- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
“Al-Mamlaka” Kanalı, Allah’a ve Kur’an’ındaki Hükmüne Dil Uzatıyor!
Haber:
“Al-Mamlaka” Kanalı geçtiğimiz günlerde bir grup gencin katıldığı bir diyalog programı yayınladı ve programın son bölümünde kadın erkek arasındaki miras eşitliğinden ve izleyenlerin hoşnutsuzluğuna yol açan diğer tartışmalı konulardan bahsetti.
Kanal programın başında şunları söyledi: “2024 yılı parlamento seçimlerinin zamanının yaklaşmasıyla birlikte farklı siyasi yelpazeleri temsil eden ve çoğulculuğu yansıtan temel tartışmalı konuları ele alan bir gençlik diyaloğu gerçekleştiriyoruz.”
Bölümdeki tartışmacılar, (mirasta eşitlik, namusun tanımı, kadınların evlenme özgürlüğü, kadınların çocuklarına vatandaşlık alma hakkı ve benzeri konular) hakkında konuştular. (Nabd Ürdün)
Yorum:
İster izzet ve güçlerinin zirvesinde olsun, isterse zayıflık ve yenilgi zamanlarında olsun Müslümanların tarihinde “kadın meselesi” diye adlandırılan bir mesele bilinmemektedir. Ne zamanki Batı, yabancılaşmış ajanları ve savunucuları aracılığıyla hastalıklarını ve acılarını Müslüman ülkelere taşıdı işte o zaman hiç mesele olmayan sözde “kadın meselesi” ortaya çıktı! Dolayısıyla Müslüman ülkelerin çoğunda kadınların kurtuluşu için Batı’nın laik kurtuluş mefhumuna çağrı yapıldı.
Kadın Kurtuluş Hareketi, başlangıçta Mısır'da ortaya çıkan laik bir hareket olup daha sonra İslam beldelerinin dört bir tarafına yayıldı; bu hareket, kadınlar üzerinde var olan zulmü ortadan kaldırmak, onları erkeklere bağımlılıktan, acısını çektiği sıkıntı ve mutsuzluktan kurtarmak ve onlar için saadet ve mutluluk gerçekleştirmek istediğini iddia ediyor; hakikatte bu hareket, kadınları, İslami ahlaktan ve başörtüsü gibi şerî hükümlerden kurtarma çağrısında bulunduğu gibi boşanmanın sınırlandırılması, çok eşliliğin önlenmesi, mirasta eşitlik ve her konuda Batılı kadınların taklit edilmesi çağrısında bulunmaktadır.
Belki de yarın dünyada feminist hareketler ve kadınlara yönelik düzenlenen konferanslar için gösterilen çabaların, İslam’a karşı ilan edilmiş kapsamlı savaşın bir parçası olduğu ve kadınların bir hedef değil, sadece bu azim dini parçalamak için bir araç oldukları ortaya çıkacaktır. Kindar Batılı Bernard Lewis’in şu sözünü unutmamız mümkün değildir: “İslam beldelerindeki Batılılaşmayı üç şeyle çözeceğiz ki bunların en önemlisi kadındır.” Fanatik bir Haçlı olan eski İngiltere Başbakanı Gladstone de şöyle demiştir: “Kadınların yüzündeki peçe kaldırılmadıkça ve onunla Kur’an’ın üstü kapatılmadıkça insanlığın durumu düzelmeyecektir.”
Ey faziletli Müslüman kadınlar: Etrafınızda olup bitenlerin bilincinde olmalısınız; sakın din düşmanlarının sizin aracılığınızla buralara sızmasına izin vermeyin; zira sen, senden öncekilere hiç gelmemiş olan İslam’ın geçitlerinden bir geçitsin; o halde bu şüpheli feminist hareketlere karşı dikkatli olun ve Müslüman kız kardeşlerinizi, özellikle de boşanmış ve dul kadınlar gibi toplumdan destek bulamayan yoksul kadın kesimi ile ortaokul, enstitü ve üniversitelerde okuyan kız çocukların olduğu kesim gibi bu hareketlerin hedef aldığı kız kardeşlerinizi bu konuda uyarın; zira bu hareketler, bu kesimlerin koşullarını ve vakıalarını istismar ederek onlara, kendi edebiyatları ve İslam’a yabancı mefhumlarla harmanlanmış destek ve çözümler sunmaktadırlar.
Şüphesiz bu, vahşi bir saldırı olup tehlikesi ve vahşeti ile orantılı olarak muazzam düzeyde bir kararlılığı gerektirir. Ve sen ey Müslüman, rolünü iyi bir şekilde yerine getirebilecek güce sahipsin; zira sen, içerik ve mefhumların manipülasyonunu ortaya çıkarmak, onların çağrılarındaki kusuru ve komplolarının kötülüğünü ifşa etmek ve onlara ve başkalarına, İslam’ın, kadınların sorunları ve meseleleri de dahil olmak üzere bugün var olan sorunlara katılmadığını, zira bu sorunların toplumda uygulanan insan yapımı sistemin doğasından ve İslam’ın hayattan uzaklaştırılmasından kaynaklandığını açıklamak için şehvetin, baskının, bencilliğin ve ahlaki bozukluğun peşinde kaybolmuş habis fikirleri savunanlara karşı cevap verme ve onlara karşı bir delil sunma yeteneklerine sahipsin. Dolayısıyla özelde kadınların, genelde ise Müslümanların sorunlarını çözebilmek için, İslam’a geri dönmeli ve onu bir bütün olarak almalıyız, yani hayatın her alanında İslam şeriatını tatbik etmeliyiz;çünkü Müslüman kadın, İslam’ın hükümlerinin altında hiçbir medeniyette hiçbir kadının şahit olmadığı derece ve statüye yükselmiştir; bu yüzden İslam’ın yeryüzünde hakim olmasına ve “kurtuluş” ve Batılılaşma savunucularını taş ve toprak gibi ufalayacak Müslümanların Halifesine geri dönülmedikçe bu ihtişam ve bu yükselişe asla geri dönülmeyecektir.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
“Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.” [Tevbe 32]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ömer Muhammed