Pazartesi, 23 Muharrem 1446 | 2024/07/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türk Lirasını İyileştirme Çabaları, Bir Vehim ve Seraptan İbarettir

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Türk Lirasını İyileştirme Çabaları, Bir Vehim ve Seraptan İbarettir

Haber:

Erdoğan ve Bin Selman görüştükten sonra Türkiye ve Suudi Arabistan, başta savunma ve enerji olmak üzere çeşitli alanlarda anlaşmalar imzaladı.İmza, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman başkanlığında iki ülke heyetleri arasında, Cidde kentinde ikili ilişkilerin güçlendirilmesine ve ortak endişe konularına odaklanılan görüşmelerin ardından gerçekleşti. (El-Cezire Net)

Yorum:

Herkes için görünen özellik, Türkiye cumhurbaşkanının Körfez ziyaretinin net bir ekonomik başlık taşıması ancak şu anda Türk Lirasına yönelik herhangi bir yansımasının olduğunu görmüyoruz. Peki bu, seçim aşaması geçene kadar Liranın gerçeğinin gizlenmesinden mi kaynaklanıyor? Yoksa Lira, büyük bir kırılmanın acısını mı çekiyor? Zira Liranın normal kurunun, bir Dolar için 40 Lira olduğu açıklandı. Nitekim devlet, bu gerçeğin ortaya çıkmasını önlemek için seçim aşaması tamamlanana kadar sürdürmüş ve denetlemiş,bunun ardından Türkiye Merkez Bankası’nın Lira ile ilgili hiçbir konuya müdahale etmeyeceği ve normal tedavüldeki dalgalanmaları kendi haline bırakacağı açıklanarak Liradan açıkça vazgeçilmiştir.

Ayrıca Erdoğan’ın seçim öncesi politikası, Lira enflasyon durumunda olsa bile ekonomi çalışır durumda kalsın diye faiz oranını düşürmekti, ama seçimlerden sonra şu ana kadar başarısız mı başarılı mı olduğunu bilmediğimiz bu plandan vazgeçildiğini görüyoruz? Yoksa bu sadece bir aşama için bir kılıftan mı ibaretti? Ya da mevcut görüşmelerin ekonomik durumla örtüşmesinden mi kaynaklanıyor? Böylece bölgenin gelecekteki durumu hakkında, özellikle de daha önce Türkiye-Suudi ortak liderliği altında NATO’ya (Arap NATO’su) benzer İslami destek güçleri (yani Müslüman ülkelerin dahil olduğu) tarafından teşvik edilenler ve başta Suriye ile ilgili olanlar olmak üzere askıya alınmış dosyaların sona erdirilmesi hakkında birtakım anlayışlar olacaktır. Zira Erdoğan, Körfez’e gitmeden önce düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “İslam dünyasında yaşanan krizler, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında yakın istişare ve iş birliğini gerekli kılıyor.”

Bu ziyaretin nedeni ne olursa olsun gerçek meselelerle ilgilenmekten daha çok kişisel çıkarların masada olduğunu görüyoruz. Tebaanın işlerini gözetmek, özellikle kapitalizm döneminde devlet ve hükümet işlerini gözetmekten tamamen farklıdır; zira koltuğu ve kazanımlarını korumanın ve onun üzerine oturmanın bedeli, ümmetin göğsüne çöreklenmiş rejimlerin gerçek kaygısı olup bu ise onlar için gerçek bir gözetim değildir. Nitekim bugün Türkiye, geçici de olsa hiçbir çözüm olmaksızın büyük ve hızlı bir şekilde yukarı doğru ilerleyen yüksek ekonomik bir enflasyonla karşı karşıyadır. Çünkü bu rejimlerin diğer bir kaygısı da, insanların yaşam koşulları ve gerçek gözetiminden kaynaklanmaktadır.

Peki bu ne zamana kadar sürecek? Zira mesele, gün geçtikçe insanların geçim kaynaklarını etkiler hale gelmiştir.

Aslında işlerin gözetilmesi, yoksullar ve muhtaçlar pahasına hükümetin bütçesini doldurmak için toplayabileceğimiz şeylerle değil, tebaaya ve onların yaşam ve insani koşullarına önem vermekle olur.

Gerçek çözüm, işleri Allah’ın gözetilmesini emrettiği şekilde gözetecek olan gerçek bir çobanın (yöneticinin) geri dönmesidir; zira gözetimde asıl olan yoksullar ve muhtaçlar pahasına hükümetin kasasını doldurmak ve hedefleri gerçekleştirmek değil, bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmaktır.

İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışmak, tüm Müslümanların üzerine farz olup her bir Müslüman bireysel olarak bu farzdan dolayı Allah’ın huzurunda hesaba çekileceği gibi bu mesele ortadan kalkmadığı sürece de hesabı sorulacaktır.

Beldelerimiz birçok servetlerle ve büyük kaynaklarla dolu ancak işleri Allah’ın indirdiklerine göre gözetecek ve bizim adımıza Allah’tan ittika edecek bir çobandan (yöneticiden) yoksundur. Nitekim Allahu Teala, şöyle buyurmuştur: وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مَخْرَجًا وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًاKim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” [Talak 2-3]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Nebil Abdulkerim

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER