- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Uluslararası Sistemin Cenin Katliamına Verdiği Destek, Batı Medeniyetinin İkiyüzlülüğünün Bir Başka Kanıtıdır
Haber:
10 Temmuz 2023’te ABD Merkez Komutanlığı, Amerika ile Yahudi varlığı arasında ortak askeri tatbikatların başladığını duyurdu ve bunu Yahudi varlığının güvenliğine sarsılmaz bir bağlılık olarak nitelendirdi. Duyuruda şöyle geçti: “ABD Merkez Komutanlığı ve “İsrail” ordusu bu hafta “İsrail” "Juniper Oak 23.3" sırasında askeri tatbikatlar yapıyor.Bu olay, ABD-İsrail toplu hazırlığını test ediyor ve siber olaylara yönelik ikili müdahale yoluyla iki gücün birlikte çalışabilirliğini geliştiriyor. Bu arada Amerikan F-16, KC-10 ve KC-46 uçakları, “İsrail” içinde havadan havaya yakıt ikmali ve hızlı muharebe istihdamını (hava saldırısı) destekliyor... Bu olay aynı zamanda Orta Doğu’nun güvenliğine olan bağlılığımızı ve bölgesel ortaklarımıza karşı düşmanca eylemleri caydırma yeteneğimizi de ortaya koyuyor.”
Yorum:
Bu savaş tatbikatları, Yahudi varlığının, sözde uluslararası sistemi görmezden gelerek güçlerinin Müslümanların kanlarını döktüğü Cenin’deki katliamından birkaç gün sonra başladı. Masum Filistinlilerin, Yahudi varlığının güçleri tarafından öldürülmesi yeni bir şey değildir. Aksine gün be gün bu eylemler oluyor ve uluslararası sistem de bunlarla ilgili sadece yorum yapıyor.Yahudi varlığının tüm eylemlerine rağmen bu sistem, Yahudi varlığının her yıl aldığı 3,8 milyar Dolarlık yardıma hiçbir zaman itiraz etmemiş, bu yardımı terör devletine yardım ve yataklık olarak nitelendirmemiştir.
Öte yandan komşu ülkelere sık sık saldırması gerçeğine rağmen Yahudi varlığı aleyhinde konuşan ülkelere yaptırımlar uygulanmıştır. Yine 2010 yılından bu yana Yahudi varlığı, bilim adamlarına ve önemli kişilere suikast düzenlemesinin yanı sıra insansız hava aracı saldırıları ve siber saldırılar düzenlemek de dahil olmak üzere İran’a onlarca kez saldırmıştır. Bütün bunlara tepki olarak İran, Yahudi varlığına karşı herhangi bir askeri eylemde bulunmadı, sadece kınadı ve eleştirdi!
Geçtiğimiz aylarda Yahudi varlığı bölge ülkelerine saldırdı ama Amerika ve sözde uluslararası toplum, sanki tüm dünya ona saldırıyormuş gibi sürekli olarak Yahudi varlığının güvenliğinden endişe ettiler!
Sözde uluslararası toplumun hiçbir ahlaki tutumu veya ilkesi yoktur. Sadece konferanslarının zirvelerinde timsah gözyaşları dökmektedir.Bu ise Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın, Yahudi varlığının işlediği suçlara, Rusya-Ukrayna savaşına, Amerika’nın iklim değişikliği için tazminat ödemeyi reddetmesine veya üçüncü dünya ülkelerinin borç batağına saplanıp bizzat uluslararası toplumun elinde ölmesine kayıtsız kalmasında açıkça görülmektedir.
Nitekim sömürgeci güçler, bu uluslararası sistemin, ahlaktan yoksun olan ve bunu umursamayan laik bir ideolojiye dayandığını açıkça ortaya koydular. Onların konumlarının yönünü belirleyen sadece çıkarlarıdır. İşte bu nedenle dünyanın dört bir yanındaki bu laik ülkeler çirkin yüzlerini gizlemek için liberal bir maske takıyorlar. Ama artık bu maske düştü. Nitekim Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin politikaları artık göçmen tehdidi ve İslamofobi temaları etrafında dönüyor. Ama liberalizmin maskesi düşüyor ve onun yerini artık aşırı sağ alıyor.
Bütün bunlar, bu laik uluslararası sistemin artık dünyaya liderlik etmekte tamamen başarısız olduğunu gösteriyor. Yani doğrunun, yanlışın, izin verilenin ve yasaklananın ölçüsünün insan aklı olduğu her sistemde, bu sistemin değerleri sürekli olarak insanın çıkarlarına göre değişecektir. Nitekim bir çıkar söz konusu olduğunda Yahudi varlığı mazlum, işgalci Yahudi ordusuna karşı savaşan gençler ise “teröristler” olarak nitelendirilmektedir.Dünya, bu laik uluslararası sistemin yozlaşmasıyla dolu olup başarısızlığı ve yıkımı da gün gibi ortadadır.
Kerim Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetinin, değerleri, hükümleri ve standartları değişmeyen Allahu Teala’nın emri olan Hilafeti kurmak yoluyla bir kez daha dünyaya liderlik etmesi gerekir. Yakında sadece Filistin ve İslam dünyası değil, tüm insanlık bu zulümden kurtulacaktır. İşte o zaman mazlum Filistinlilerin Yahudi varlığı tarafından şehit edildiğini asla görmeyeceğiz. Ayrıca insanların, sömürgeci ekonomik politikalar ve Uluslararası Para Fonu gibi kurumlar tarafından intihara zorlandığını da görmeyeceğiz. Dolayısıyla dünya, Hilafetin güvenli gözetimini beklemektedir. Nitekim İbn Teymiyye Rahımehullah (Ö: H. 728), Mecmuu’l Fetava adlı kitabında şöyle demiştir: “İnsanlara bir emir tayin etmenin dinin en büyük farzlarından biri olduğu ve onsuz dinin uygulanamayacağı bilinmelidir. Zira insanoğlunun birbirlerine ihtiyaçları olduğu için maslahatlarını ancak icmayla yerine getirebilirler. Dolayısıyla onların bir baş için icma etmeleri şarttır.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mühendis Abbas – Pakistan