Haber-Yorum

Yakında İktidardan İndirilmekten Korkan Hasina, Amerika’nın İradesine Boyun Eğerek, Amerika’nın Hint ve Pasifik Okyanuslarına Yönelik Planını Onayladığını Açıkladı!

Haber:

Bangladeş Pazartesi günü resmi olarak, ABD'nin özgür, açık, barışçıl ve güvenli bir bölge olarak tasavvur ettiği Hint-Pasifik bölgesi için 15 maddelik planından beklentilerini açıkladı. Bu ise Başbakan Hasina’nın Japonya, Amerika ve İngiltere’ye yapacağı üçlü ziyaretin başlamasından bir gün önce geldi.Bangladeş Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Şehriyar Alem,Hint-Pasifik bölgesinin küresel GSYİH içindeki toplu payı, uluslararası ticaretteki üstünlüğü, iklim eylemi ve artan teknolojik dinamizmi,Bangladeş’in uzun vadeli dayanıklılığını ve refahını sağlamada ana belirleyiciler olabileceklerini söyledi. Bangladeş’in Hint-Pasifik bölgesindeki beklentileri ve katılımı, “Hint-Pasifik bölgesindeki herkes için barış, refah, güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla karşılıklı güven ve saygıyı artırmayı, ortaklıklar ve iş birliği kurmayı ve diyalog ve anlayışı güçlendirmeyi” içerdiği gibi Hint-Pasifik bölgesinde deniz emniyeti ve güvenliği hakkında “mevcut mekanizmaların güçlendirilmesini de” içermektedir.

Yorum:

Amerika uzun süredir Hint-Pasifik stratejisine aktif olarak katılması için Bangladeş’e baskı yapıyor.Bangladeş’in bu stratejiye katılımı, hem Bangladeş ile Amerika arasındaki ortaklık diyaloğunda, hem de ABD’li yetkililerin gerçekleştirdiği ziyaretler silsilesinde uzun bir süredir tartışılıyor. Nitekim uzun yıllar takip etmesinin ardından sonunda Bangladeş, Pazartesi günü “Hint-Pasifik beklentilerini” onayladığını açıklayarak istikrar ve refahı, ülkenin 2041 vizyonunu gerçekleştirmede “belirleyici bir faktör olarak” gördüğünü belirtti. Ayrıca Bangladeş’teki yönetici seçkinler, çıkar grupları ve Amerikan yanlısı düşünce kuruluşları, iki bölge hakkında kapsamlı bir vizyon başlatmanın akıllı bir diplomasi olduğunu ve Bangladeş’i bölgede ilgili ve sorumlu bir aktör olarak sunmak için uygun zamanın olduğunu ifade ettiler. Bu yüzden insanlardan, Bengal Körfezi’ndeki denizcilik fırsatlarının ekonomik faydalarından yararlanma projesinde Amerika ile iş birliği yapmalarını talep ediyorlar. Dolayısıyla Bangladeş’i büyük ticaret ve yatırım ortaklarına yakınlaştırmak için Amerika'nın iki okyanus stratejisine katılımı vurgulanmak yoluyla onların habis gündemlerinin, bu Amerikan ittifakının ümmetin egemenliğine getireceği tehditler gizleniyor!

Bangladeş’in Amerika’nın Hint-Pasifik’teki stratejisine katılarak Amerika ile Çin arasındaki çatışmada bir piyon olarak kullanılacağı açıktır.Ancak Hasina’nın zayıf hükümeti, stratejik Bengal Körfezi’nde güçlü bir varlık gerçekleştirmesi için Amerika'ya büyük bir alan sağlıyor. Zira Hasina’nın, Genel Askeri Bilgi Güvenliği Anlaşması (GSOMIA) gibi savunma anlaşmaları ile Amerika’nın iğrenç bir amaçla formüle ettiği Paylaşılan Hizmetlerin Alımı Anlaşması’nı (ACSA) imzalamayı kabul etmesi, güvenlik iş birliği bahanesiyle Hint-Pasifik bölgesinde askeri tatbikatlar yapmanın yanı sıra Bangladeş’i ABD ordusu için bir askeri üs haline getirmeyi içeriyor. Gerçek şu ki Hasina’nın yozlaşmış hükümeti, kendini tehdit altında hissediyor ve Amerika tarafından iktidardan indirilmekten korkuyor. Bu nedenle Amerika’nın bu şerir planına teslim olmuş ve iktidarda kalmak amacıyla Amerika’yı hoşnut etmek ve yaklaşan seçimlerde başarısını bir kez daha garantilemek için onun Hint-Pasifik’teki ittifakına katılmayı kabul etmiştir.Ancak bu girişimin ümmetin egemenliğine getireceği tehditleri ve korkunç jeopolitik tehlikeyi hiç dikkate almamıştır. Ayrıca o, Allah Subhanehu ve Teala’nın, bu tür ittifaklara katılmaları neticesinde sömürgeci kafirlerin ümmet üzerindeki hakimiyetlerini pekiştirmesini şiddetle haram kılmasını da hiç umursamamaktadır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً “Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermez.” [Nisa 141]

Hasina gibi yöneticiler, her zaman ülkemizi, stratejik kaynaklarımızı ve ordumuzu, sömürgeci efendilerinin savaşında yakıtlar olarak kullanmıştır. Çünkü onlar, güçlü bir dış politika yoluyla Müslümanların müşriklerden oluşan düşmanlarını kontrol altına almayı hayal etmedikleri gibi bocalayan dış politikalarının da, sömürgeci Amerika’nın ve Güney Asya'daki müttefiklerinin hegemonyasını pekiştirerek tahtlarını korumaktan başka bir amacı yoktur. Bu nedenle bu utanç verici ve küçük düşürücü durumdan kurtulmanın tek yolu, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurarak İslam nizamını uygulamaktır; zira Hilafet, hiçbir sömürgecinin, Müslümanların topraklarını, stratejik kaynaklarını ve ordusunu sömürge savaşlarında yakıt olarak kullanmasına izin vermeyecek ve Hilafet Devleti, İslam şeriatının belirlediği güç bir dış politika sayesinde dünyanın dört bir tarafında kendisini ispat edecektir. Bu sayede Hilafet, yeni dünya düzenine dahil olacak ve herhangi bir büyük gücün, herhangi bir uluslararası örgütün veya onun askeri ittifaklarının bir parçası olması için baskı yapmasını kabul etmeyecektir. Bunun yerine Amerika’nın ve diğerlerinin dünya düzeyindeki hegemonyasını yok etmek için Çin, Hindistan ve Amerika’nın birbirlerini vurmasını sağlayacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Saffet Nevaz - Bangladeş