara her türlü işkenceyi tattırdıklarından dolayı, Avrupa’da bir sığınak bulacaklarını ve bu acılardan kurtulacaklarını ümit ediyorlar. Dahası çocuklar, insanlığın tüm anlamlarından uzaklaştırıldıktan veya insan organ ticareti olarak bilinen şeyle parçalanıp yedek parça olarak satıldıktan sonra onları ailelerinin düşmanları olmaları için kaçırıldığı daha kötü bir gerçekle karşı karşıya bırakmışlardır. Tabii denizlerde boğularak ölmekten ve Yunan veya İtalyan adalarında mülteciler için hazırlanan sefil kamplardan kurtulabilirlerse böyledir.

Bu kız çocuğunun çektiği acılar, en iyi kanıttır. İnsanlığın başına bela olan bu olguyu azaltmak için yerinden edildikleri ülkelerin veya Batılı ülkelerin neler yaptığını görün işte!

İslam beldelerindeki mevcut ülkeler, bu hususa gereken önemi vermiyorlar. Aksine onların vatandaşlıklarından kurtulmaya katkıda bulunduklarından ve onları karada ve denizde ölüme sürüklediklerinden nerdeyse eminiz!

İslam’a ve Müslümanlara karşı kindar olan Batılı ülkelere gelince; kendi çıkarlarına hizmet ettiği ölçüde bu görüntüden kurtulmaya çalışıyorlar. Zira Avrupa insan gücüne ve insan enerjisine ihtiyaç duyduğu sürece Avrupa’ya göçü memnuniyetle karşılayacaktır. Ancak Müslümanların dinlerini ve inançlarını terk ederek bu toplumlara entegre olacaklarından ve bu ülkelere hizmet eden genç enerjilerin mutasyona uğramış bir insan ve üreme makineleri haline geleceklerinden emin olmalarından sonra. İşte bu, kendi çıkarlarını korumak ve onları istedikleri yerde kullanmak amacıyla araçlarının bir parçası haline getirmek bahanesiyle yapılan “merhametli!” bir cinayettir.

Bu sorunun, dahası Müslümanların tüm sorunlarının tek çözümü, Müslümanlar için onurlu bir hayat inşa etmeye hırs gösterecek, onlar için rahat ve izzetli bir hayatın nedenlerini sağlayacak, onların işlerini İslami şerî hükümlere göre gözetecek, onları kalkındırıp adalet ve hayır mertebesine yükseltecek gerçek gözetimin olduğu bir devletin kurulmasında yatmaktadır. Buna dair en iyi kanıt İslam tarihidir. Nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَن أطَاعَنِي فقَدْ أطَاعَ اللَّهَ، ومَن عَصَانِي فقَدْ عَصَى اللَّهَ، ومَن يُطِعِ الأمِيرَ فقَدْ أطَاعَنِي، ومَن يَعْصِ الأمِيرَ فقَدْ عَصَانِي، وإنَّما الإمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِن ورَائِهِ ويُتَّقَى به، فإنْ أمَرَ بتَقْوَى اللَّهِ وعَدَلَ، فإنَّ لَهُ بذلكَ أجْراً وإنْ قالَ بغَيْرِهِ فإنَّ عَلَيْهِ مِنْهُKim bana itaat ederse Allah'a itaat etmiş; her kim bana isyan ederse Allah'a isyan etmiş olur; ve kim emire itaat ederse bana itaat etmiş; her kim emire isyan ederse bana isyan etmiş olur! İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur. Şayet Allah'tan korkmayı emreder ve adaletli olursa, bundan dolayı ona ecir vardır, aksini yaparsa bundan dolayı da vebale girer.” [Buhari rivayet etti.]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Bessâm El-Makdisî

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER