- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Politikacıların İkiyüzlülüğü ve İdeolojinin Fesadı!
Haber:
Almanya Başbakanı Schulz, mübarek Ramazan ayı vesilesiyle Almanya’daki Müslümanları tebrik etti ve konuşmasında Müslümanların Alman toplumunun bir parçası olduğunun kabul edildiğine de yer verdi. Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock da Müslümanlara hitap ederek Gazze’de sivillerin öldürülmesinden dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen, Gazze’deki aç ve yerinden edilmiş kişilere insani yardım ulaştırılan hava köprüsünü denetlemek üzere Kıbrıs’a gitti.
Yorum:
Federal Almanya Cumhuriyeti'nin resmi tutumu, işgalci devlete ve Filistin'deki Yahudi varlığına bir kısıtlama veya şart olmaksızın sınırsız destek olmaya devam etmekte ancak son zamanlarda utanç verici bir şekilde Yahudilerin uluslararası yasaları gözetmesini, sivilleri korumasını ve gelişigüzel öldürmeleri sınırlamaya çalışmasını talep eden sesler yükselmeye başladı.
Hem Şansölye Shultz hem de Dışişleri Bakanı Baerbock, Gazze’ye yardım için hava köprüsü adını verdikleri şeyi ve Amerika’nın Ürdün hükümetinin yardımıyla Gazze’ye hava yardımı gönderme çabalarına verilen desteği övdüler, bu başarıdan dolayı gurur duydular ve onu yücelttiler; böylece meşru müdafaa bahanesi altında öldürme, aç bırakma ve yerinden etme konusunda Yahudi varlığıyla suç ortaklıklarını ve iş birliklerini kanıtladılar.
Von der Leyen’e gelince; şüphesiz ellerini, Yahudi varlığına sürekli destek vermek ve Avrupa Komisyonu’nun Netanyahu'nun cellatları tarafından gerçekleştirilen öldürme ve yıkımdan duyduğu memnuniyeti ifade ederek bu varlığına yaptığı sürekli ziyaretleri yoluyla açık ve net bir şekilde katkı sağladığı Gazzeli çocukların kanlarından temizlemeye çalışmakla ilgilenmektedir.
Belki de yürüyüşler, gösteriler, genel kamuoyu, Yahudilerin yalanlarının ve Yahudi varlığının ordusunun suçlarının arkasına saklanamaz hale gelen resmi ve yarı resmi medyanın dönüşümü, bu suç çetelerinde ayıplarını gizleyecek bir incir yaprağı bırakmamıştır. Zira Yahudi savaş hükümetinin inatçılığı ve Adalet Divanı’nın taleplerine boyun eğmemesi, varlığı destekleyen bu ülkeleri halkları karşısında zor duruma düşürmekte ve bu politikacıları ister Almanya’da ister Amerika’da olsun önümüzdeki seçim sezonunda seçmenleriyle yüzleşmesine sevk etmektedir.
Bu politikacıların, Yahudi varlığına sivilleri öldürme yükünü hafifletme çağrısı yaptığı bir dönemde bu varlığa uçak, bomba, füze, öldürücü makine ve teçhizat temin etmeleri, bu şekli çağrı ve talepleri sorgulanır bir hale getirmiştir; çünkü bu, birikmiş ikiyüzlülüğe ve apaçık yalanlara işaret etmektedir.
Bu, dış politika ve Almanya ile Avrupa Birliği’nin Gazze’deki savaşa ilişkin tutumu açısındandı. Dahili açıdan olana gelince; Almanya’da Müslümanlara hitap etmek gözlere kum serpmekten başka bir şey olmayıp bu, Müslümanların aldanmaması gereken siyasi bir şarlatanlıktır. Zira onların bireysel ve toplu olarak tamamı, Müslümanlara uygulanan kısıtlamalara katkıda bulunuyorlar ve Müslümanları, İslami kimlikten uzaklaştırmaya, Batılı bakış açısına göre yaşatmaya ve fasit materyalist değerlerini taşıtmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla onların din ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü iddiaları, mesele “Anti-Semitizm” adını verdikleri gerekçeyle Yahudi varlığına zarar vermesi durumunda son buluyor; işte bu, Yahudileri eleştiren veya Filistin halkının onurlu yaşama hakkını destekleyen herkesi suç sayan iğrenç yasanın gücüyle siyasi baskının ve fikri kuşatmanın bir portmantosudur.
Allah’ın izniyle bu iş çok uzun sürmeyecek ve Batı’da halkın siyasetçilerine karşı çıktıklarını ve baskı ve aldatma yoluyla maruz bırakıldıkları yozlaşmış ideolojiyi reddettiklerini göreceğiz; çünkü mırıldanıp durdukları değerlerin yozlaşmışlığı, yönettikleri yasaların kağıt üzerindeki mürekkepten başka bir şey olmadığı, tutundukları tek değerin tüm değerler pahasına kendi çıkarlarını sağlayan değerler olduğu ve bunun da selim fıtratla, kainatın ve insanlığın yasalarıyla örtüşmediği ifşa olmuştur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Yusuf Seleme