- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Tek Tip Medeni Kanun ve Hindistan’da Müslüman Kadınlara Yönelik Baskı
Haber:
Hindistan’da iktidardaki Bharatiya Janata Partisi, Başbakan Narendra Modi liderliğinde “tek tip medeni kanun” önerisinde bulundu.
Yorum:
Hindistan’da Müslüman kadınlar, bir kez daha Başbakan Narendra Modi liderliğinde iktidardaki Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) siyasi gündeminin hedefi haline geldi. Zira tek tip medeni kanun önerisi, Müslüman kadınların hayatlarını kontrol etmeye ve İslami ibadetlerini kısıtlamaya yönelik yenilenmiş girişimden başka bir şey değildir.
Bharatiya Janata Partisi ve aşırılık yanlısı Hindu gruplar tarafından önerilen tek tip medeni kanun, Hindu gelenekleri temelinde devletin tüm bireyleri için evlilik, boşanma, evlat edinme ve miras gibi kişisel meseleleri düzenleyen ortak bir yasalar dizisini gerektiren tek tip bir medeni kanunu dayatmayı amaçlamaktadır.
Hindistan’daki Müslümanlar yüzyıllardır şiddetli ayrımcılık ve baskıyla karşı karşıya kaldılar, tek tip medeni kanunun uygulanmasıyla da Müslümanların aile haklarını düzenleyen kişisel yasalar kaldırılacak, aynı zamanda Hindu kabilelerinin geleneksel yasaları ve ritüelleri yeniden onaylanacaktır. Bu da İslami kimliği ve gelenekleri silmeye ve Müslümanları devletin dayattığı baskın Hindu adetlerine entegre etmeye yönelik girişiminden başka bir şey değildir.
Bharatiya Janata Partisi ve onun Hindu milliyetçi gündemi her zaman Hindistan’daki Müslümanların marjinalleştirilmesine odaklanmıştır. Müslümanların çok eşlilik ve boşanma gibi iddia edilen sorunlarına çözüm olarak tek tip medeni kanunu sundular; ancak 2006 Ulusal Aile Sağlığı Araştırması istatistiklerinin de gösterdiği gibi çok eşlilik Müslümanlar arasında yaygın bir uygulama değildir.
Açıktır ki tek tip medeni kanun, bazı destekçilerin iddia ettiği gibi Müslüman kadınları güçlendirmek için tasarlanmamıştır; aksine Müslüman kadınlara baskı uygulamak ve onları ulusal kanunlarda öngörülen Hindu standartlarına uymaya zorlamak için Hindu milliyetçilerinin elindeki bir araçtır.
Ayrıca Bharatiya Janata Partisi, tarihsel olarak ırkçı projesinde Müslüman kadınları odak noktası olarak kullanmıştır. Böylece Müslüman erkeklerin Hindu milleti için bir tehdit olduğu imajını yaratmak yoluyla Müslümanlar üzerindeki kontrolü güçlendirmeye ve Müslüman kadınları kurtarılmaya muhtaç çaresiz kurbanlar olarak göstermeye çalıştılar. Görünen o ki onlar, bu baskıcı ve saptırıcı yöntemleri Batı’daki muadillerinden benimsemişlerdir.
Hindistan’daki Müslümanların geleceği endişe vericidir. Zira Müslümanlara ve kültürel kimliklerine yönelik devam eden bu saldırılar sadece yoğunlaşacaktır. Ayrıca İslam beldelerindeki yöneticilerin ve aynı şekilde tiranların Müslümanlara karşı baskılarını çarpıtan yozlaşmış alimlerin sessiz kalması, sadece bu müşriklerin güçlenmesine yol açacaktır. Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Şeyh İsa gibi figürler geçtiğimiz günlerde Hindistan’da bir Hindu tapınağını ziyaret etti, çeşitlilik içinde birliğin harika bir örneği olmasından dolayı ülkeyi övdü, Hindistan’daki Müslümanların Hindistan anayasasından gurur duyduklarını iddia etti ve Modi’nin kapsamlı kalkınma taahhüdünü de övdü. Ancak İsa, ülkede Müslüman karşıtı şiddetin, ayrımcılığın ve İslamofobik politikaların tırmanışına çözüm bulmada başarısız oldu.
Hindistan ve dünyanın geri kalanındaki Müslümanlar için tek çözüm, İslam ümmetinin tek bir siyasi liderlik (Raşidi Hilafet) altında yeniden birleşmesidir; işte o zaman İslam uygulanıp korunabilecek ve Müslümanların onuruna, şereflerine ve kanlarına saygı duyulup bunların korunması sağlanabilecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Okay Pala