- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yahudilerin ve Müşriklerin Çıkarlarının Müslümanlara Karşı Birleşmesi, Aralarındaki Düşmanlığı Unutturuyor!
Haber:
Hindistan Dışişleri Bakanlığı,Katar’ın sekiz eski Hint deniz subayını, “İsrail” adına casusluk yapmakla suçlanmalarının ardından, geçen yıl haklarında verilen idam cezalarını kaldırdıktan sonra serbest bıraktığını duyurdu. (El Cezire Net, 12/02/2024)
Yorum:
Tarih tekerrür etmiş ve bize, Yahudilerin ve müşriklerin kendi çıkarları birleşmesi halinde aralarındaki düşmanlığı ve çatışmayı unutup ortak düşmanlarına karşı iş birliği yaptıklarını göstermiştir; zira nasıl da İslam’a ve Müslümanlara karşı düşmanlıkta bir araya geliyorlar!
Uhud savaşından sonra Kab İbn Eşref ve Huyey İbn Ahtab liderliğindeki Yahudilerin ileri gelenleri, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile savaşmak üzere ittifak kurmak için Yahudilerden yetmiş atlıyla birlikte Mekke’ye doğru yola çıktılar, Kureyş’in konaklarına yerleştiler, Allah’ın Rasulü ile aralarındaki anlaşmayı bozdular ve O’nunla savaşmak için bir araya gelmek üzere sözleştiler. Sonra Ka’b İbn Eşref Ebu Süfyan’a gitti ve ona Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile savaşmak için karşılıklı anlaşma yapma teklifinde bulundu. Bunun üzerine Ebu Süfyan şöyle dedi: Sen kitap ve peygamber sahibisin, dolayısıyla ikiniz arasında semayla bağlantılı bir ilişkiniz var; o halde bu hikâyede senin onunla bize karşı müttefik olup olmadığınızı nereden bileceğiz? Biz senin tuzağına inanmıyoruz ve ilahlarımızın huzuruna gelip onların önünde ibadet töreni düzenleyerek onlara secde etmedikçe de bu sözlerine inanmayacağız.
Kureyş’in, Yahudilerin Efendimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e olan düşmanlığına inanması için Yahudi heyeti putların önünde eğildi ve ona secde ettiler. Sonra Ka’b İbn Eşref Ebu Süfyan’a sordu: Muhammed size ne yaptı? Ebu Süfyan ona şöyle dedi: Atalarının dinini terk etti, akrabalık bağlarını kesti, sonra onları terk etti ve Medine’ye kaçtı ve biz ise farklı bir görüşteyiz. Zira biz, hacılara su dağıtıyoruz, misafirleri ağırlıyoruz, esirleri serbest bırakıyoruz, akrabaları ziyaret ediyoruz, Kâbe’yi imar ediyor ve onu tavaf ediyoruz. Sen kitap okuyan ve bilen bir kişisin ve biz ise okuma yazma bilmeyen ümmi insanlarız; (söyle bakalım) doğru yola ileten ve hak olana daha yakın olan biz miyiz yoksa Muhammed mi? Bunun üzerine Ka’b şöyle dedi: Vallahi sen, Muhammed’den daha doğru bir yoldasın.
Ahzab gününde, Kureyşliler Yahudilerle birlikte yola çıktılar; Selman-ı Farisi Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e hendek kazılmasını teklif ettiğinde Allah Subhanehu ve Teala’nın onların şerlerinden nasıl koruduğunu ve zaferin Müslümanların ittifakının olduğunu hepimiz biliyoruz: وَرَدَّ اللهُ الَّذِينَ كَفَرُوا بِغَيْظِهِمْ لَمْ يَنَالُوا خَيْراً وَكَفَى اللهُ الْمُؤْمِنِينَ الْقِتَالَ وَكَانَ اللهُ قَوِيّاً عَزِيزاً“Allah, o inkâr edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfkeleri ile geri çevirdi. Allah(ın yardımı) savaşta müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.” [Ahzab 25]
İşte bu Yahudilerin tarih boyunca tekrarlayıp durdukları tutumlarıdır; zira onlar, hakka ve hak ehline karşı batıla ve batıl ehline şahitlik ederler; dolayısıyla açgözlü insanlar son bulmayacak ama onlar, batıl ehlinin -insanların ipine sarılmaları- dışında bir yardım ve zafer göremeyeceklerdir; çünkü onların Allah ile olan ipleri kopmuştur; hamd Allah’adır.
İşte biz bugün onların, Hintliler ve müşriklerle iş birliği yaptıklarını, İslam’a ve Müslümanlara ihanet eden Katar yöneticilerinin ipine sarıldıklarını görmekteyiz. Ama onların tamamının ne bir destekçisi ne de bir yardımcısı vardır.
أُولَئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللهُ وَمَنْ يَلْعَنِ اللهُ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ نَصِيراً“Bunlar, Allah’ın lanetlediği kimselerdir; Allah’ın rahmetinden uzaklaştırdığı (lanetli) kimseye gerçek bir yardımcı bulamazsın.” [Nisa 52]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Raziye Abdullah