- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Adamların Bir Toprağı Yok!
Haber:
Hindistan polisi, kuzeydeki Uttar Pradeş eyaletinde yasa dışı yaşadıklarından dolayı 74 Rohingyalı mülteciyi tutukladığını açıkladı. Gözaltına alınanlar arasında 55 erkek, 14 kadın ve beş çocuk bulunuyor ve tutuklulardan en az biri de hamile. (el-cezire.com)
Yorum:
Dünyanın gizli hazinelerine ulaşmak için bahane üretmek sömürgecilerin politikası oldu ve tarih de bize gösteriyor ki, her nereye girseler o yeri ve sakinlerini yok ettiler. Çaldıkları sadece madde olmadı, aksine insanların ihtiyaçlarını da onlara karşı kullandılar, yalan vaatlerde bulundular ve onların kimliklerini yok ettiler. Nitekim Burma yönetimi sırasında Myanmar’da küçük bir Müslüman nüfus yaşıyordu ve onların varlığının tarihsel kanıtlarını hala görmek mümkün. Rohingyalıları reddedilmiş bir insan kalabalığına dönüştüren şey, İngiliz işgali olmuştur. Bu süre zarfında diğer Bengalliler de Burma’ya göçmen işçi olarak girdiler ve 40 yıl içerisinde ülkedeki Müslüman nüfus üç katına çıktı.Müslümanlar yüzyıllardır Burma’da yaşamalarına rağmen İngiltere, İkinci Dünya Savaşı’ndaki yardımları karşılığında Rohingya’ya bağımsız bir devlet sözü verdi ancak bunu kesinlikle yapmadı ve böylece Burma halkı, davetsiz işçilerin akını olarak itibar ettikleri bu duruma içerlediler.
Myanmar askeri bir devlet haline geldikten sonra, Rohingyalılar, devlet destekli zulmün kurbanı oldular.Bu yapılan ihlallere tepki olarak Rohingyalılar, hareketlerini kısıtlayarak ve onları dikenli tellerin içine hapsederek omuzlarında bir yük haline gelen Bangladeş’e göç etmeye başladılar; zira Bangladeş, çok uzaklardaki Bhasan Char adasına taşınmaları için onlara baskı yaptı ve onları çalışma ve eğitime erişim haklarından mahrum bıraktı. Ayrıca Hindistan’a sığınan Rohingyalılar, hapis ve sınır dışı edilme gibi benzer muamelelerle karşı karşıya kaldılar. Böylece Hindistan ve Bangladeş kendi halklarına karşı suç işlediler. O halde Müslüman mültecilere nazik davranmalarını nasıl bekleyebiliriz ki?
Nitekim Allah Subhanehu ve Teala insanı yaratmış, ona geçim vasıtaları vermiş, insanı şerefli kılmış ve onu Şeytana karşı çok dikkatli olması noktasında uyarmıştır. Dolayısıyla yaratıcısı olmasından dolayı bu yeryüzünde Kendi şeriatıyla hükmedilmesini zorunlu kılmıştır. İşte Müslümanlar olarak bizler de O’nun risaletini taşıyoruz ve bu risaleti yaymak ve korumakla sorumluyuz. Dolayısıyla bizim bu dünyadaki varlığımız, sınırlar inşa etmek ve para biriktirmek değildir. İnsanların sınırlarla sınırlandırılması, onları hatta kendilerinin muayyen bir devletin özgür tebaası olduğuna inananları bile tutsaklar haline getirdi. Bu yüzden beşeri yasalar dar görüşlüdür ve sadece zarara sebebiyet verir. Nitekim bu Rohingyalı Müslümanlar bizim kardeşlerimiz olup BM’nin onların bu sefaletten kurtulmalarına yardım etmesinin imkânsız olduğu bilincini yaymak bizim sorumluluklarımızdan biridir. Zira onlar, konserve yiyeceklerden ve ilaçlardan çok daha değerlidirler. Dahası onlar da hepimiz gibi bir evi, kabul edilmeyi ve onuru hak ediyorlar. Ama sadece bir Halife onların hayatlarını geri verebilir ve zalimlerin onları kafeslerde hayvanlar gibi tutmasını engelleyebilir. Zaten İslam, Hindistan alt kıtasının tamamına hakim olmuştur ve hiç kimsenin bu topraklardan insan kovmaya hakkı yoktur. Hilafet Devleti, Ensar’ı örnek alacak ve hiçbir ayrım gözetmeksizin onları kucaklayacaktır. Ayrıca Hilafet Devleti’nin ordusu, Allah düşmanlarının korkacağı bir güç olacak ve gerekirse tebaasını bu gibi durumlardan korumak için güç kullanacaktır. Yine Hilafet Devleti sadece Allah Subhanehu’dan korkacak ve İslam beldelerinin mevcut yöneticileri gibi tebaalarını koruma konusunda onların sessiz kalmalarını sağlayan kafir ülkelerle ilişkileri olmayacaktır.
وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلاً “Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.” [İsra 70]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahlak Cihan