Haber - Yorum

Laik Liberal Politikaların Benimsenmesi, Somaliland’daki Acının Artmasına Neden Oluyor!

Haber:

Tek taraflı olarak ilan edilen Somaliland devleti, 1991 yılında Somali’den ayrılmasından bu yana 13 Kasım’da altıncı genel seçimlerini gerçekleştirdi.Seçimler, bölgesel gerilimlerin ve 30 yıllık özerkliğin ardından uluslararası tanınma umutlarının ortasında gerçekleşti. Somaliland Seçim Komisyonu, Abdurrahman Muhammed Abdullahi “İrro’nun” %34.81 oy alan Musa Bihi'ye galip gelerek %63.92 oyla cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığını açıkladı.

Yorum:

Somaliland 1991 yılında bağımsızlığını ilan ettikten sonra Mogadişu'daki Somali hükümetiyle bağlarını kopardı ve o zamandan beri bağımsız bir devlet olarak uluslararası toplum tarafından tanınmaya çalışmaktadır. Hiçbir yabancı hükümet bölgenin egemenliğini tanımıyor ancak birçok hükümet bölgenin fiili olarak Somali’den ayrı olduğunu kabul ediyor.Bölge, Somaliland Ulusal Ordusu ile Sul bölgesinin başkenti Las Anod’dak Dhulbahante’ye bağlı SSC Khatumo (Sool, Sanaag ve Ceyn bölgeleri) güçleri arasında devam eden silahlı çatışmalarla parçalanmış bir devlettir.

Somaliland’ın bağımsızlık talebi, sorunlarını çözmek için ileriye giden bir yol değildir.İkinci Dünya Savaşı sonrasında bağımsızlık kavramı sömürgecilikten kurtuluş anlamına gelmeye başladı.Aslında bu sadece yüzeysel bir anlamıdır. Gerçek şu ki bu meselenin sahibi Amerika olup bunu, diğer sömürgecilerin sömürgeleri üzerindeki kontrolünü genişletmek için icat etmiştir. Nitekim yerel siyasi liderler yerel siyahiler olup teslimatın gerçek yararlanıcıları Somaliland’daki genel halk değil yerel siyahilerdir.

Somaliland'daki daimi seçimlere gelince; bunlar Batı'nın değişikliklere dair duyguları uyandırıp canlandırmak ve insanları aldatmak için yaptığı bir girişimdir.Somaliland’da ve dünyanın başka yerlerinde refahın, BM tarafından tanınma veya seçimler yoluyla gerçekleşmesi imkansızdır; çünkü bunlar halka zarar veren kısır sömürgeci politikalarıdır. Bu da kapitalizmin çabaları yoluyla Somali'nin tamamını ve İslam beldelerinin geri kalanını kalıcı bir çatışmanın içinde boğmaktadır.

Avrupa ile Amerika arasındaki güç mücadelesi, onlarca yıldır süren iç savaşa, ayrılıkçı hareketlere ve ayrılmış devletlere katkıda bulunmuştur.Amerika’ya gelince; 1991’e kadar süren ve silahlı aşiretler tarafından devrilen (Amerikan yanlısı) Siad Barre döneminde Somali’de kontrolü ele geçirme arzusundan hiç vazgeçmedi. Bu da ABD-İngiltere çatışmasının dengesini İngiltere lehine değiştirdi. Böylece Amerika kontrolü kaybetti ve istikrarsızlık egemen oldu. Bunun üzerine İngiltere hızla eski eyaletine (İngiliz Somaliland) doğru harekete geçti ve aynı yıl bağımsız "Somaliland Cumhuriyeti'nin" kurulduğunu duyurdu.Somaliland ve Somali’nin geri kalanındaki Batı yanlısı liderler, Fransa, İngiltere, BAE ve Çin’den olan petrol şirketlerine uranyum, petrol ve doğal gaz gibi zengin doğal kaynaklarını keşfetmeleri için “haklar” verdi.

İçerideki ve dışarıdaki samimi Müslümanlar, laik kapitalist ideolojiyi benimsemeyi temsil eden temel hatayı kabul edip Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya başlamadıkça Somali’nin yanı sıra ayrılmış olan devletlerinin yaşamış olduğu içler acısı durum olduğu gibi kalmaya devam edecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Şaban Muallim - Kenya