- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Tabi Konumunda Olan Orta Asya Cumhuriyetleri Devlet Başkanlarının Astana’daki Zirvesi, Putin’in Çıkarlarına Hizmet Ediyor
Haber:
9 Ağustos’ta Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın resmi internet sitesinde şu ifadeler geçti: “Orta Asya Devlet Başkanları Altıncı İstişare Toplantısı Kasım Cömert Tokayev başkanlığında gerçekleştirildi. Kazakistan Cumhurbaşkanı, istişare toplantılarının sonuçlarının bölgesel iş birliğinin düzeyini benzeri görülmemiş bir düzeye çıkardığını, ona sistematik, kapsamlı ve en önemlisi de güvene dayalı bir karakter kazandırdığını belirtti.” Ve şöyle ekledi: “Ortak çabalar sayesinde, uzun süredir devam eden kronik sorunlar çözüme kavuşturuldu.Bölgesel istikrar ve güvenliğin sağlanması için kapsamlı tedbirler alındı. Ayrıca sınır, su ve göç sorunları da sistematik olarak çözüldü ve karşılıklı ticaretin önündeki birçok engel kaldırıldı. Yine sınır kontrol noktalarının modernleştirilmesi, ulaşım bağlantılarının genişletilmesi ve yeni yolların açılmasının yanı sıra ticaret, ekonomik ve yatırım iş birliği de dinamik bir şekilde gelişmektedir.”
Yorum:
Orta Asya cumhuriyetlerinin cumhurbaşkanlarının olağan toplantısı yapıldı. Bu toplantıda ekonomideki başarılar, güvenlik alanında cumhuriyetler arası iş birliği ve karşılıklı kültürel ve ahlaki ilişkilerin gelişmesi hakkında çok şey söylendi ancak Orta Asya’nın gerçekliği bunun aksini söylüyor.
Nitekim bölge, halkın memnuniyetsizliğinin zirvede olduğu ve halk arasında huzursuzlukların sürekli yaşandığı bir volkan gibidir. Örneğin Ocak 2022'de Kazakistan'da ordu tarafından vahşice bastırılan kitlesel huzursuzluklar yaşandı. 2022 yılının yaz ayında Özbekistan’daki Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’nde bir isyan patlak verdi ve bu isyan polis ve ordu tarafından kan dökülerek bastırıldı. Yine 2021 yılının sonbaharında Tacikistan’ın Gorno-Badahşan Özerk Bölgesi’nde bir kriz yaşandı ve bu kriz de aynı şekilde kurbanlardan yoksun değildi. Ayrıca Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te de bu yılın Mayıs ayında vatancılık temelinde kitlesel huzursuzluklar patlak verdi... Bunların tamamı, sadece son iki yıl içinde gerçekleşti.
Bölgenin doğal kaynaklar bakımından zenginliğine rağmen insanlar yoksulluk, hastalık ve suç oranlarının artışının acısını çekiyor. İster kışın ister yazın olsun sürekli elektrik, yakıt ve ısı sıkıntısı, enerji kaynaklarının yurt dışına olan büyük satışlarını etkilemiyor.İşsizlik insanları, geçimlerini sağlamak için istismara, soyguna, hatta ölüme maruz kaldıkları uzak ülkelere gitmeye sevk ediyor. Dini temeldeki tam bir zulüm, tüm cumhuriyetlerde bir kuraldır. Yasaklı dini örgütlerin listesi, sanki kopyalanmış gibi neredeyse hepsinde aynıdır...
Peki bu cumhuriyetlerin başkanları hangi başarılardan bahsediyorlar acaba?Bu zavallı yöneticilerin gerçekliğine baktığımızda onların sadece Putin’e tabi olduklarını göreceğiz. Zira Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan Rus askeri üsleriyle dolu olup yöneticilerin çoğu çökmüş Sovyetler Birliği’nin eski subayları ya da Rus askeri üniversitelerinde eğitim görmüşlerdir.
Bu sefil tabi olan yöneticilerin politikası, halklarının çıkarlarına değil, aksine Putin’in iradesine ve emirlerine dayanmaktadır.Örneğin Özbekistan son birkaç yıl içinde Çin’e olan gaz satışını birkaç kez artırdı. Peki tüm bu gazlar nereden geliyor? Neden halkı, kışın kesilecek derecede gaz sıkıntısı yaşıyor?! Çünkü Şevket Mirziyoyev, Avrupa’nın yaptırımlarını baypas ederek Putin’in emriyle Rus gazını satmak zorunda kaldı. Ayrıca Kazakistan ve Özbekistan uranyum yatakları bakımından zengin ülkeler ancak nükleer endüstriyi geliştirip kendi başlarına nükleer santraller inşa edemezler; zira her ikisi de Kremlin’den izin almak zorundadırlar! Buna benzer birçok örnek vardır.
Biraz aklı olan herkes, bu değersiz tiranların yankı uyandıran açıklamaları ile gerçeklik arasındaki büyük çelişkileri görebilir. Zira gerçeklik, ne yazık ki tabi olan bu tiranların efendileri Putin’e hizmet ettiklerini, zulmettiklerini, çaldıklarını ve yüksek bir çit ve büyük bir orduyla halklarına baskı yaptıklarını söylüyor.
Öte yandan insanlar, tiranların yönetiminin zulmüne karşı giderek daha aktif bir şekilde isyan ediyorlar.Tiranlar ülkedeki Müslümanlara ne kadar zulüm ve baskı yaparlarsa yapsınlar, insanlar dinlerine aktif bir şekilde ilgi duyuyorlar ve bu ümmetin samimi evlatları Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışıyorlar. Allahu Teala’nın izniyle Allah Subhanehu’nun yardımı ve sevgili Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi, uzak değildir.
Nitekim İmam Ahmed Müsned’inde, Numan İbn-i Beşir’in Huzeyfe İbn-i Yeman’dan Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللهُ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً عَاضّاً فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ يَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ. ثُمَّ سَكَتَ “Nübüvvet aranızda Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah onu kaldırmayı dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah dilediği zaman onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı melikler olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra zalim yöneticiler gelecek ve onlar da Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Bunların ardından ise yine Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sustu.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin