Salı, 24 Muharrem 1446 | 2024/07/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslam İşbirliği Teşkilatı Yine Kınadı ve Dağıldı!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

İslam İşbirliği Teşkilatı Yine Kınadı ve Dağıldı!

Haber:

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsveç'in başkenti Stockholm'de Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını şiddetle kınayarak, bu tür provokatif eylemlerin tekrar yaşanmaması için "toplu önlemler alma" çağrısında bulundu.

İİT, dönem başkanı Suudi Arabistan'ın talebi üzerine gerçekleştirdiği İİT Açık Katılımlı Olağanüstü İcra Komitesi toplantısının ardından sonuç bildirisi yayımlandı. Kur'an-ı Kerim'in kutsallığına yönelik yapılan saygısızlığın şiddetle kınandığı bildiride, İsveç makamlarının buna izin vermesinin ise üzüntüyle karşılandığı belirtildi. (03.07.2023 Anadolu Ajansı)

Yorum:

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsveç’te Allah’ın Kitabına karşı ikinci kez yapılan alçak saldırıyı sadece kınamakla geçiştirerek yine şaşırtmadı. İİT, bu yılın Ocak ayında Rasmus Paludan isimli kafir politikacı Türkiye Büyükelçiliği önünde Kuran’ı Kerim’i yaktığında da hiçbir işe yaramayan, bilakis Allah düşmanlarını cesaretlendiren cılız bir kınama açıklaması yayınlamıştı.

Son açıklamanın diğerlerinden daha utanç verici yönü ise İsveç makamlarının necis eyleme izin vermesinin İİT tarafından üzüntüyle karşılanmış olmasıdır. Sanki İsveç devleti Müslümanların dostuymuş ve küçük bir hata yapmış gibi sadece Kur’an’ı yakma girişiminde bulunan aşağılık kişiler sorumlu tutularak, İsveç’in arkasına saklandığı ifade özgürlüğü putuna dokunulmamaya özen gösterilmiş.

Eğer İİT, İsveç’in izlediği siyasetin batılı liberal değerlerin pis yüzünü ortaya dökmesine üzüldüğü kadar İslam’a, Kur’an’a ve Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yapılan saldırılara üzülseydi, dahası bu sözde yöneticiler İslam’ın izzetinden birazcık nasiplenmiş olsalardı, Allah Azze ve Celle’nin şu ayeti mucibince hareket ederdi:

مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ اَشِدَّٓاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَٓاءُ بَيْنَهُمْ

“Muhammed, Allah’ın Rasûlüdür. Onunla beraber olanlar, kafirlere karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler.” (Fetih 29)

Ancak onlar, sömürgeci kafirlerin ucuz koltuklar karşılığında kendilerine verdikleri rol gereği yine toplandılar, kınadılar ve dağıldılar. Çünkü İslam İşbirliği Teşkilatı gibi yapıların varlık amacı Müslümanların kalpleri kafirlere karşı öfkeyle dolduğunda büyük bir iş yapıyorlarmış gibi olağanüstü toplanmak ve süslü cümleler kurmak suretiyle Müslümanların öfkesini yatıştırmaktır. En önemli görevleri ise arkasında korunulan ve savaşılan bir kalkan olan Hilafet düşüncesinden Müslümanları uzaklaştırmaktır.

İşte İİT, sözde Kudüs’ü koruma motivasyonu ile kurulduğu 1969 yılından beri sömürgeci kafirlere hizmet sunan bu görevi yerine getirmektedir. Öyle ki küfrün elebaşısı ABD’nin eski başkanı Trump, 2017 yılında Kudüs’ü “İsrail”in başkenti sayarak elçiliğini oraya taşıdığında bile konuşmaktan başka bir şey yapamamıştır. Evet, 57 ülke bir araya gelmiş ama ne Kudüs’ü ne İslam’ı ne de tek bir Müslümanı koruyabilmiştir.

Hepsi tek bir halife etmeyen bu sözde liderler ya kınarlar ya da Müslümanların meselelerini uluslararası toplum denilen İslam düşmanı devletlere havale ederler. Çok açıktır ki İslam’ın kutsallarını savunmak konusunda bu kuruluşlardan hayır beklemek sömürgecilerden iyilik beklemek gibidir. Zira Kur’an’ın tatbik edilmemesinden rahatsız olmayanların Kur’an’ı savunmalarını beklemek abesle iştigaldir.

Dolayısıyla bayram sevincimizi gölgeleyen Kur'an'ı Kerim’e saldıranlara verilecek cevap kınamak ya da temennilerde bulunmak değil, küstah kafirlerin büyük elçilerini topraklarımızdan kovmak ve tıpkı Halife Abdülhamid gibi faillerine had bildirmektir.

Esir Müslüman bir gençten haberdar olduğunda, bir bayram günü atını düşman kalesine süren ve esir genci kurtardıktan sonra anneye hakiki bayram sevinci yaşatan Endülüs komutanı Hacibil Mansur gibi sahih irade göstermektir.

Bir fermanıyla Fransa’ya boyun eğdiren Kanuni Sultan Süleyman gibi kötülüğü kaynağında önleyerek İslam’ı ve Müslümanları izzetli, güzel bir şekilde korumaktır.

Bu da ancak ümmetin yiğit evlatlarının ayağa kalkıp hareket geçerek, Peygamberlik metodu üzere Raşidi Hilafet devletini kurması ile olur. Allah’ın izniyle o zaman Kur’an’ın dünyaya hükmetmesi için yanıp tutuşan Hilafet orduları haçlı batıya İslam’a saygı duymayı öğretecektir.

اِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَع۪يدًاۙ وَنَرٰيهُ قَر۪يبًاۜ

"Onlar, o azabı uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görmekteyiz. (Meâric 6-7)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Emin Yıldırım

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER