- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İlaç Sıkıntısının Nedeni Dolar Açığı Değil, İnsanları Gözetecek Bir Devletin Olmamasıdır
Haber:
Mısır el-Yevm Gazetesi 16/07/2023 Pazar günü, Mısır Temsilciler Meclisi üyesi Dr. Hanan Abdu Ammar’ın, Mısır Meclis Başkanı Müsteşar Dr. Hanefi Cebali’ye, Sağlık ve Nüfus Bakanı’na hitaben Mısır’daki insülin kıtlığı kriziyle başa çıkmaya yönelik mekanizmalar hakkında bir soru önergesi sunduğunu bildirdi. Ammar sorusunda, içinde bulunduğumuz dönemde diyabet ilaçlarının bulunmamasından dolayı Mısır piyasasında gerçek bir sıkıntı yaşandığını ve bu ilaçların 11 milyon şeker hastası olduğu tahmin edilen Mısırlı hastaların geniş bir bölümünü temsil ettiği göz önüne alındığında bunun ciddi bir alarm verdiğini söyledi. Diyabet ilaçlarının eksikliğinin de eksiklikler listesinin arasına girdiğine dikkat çekti; zira Mısır pazarında, bazı diyabet ilaçlarına ek olarak kolon ve glandüler ilaçları ile bazı antibiyotiklerde de kıtlık yaşanıyor. Bu arada tıbbi malzemeler kıtlığının, büyük bir eksikliğin acısını çeken hammaddelerden daha fazla yarı sigortalı olduğunu vurguladı. Milletvekili, diyabet ve diğer ilaçlardaki eksikliklere bağlı krizi, mevcut döviz krizi bağlamında hammaddeden üretim için gerekli olan farmasötik bileşenlerin sevkiyatlarının yapılmaması sonucunda üretilen ilaçların %30'unda önemli eksikliklerin varlığına bağladı. Ve sordu: “Piyasanın karşı karşıya olduğu krizin sebepleri nelerdir? Bununla başa çıkma mekanizmaları nelerdir?” Ayrıca milletvekili bakanlığı, eksikliklerle ilgili bir rapor hazırlamaya ve ortak kurumlarla iş birliği içinde proaktif adımlar atmak için çalışmaya çağırdı.
Yorum:
Milletvekili konuşmasında, distribütör mağazalarının 750.000 paket teslim aldığını ve bunları eczanelere dağıttığını açıkladı. Ayrıca Mısır, eczanelere dağıtılan ve gümrükte tutulan 950.000 ithal insülin paketi de aldı. Yine acil durumlar dışında dağıtılmayan stratejik bir depo olarak Bakanlığın tıbbi malzeme depolarında 125.000 adet insülin paketi bulunmaktadır. Aynı şekilde yerli insülin üretiminin yılda yaklaşık 7 milyon paket olduğu tahmin ediliyor ve bakanlığın açıklamalarına göre üretim için gerekli olan hammadde stokları 5 aylık bir süre için mevcuttur.
Bu zamanda insanların yaşadığı en büyük musibet, ticareti ahlaki, manevi ve insani değerlerden soyutlayan ve faydacı maddi değeri tüm eylemlerin odak noktası haline getiren ve dini hayattan ayıran kapitalist Batı medeniyetidir. Zira karada ve denizde fesat yayılmış, insanların bedenlerine, ruhlarına ve sağlıklarına tüm dert ve hastalık musallat olmuş, tıpta, ilaçta ve bu ikisiyle ilgili her şeyde tekelleşme egemen olmuş ve böylece hastalığın oluşması ve varlığının devam etmesi kapitalist Batı şirketlerinin kar elde ettiği bir hedef haline gelmiş, hastalıkların ve bunların komplikasyonlarının yayılmasına ve devam etmesine neden olan faktörler yaygınlaşmış veinsanlar en temel hakları olan beslenme, giyinme ve sağlıklı barınma haklarından mahrum bırakılmıştır.
İlaç hayati bir ihtiyaç olup eksikliği ya da yokluğu bireyin ve cemaatin zarar görmesine yol açabilir. Bu nedenle devletin görevi, ilaç üretiminde kendi kendine yeterliliği sağlamak için elinden gelenin en iyisini yapmasıdır ki böylece ilaç ithal etmeye ihtiyaç duymasın, dolayısıyla da Batı’nın şantajına veya siyasi baskılarına maruz kalmasın. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَن يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا “Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermez.”[Nisa 141] Buna göre devletin, ilaç yapımı ve üretimini doğrudan denetlemesi gerekir. Nitekim Hakim Müstedreki’nde Abdurrahman İbn Osman et-Teymi’nin şöyle dediğini tahric etmiştir: ذَكَرَ طَبِيبٌ الدَّوَاءَ عِنْدَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه و سلم، فَذَكَرَ الضِّفْدَعَ يَكُونُ في الدَّوَاءِ، فَنَهَى النَّبِيُّ صلى الله عليه و سلم عَنْ قَتْلِهِ “Tabip Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’nin huzurunda ilaçtan söz etti ve kurbağanın ilaçta kullanılacağından bahsetti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de (bu maksatla) kurbağanın öldürülmesini yasakladı.” Beyhaki ve Ebu Davud, Abdurrahman İbn Osman’ın şöyle dediğini tahric etti: سَأَلَ طَبِيبٌ النَّبِيَّ صلى الله عليه و سلم عَنْ ضِفْدَعٍ يَجْعَلُهَا فِي دَوَاءٍ فَنَهَاهُ النَّبِيُّ صلى الله عليه و سلم عَنْ قَتْلِهَا “Tabip, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e ilaçta kurbağanın kullanılması hakkında sordu. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem (bu maksatla) kurbağanın öldürülmesini yasakladı.” Bu hadisin istidlal yönü, devletin ilaç üretimini denetlediğine işaret etmektedir. Dolayısıyla hadis, kurbağanın öldürülmesinin yasaklanmasını açıklama bağlamında geldiği gibi ancak aynı zamanda devletin bu tür ilacın üretimini engellemeye hakkı olduğuna da işaret etmektedir.
İlaç eksikliği insanların karşı karşıya olduğu büyük bir kriz olup bunun nedenlerinden biri Dolar açığı olsa da en önemli neden değildir ve gerçekte bir neden olarak da görülmemesi gerekir. Zira daha büyük ve daha tehlikeli nedenler vardır; şayet bunlar telafi edilmiş olsaydı Dolar’ın, açığının veya yokluğunun hiçbir kıymeti olmazdı. Ayrıca Batılı kapitalist şirketlerin uyuşturucu pazarını kontrol etmelerine imkan sağlamak ve devletin araştırma ve ilaç geliştirme merkezlerini ve fabrikalarını ihmal etmesi büyük bir felakettir. Dolayısıyla gözetim yükümlülüğü, tüm tedavi ve ilaçların devletin denetimi altında olmasını ve tüm insanlara mümkün olduğu kadar ücretsiz olarak sunulmasını gerektirir. Bu da en üst düzeyde ilaç fabrikaları ve araştırma merkezlerinin kurulmasını gerektirmektedir.
Ayrıca devletin altın karşılığı olmayan kağıt paralara bağımlı olması, parasını Dolar’a bağlaması ve ticaretinde ona boyun eğmesi, sürekli olarak bir enflasyon ve insanların emeklerini ve servetlerini tüketen, ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getiren ve ilaç da dahil tüm emtiaları piyasa sarsıntılarına ve Dolar’ın fiyatının etkisine karşı savunmasız hale getiren genişleyen bir uçurum oluşturdu. Ama şayet devlet altın ve gümüşe dayalı olsaydı, o zaman Dolar’a ihtiyacı olmayacaktı. Aksine afetlere ve musibetlere meydan okuyan, savaşlardan, çatışmalardan, ülkelerin ekonomilerinden ve yeteneklerinden etkilenmeyen zati bir değere sahip olmasından dolayı tüm satıcılar onunla muamele etmek için akın edeceklerdir.
İlaç, tedavi ve paraya karşı devletin üzerine vacip olan, tebaasına karşı yapması gerekli ve vacip olan şerî hükümler olup ümmet de devleti ihmal etmesi halinde bu hususta muhasebe etmelidir. Kapitalist sistem ve onun bize tahakküm eden şirketleri altında bunun gerçekleşmesi imkansızıdır. Bilakis ancak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde gerçekleşebilir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ
“Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır