Pazartesi, 23 Muharrem 1446 | 2024/07/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ey Saray Mollaları: Aile Kanunu ve Değişiklikleri, Sarayın Onayladığı CEDAW’ın (Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Beyannamesi) İğrenç Bir Koludur!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ey Saray Mollaları: Aile Kanunu ve Değişiklikleri, Sarayın Onayladığı CEDAW’ın (Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Beyannamesi) İğrenç Bir Koludur!

Haber:

Kral 6. Muhammed’in, aile kanununun değiştirilmesine ilişkin önerilerini sunması için Fas hükümetine verdiği, bunları inceleme görevini Başbakan’a verdiği ve buna paralel olarak pratik denetim görevine de Adalet Bakanlığı, Yargı Otorite Yüksek Kurulu ve Başsavcılığı Başkanlığı’nın her birinin toplu olarak müştereken atandığı süre, altı aydır. (El-Arabi El-Cedid, 26/09/2023).

Otorite hukukçularından biri ve Fas Yüksek Bilim Konseyi’nin bir üyesi şunları vurguladı: “Bu inceleme, haramı helal, helali haram kılmamakta, hukuki talepler açısından ister Kur’an ister sünnet olsun delaleti katî olan nâsslara dayanmakta ve bu ikisi çerçevesinde, toplumsal değişimleri gözeten ve nâssların anlaşılmasını, vakıanın anlaşılmasını, vahyin anlaşılmasını ve sonuçların anlaşılmasını bir araya toplayan bir içtihat olacaktır.”

Otoritedeki birçok hukukçu, dijital iletişim platformları aracılığıyla bu görüşün propagandasını yapıp pazarlamaktadır.

Yorum:

Fas’ta aile kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin emir açıklanır açıklanmaz, saray mollalarının ve dekadans hukukçularının sesleri daha da yükseldi, her bir vadide çağrıda bulundular ve her bir kulüpte bu değişikliklerin haramı helal, helali haram kılmayacağını haykırdılar, iftira ve bühtanları için en büyük yeminleri ettiler; hatta konuşanlardan birisi, bu değişikliklerin Kur’an ve sünnetten ve bu ikisinin delaleti katî nâsslarından kaynaklandığını bile söyledi!!

Ey saray mollaları! Bizim musibetimiz büyüdü ve sizin sıkıntınız ise daha da kötüleşti; ne zaman konuşsanız, konuşmalarınızdan dolayı kaskatı kesildik, düşüncelerinizin sığlığından ve kültürünüzün kırılganlığından bıktık usandık, korkaklığınızdan, zayıflığınızdan ve utanç verici rejimlere bağlılığınızdan artık yorulduk; zira ne zaman sorunlarımıza el atsanız, garip ve tuhaf şeylerle, hatta büyük günahlarla geldiniz!

Aile kanunu ve önerilen değişiklikler hakkındaki çarpık konuşmalarınıza gelince; bize, size telkin edilip talimat verilinceye kadar böyle bir konu hakkında konuşmadığınız haber verildi; oysa sizi konuşturan ve aile kanunu gibi meşum kanunun değiştirilmesi önerisi hakkında sizin konuşmanıza izin veren kişi, ümmetinizin sorunları hakkında konuşmanızı yasaklayan ve suç sayan ve sizleri namaz mihrabının köşelerinde toplayan kişidir.

Sizin tüm felaketiniz, iftira ve bühtanlarınızdır; zira kanun ve değişikliklerinin haramı helal, helali haram kılmayacağı yalan bir konuşmadır! Ey kavim! Aptallığınızdan, korkaklığınızdan ve zayıflığınızdan bıkıp usandık; bir fakihin, kendi meselesinin esaslarının cahili olması ne kadar garip bir şey! Oysa buradaki mesele, kadın-erkek ilişkisine yönelik sosyal bir sistem olarak sarayın onayladığı ve Müslümanların beldesinin halkını buna uymaya zorladığı meşum aile kanunudur; böylece Müslümanların sosyal hayatları ifsat oldu ve evlilik hayatları mahvoldu. Nitekim felaketin boyutunu anlamak için boşanma oranlarındaki endişe verici artışa bakmak yeterlidir; zira Fas’taki çeşitli aile kararları, 2022 yılındaki boşanma vakalarının 300 bin, yani günlük 800 vaka olduğunu kaydetmiştir!

Herkes bilsin ki; kadın-erkek arasındaki ilişkileri düzenleyen bir kanun olan aile kanununun yasal kökeni ve referansı, rejimin, 1993 yılında 2 ve 9(2), 15(4), 16 ve 29. maddelere çekince koyarak onayladığı ve o vakit rejimin Ahvaluş Şahsiye kanununu imzalanan anlaşmayla uyumlu hale getirmeye başladığı lanetli CEDAW Sözleşmesidir. Nitekim Ahvaluş Şahsiye kanunu, 10 Eylül 1993 yılında değiştirilmiş ve daha sonra rejim Batılı kurumlarla ilgili birçok anlaşma imzalamıştır. Ayrıca 2004 yılında yapılan en önemli değişiklik, Batı sözleşmelerine ve yeni kanunlarına uyum sağlamak olmuş ve değiştirilen yeni metne de aile kanunu adı verilmişti. Sonra Batılı kurum ve kuruluşlarından saraya yönelik yazışmaları geldi; bu yazışmalardan biri de, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Kadın Hakları Dairesi İcra Direktörü’nün 2010 yılının sonlarında CEDAW Sözleşmesi’ne yönelik çekincelerin kaldırılmasına yönelik mesajıydı. Rejimin, 2008 yılında insan haklarıyla ilgili konuşmasında, bu çekinceleri kaldırma sözü verdiği de bilinmelidir; bunun üzerine rejim, 2011 yılında buna cevap vermiş ve Kralın başkanlığındaki Bakanlar Kurulu, Birleşmiş Milletler’e onun tüm maddelerine bağlılığını ve bunları onayladığını ifade etmiştir.

Ey saray mollaları, kanun, başta CEDAW olmak üzere kâfir Batı’nın sözleşmeleri ve iğrenç anlaşmalarıyla örülmüş bir materyaldir. Dolayısıyla onun İslam ile hiçbir ilgisi yoktur ve onun izin verdikleri, şüphesiz kesinlikle haramdır; zira onun boyutunu anlamak için değişiklik yapma görevi verilen odaklara bakmak yeterlidir. Zira beşeri kanunun koruyucuları, Adalet Bakanlığı, onun densiz laik bakanı, Yüksek Yargı Konseyi ve Savcılık Başkanlığı, değişim sofrasına davet edildiler, ya siz ey saray fakihleri, zorla uzaklaştırıldınız; çünkü basitçe amaç, İslami değil laikliktir. Kanun değişikliği önerisine gelince; ey karanlık köşelerin ve ıssız mihrapların mollaları! Rejimin tüm sonuçlarını onaylamasının ardından iğrenç CEDAW’ın maddelerinin tamamını yerine getiren kanun, tamamen CEDAW ile uyumlu ve tamamen Batılı bir sözleşme haline gelmiştir.

Ey sarayın mollaları! Henüz facir sessizliğinizi kınamayı bitirmemişken, üzerimize kafir sözlerinizi kustunuz; zira bu kanun ve değişiklikleri, İslami sosyal hayatımızın asaletini, İslami evlilik hayatımızın yüceliğini, iffet ve paklığımızın mükemmelliğini, evlerimizin şefkat ve sükunetini, soy ve nesillerimizin ihlaslılığını hedef alan küfürle dolu bir bombadan başka bir şey değildir.

Kendilerine zarar veren, evlerini harap eden, geçimlerini bozan ve ahiretlerini hüsrana uğratan rejimlerin saldırısına uğrayan Müslümanların çocuklarının, Vallahi Allah’tan başka kimseleri yoktur; bu yüzden sizin için, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurarak topraklarınızda ve ailenizin üzerinde Rabbinizin şeriatını tatbik ederek O’nun emrine uymaktan başka doğru yol yoktur.

وَاللهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَMuhakkak ki Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” [Yusuf 21]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Münâcî Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER