- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Gazze Sizden Çağrı ve Kınamalarınızı Değil, Ordu ve Teçhizatınızı Bekliyor!
Haber:
Ürdün Kraliyet Divanı, Kral Abdullah bin el-Hüseyin’in Katar Devleti Emiri Şeyh Tamim bin Hamad ile görüştüğünü ve her iki liderin de kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde derhal ateşkes çağrısında bulunduklarını duyurdu.
Divan, kısa bir süre önce Ürdün Kralı’nın Katar Emiri ile yaptığı görüşmede, uluslararası topluma Gazze’de derhal ateşkes sağlanması konusunda baskı yapması çağrısında bulunduğunu ve şiddetin diğer bölgelere de yayılması konusunda uyarıda bulunduğunu söyledi.
Ürdün kralı, Katar Emiri ile yaptığı görüşmede, Filistin meselesi için askeri ve güvenlik çözümünün başarılı olmayacağını söyledi. (El-Meşhed el-Yemeni, 01/11/2023)
Yorum:
Buyrun işte sonunda Müslümanların başındaki bazı yöneticiler harekete geçti; öyle ki tarihe yazılacak ve nesiller boyu anılacak cesur (!) bir tavır takındılar!! Zira hem Ürdün Kralı hem de Katar Emiri Gazze’de derhal ateşkes çağrısında bulundular! Bu nasıl bir utançtır Allah aşkına?! Batılı ülkeler bir araya gelip Yahudi varlığına destek veriyor ve ona uçak ve gemilerle mühimmat temin ediyorlarken; Müslüman ülkelerin yöneticileri ise aşağılık bir şekilde sadece kınıyorlar ve talep ediyorlar; en sert ve en aşırı verdikleri tepkileri, kamyonlar dolusu yiyecek, ilaç ve kefen göndermek ve savaşın derhal durdurulması çağrısında bulunmak!!
Ordularını göndermekten acizler midir?! Kardeşlerine silah temin etmekten acizler midir; onlara engel olan korudukları ve pekişmesi için uykusuz kaldıkları bu sınırlar mıdır?! Dolayısıyla onlar, şiddet döngüsünün diğer bölgelere yayılmasından -aslında kendi tahtlarından- korkuyorlar. Bu yüzden ayakları çarpık koltuklarını kaybetmemek için Filistin sorununun çözümü olan askeri çözümü dışlıyorlar.
Düşmanı destekliyorlar, sonra da onun eylemlerini ve suçlarını inkar ediyormuş gibi yapıyorlar ; dolayısıyla İslam’ın kendilerine farz kılmış şeyleri yapmaya, yani bu varlığın ve onun yandaşlarının saldırganlığını püskürtmeleri için kendilerinden yardım isteyen ve imdat uman mazlum kardeşlerine yardım etmeye cesaret edemediler; suçlu gaspçılar tarafından öldürülen masum insanlara yardım etmek için kendilerine bahşedilen devlet adamları gururuyla cevap vermediler ve bedenleri paramparça olmuş masum çocuklarını kucaklarında taşıyan ana ve babaların çığlıklarına kulak asmadılar. Yani onlar, ardı ardına katliamlara maruz kalan Gazze halkına karşı kör ve sağır kesildiler…
“Dışişleri Bakanlığı, Ürdün Krallığı'nın Gazze'de devam eden savaş nedeniyle büyükelçisinden “İsrail’den” dönmesini istediğini duyurdu.Bakanlık, “İsrail’in” Gazze Şeridi’ndeki savaşını durdurmadığı ve yol açtığı insani krize son vermediği sürece büyükelçinin Tel Aviv’e dönmeyeceğini teyit etti. Ayrıca -iki hafta önce savaşa karşı protestoların ortasında- Ürdün’den ayrılan “İsrail” büyükelçisinin geri dönüşünün de aynı koşullara bağlı olduğu açıklandı.” (El-Cezire Net).
Vay be bu nasıl bir cesaret?! Zira Ürdün, büyükelçisini Yahudi varlığından geri çekti ve onun geri dönmesi için savaşın durdurulmasını şart koştu!Tanıdığı ve normalleştiği bu varlıkla diplomatik ilişkilerini kesmekle tehdit etti! Yoksa bu, ihmallerinden ve komplolarından dolayı bu yöneticileri suçlayan Ürdün ve diğer Müslüman ülkelerdeki halkın öfkesini absorbe etmek için bir önlem midir? Ya da bu, halkını terk etmeyi reddeden bir alçaklık mıdır; zira gerek Ürdün gerekse diğer Müslümanların yöneticileri tökezleme taşları olarak durmakta olup insanları gerçek dışı şeylere yönlendiriyorlar ve Gazze ve Filistin halkı ile tüm Müslümanların kurtuluşu olan doğru yoldan saptırıyorlar?! Dahası bu yöneticiler düşmanların yanında yer alıyorlar, kendi çıkarları için çalışıyorlar, ümmetlerine ihanet ediyorlar, en önemlisi ümmeti parçalamak ve ümmetin uzuvlarını tek tek yok etmek olan planlarını uyguluyorlar ve ümmetin, tek bayrak ve tek devlet altındaki vahdetine karşı çıkıyorlar.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zinet es-Sâmit