- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Paris Görüşmeleri Gazze Halkını ve Direnişini Yok Etmek İçindir
O halde Mübarek Toraklardaki Halkınızın Farkına Varın Ey Müslümanlar!
Haber:
Fransa’nın başkenti Paris, Yahudi varlığı ile Filistin Hamas Hareketi arasındaki arabulucular aracılığıyla, iki taraf arasında bir takas anlaşması ve Gazze Şeridi'nde birkaç hafta sürecek insani ateşkes konusunda yeni bir müzakere turuna ev sahipliği yaptı.Görüşmelere arabulucu ülkeler Mısır, Katar, ABD’den yetkililer, Mossad şefi David (Dadi) Barnea, Shin Bet başkanı Ronan Bar, Mahkumlar ve Kayıp Kişiler İstihbarat Birimi komutanı ve Başbakanın siyasi danışmanı Ofir Flake katıldı.Mısırlı yetkili bir kaynak, Mısır, Katar, ABD ve Yahudi varlığı arasında Gazze Şeridi’ndeki ateşkesle ilgili Paris toplantılarının sona erdiğini ve çabaların bu hafta boyunca devam ettiğini açıkladı; Yahudi medyası, Paris toplantısının esir ve tutuklu değişimi anlaşmasına varılması yönünde bir ilerleme sağlama ihtimalinin bulunduğunu teyit etti. (Ajanslar)
Yorum:
Yahudi varlığı, 7 Ekim 2023’ten bu yana birbiri ardına 140 gün boyunca Gazze Şeridi ve mübarek toprak Filistin’deki Müslümanlara yönelik vahşi bir savaşta binlerce katliam gerçekleştirdi ve bu da 30.000’den fazla sivilin şehit olması ve 70.000’den fazlasının da yaralanmasıyla sonuçlandı.Buna rağmen Batı destekli acımasız ölüm makinesi, işlediği soykırım yoluyla rehineleri kurtarma ve direnişi ortadan kaldırma gibi kendisi için belirlemiş olduğu hedeflerine ulaşamadı; bu nedenle Gazze Şeridi’ndeki tutukluların serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varmak için müzakere turlarına başvurdu.
Gazze halkının yerinden edilmesinin, aç bırakılmasının ve evlerinin başlarına yıkılmasının ardından tüm taraflar (Mısır, Katar ve ABD), Yahudileri hoşnut edecek ve tutukluları buna göre serbest bırakacak bir formül bulmak için haftalardır çalışıyorlar!Eğer Batı, ümmetin ayaklanmasından ve Müslüman ülkelerdeki ajanlarına saldırmasından korkmasaydı, daha önce Bosna Hersek’te ve tarih boyunca Haçlı seferlerinde yaptığı gibi cihat ve zaferler ayı olan mübarek Ramazan ayının gelmesiyle birlikte kanlarımız koyulaşmaya devam edecekti.
Dolayısıyla bu görüşmelerin amacı, Yahudi varlığının güç ve kuvvet kullanarak bunu gerçekleştirmekten aciz kalmasının ardından savunmasız Gazze halkına yönelik katliamların geçici olarak durdurulması ve mübarek Ramazan ayı sona erdikten sonra yeniden başlaması karşılığında tutukluların serbest bırakılmasıdır. Mısır ve Katar da dahil olmak üzere bir araya gelen tüm taraflar, Gazze Şeridi halkına karşı komplo kurmaktadır; zira katılımcıların hiçbiri ablukayı kaldırmak, oradaki halkımıza destek vermek veya yardım ulaştırmak için Gazze’deki halkımıza gerçek bir sempati göstermedi; oysa onların bunları yapmaya güçleri var ancak onlar, Gazze halkını öldürmeleri, onları aç bırakmaları, hatta belki de Amerika ve Yahudilerin, Yahudi varlığının bölge üzerindeki hayali hegemonyasını yeniden tesis etme hedeflerine ulaşması için onları yerlerinden etme konusunda Batı’ya ve Yahudilere boyun eğiyorlar; bütün bunlar ise, Müslüman ülkelerdeki mevcut ajan rejimlerin sessizliklerinin, dahası Gazze halkının açlıktan öldüğü bir zamanda Türkiye, Ürdün ve Emirliklerden gelen sebze ve meyveler de dahil olmak üzere Yahudi varlığına ihtiyaç duyduğu tüm güç araçlarını temin etmelerinin gölgesinde gerçekleşiyor!
Gazze halkı sabırlarına ve Allah’a sığınmalarına rağmen artık bu acılara katlanmaya tahammül edemiyorlar; bu ise, Müslümanların başındaki yöneticilerin ve komutanlarının -ki gerçekte onlar, Mısır ve Pakistan ordusunun komutanları gibi ülkenin gerçek liderleridir- ajan siyasilerden pek de farkı olmayan alçakların idare ettiği güçlü ordularının aşağılık ihmalinin gölgesinde gerçekleşiyor. Efsanevi kararlılığına rağmen direniş, dünyadaki tüm şeytani güçlerin desteklediği Yahudi varlığına üstün gelemeyecektir. Bu nedenle Amerika’nın ve Yahudilerin hedefleri gerçekleşecektir; şüphesiz bu kirli oyunun kuralları değişmezse bunların değişimi, uluslararası arenanın en güçlü oyuncusunun eliyle olacaktır. Tabii bir de Batı’nın kendisi için binbir hesap yaptığı zincire vurulmuş İslam ümmeti vardır; dolayısıyla İslam ümmetinin harekete geçmesinden, ajan yöneticileri devirmesinden, Müslüman orduların içindeki muhlislerin siyasi ve askeri liderlerine karşı darbe yapmasından ve Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermekten başka bir kurtuluş olmayacaktır; modern tarihin gidişatını değiştirecek, Mescid-i Aksa’yı özgürleştirecek ve Yahudi varlığına son verecek olan işte budur. Tıpkı Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle müjdelediği gibi: تُقَاتِلُكُمْ الْيَهُودُ فَتُسَلَّطُونَ عَلَيْهِمْ حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ“Yahudiler sizinle savaşacak, siz onlara musallat kılınacaksınız. O kadar ki taş:Ey Müslüman, işte bu bir Yahudi’dir, arkama saklanmıştır, onu öldür, diyecektir.” [Buhari, Müslim ve Tirmizi rivayet etti.]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Muhacir – Pakistan