- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Balfour Deklarasyonu İle Gazze Savaşı Arasında Olanlar... Suçlu Bir Varlıkla Komplo Kuran Uluslararası Toplumun Hikayesidir
Haber:
İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour’un 2 Kasım 1917'de yayınladığı meşum Balfour Deklarasyonu’nun 106. yıl dönümü.
Yorum:
İngiltere Dışişleri Bakanı’nın Filistin’de Yahudiler için ulusal bir vatan kurulmasını öngören bu meşum deklarasyonun yıl dönümü, Yahudi varlığının Gazze’ye yönelik açtığı cani savaşla aynı zamana denk geliyor; bu öyle bir savaş ki, her yeri yerle bir etmekte, suçu insanları, taşları ve ağaçları etkilemekte ve hakkında söylenen tüm kırmızı çizgileri ve “uluslararası tabuları” aşmaktadır; zira bu savaş, ağırlığı iki nükleer bomba kadar olan patlayıcılarla bombalamakta, insanları beyaz fosforlarla vurmakta, okulları, camileri ve hastaneleri hedef almaktadır. Dolayısıyla orada güvenli hiçbir yer yoktur; zira her yer, bu suçlu varlığın hedefi altındadır.
Bütün bu suçlar, Amerika, İngiltere ve Fransa'nın başını çektiği Filistin’e ve Filistin halkına karşı komplo kuran uluslararası toplumun kisvesi ve desteği altında işleniyor. Zira Hilafet Devleti’nin yıkılmasından ve İslam ümmetinin bağrına saplanmış bir hançer olan bu varlığın kurulmasından bu yana bu ülkeler, bu varlığa güç ve destek sağlamakta ve onlar ve kurumları, bu suçlu varlığın işlediği suçlara karşı açıkça iki yüzlü ve münafık bir şekilde davranmaktadır. Nitekim bu varlık Allah ile olan ahdini bozmuş ve suçlu Batılı ülkeler ve kurumları, özellikle Filistin’e komşu olanlar olmak üzere Müslüman ülkelerdeki ajan rejimler gibi insanların himayesine sığınmıştır. Allahu Teala şöyle buyurmaktadır: ضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ أَيْنَ مَا ثُقِفُوا إِلَّا بِحَبْلٍ مِنَ اللهِ وَحَبْلٍ مِنَ النَّاسِ “Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur.” [Al-i İmran 112]
Nitekim bu deklarasyon, sahip olmayan birinden hak etmeyen birine verilmiştir; şayet bu suçlu varlık İngiltere’nin deklarasyonu ve Batılı ülkelerin desteğiyle kurulmuşsa da biz Müslümanların da zaferin gerçekleşeceğine ve İsra ve Mirac topraklarının kurtulacağına dair Allah ve Rasulü’nün vaadi vardır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ الْآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيراً “Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid’e (Süleyman Mâbedi’ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık).” [İsra 7] Ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurmuştur: تُقَاتِلُكُمْ الْيَهُودُ فَتُسَلَّطُونَ عَلَيْهِمْ حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ “Yahudiler sizinle savaşacak, siz onlara musallat kılınacaksınız. O kadar ki taş: Ey Müslüman, işte bu bir Yahudidir, arkama saklanmıştır, onu öldür, diyecektir.” Allah’ım Sen’den, bize bu günü bir an önce nasip etmeni ve bizi de o günün askerleri ve şahitleri kılmanı niyaz ediyoruz.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Berat Münasıra