- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
HAN ŞEYHUN’DAKİ KİMYASAL SALDIRININ GERÇEK SUÇLUSU AMERİKA'DIR
(Tercüme)
HABER
Amerikan Dışişleri Bakanı Rex Tillerson pazartesi günü yaptığı açıklamada: “ABD’nin insanlığa karşı suç işleyen herkesle mücadele edeceğini” söyledi. Dışişleri Bakanı’nın bu açıklaması Suriye’deki kimyasal füze saldırısına tepki olarak yaklaşık bir hafta sonra geldi.
İtalya’da 1944 yılında Nazilerin işlediği katliamı anma töreni sırasında Tillerson gazetecilerle söyleşisinde: “Masum insanlara karşı suç işleyen herkesi sorumlu tutmak için kendimizi bu yolda tekrar adayacağız’’ dedi.
YORUM
Halen utanmadan bunları nasıl söyleyebiliyorsunuz! Yıllardır Beyaz Saray yöneticileri tarafından çizilen Amerikan politikasının gerçek vakası budur. Zira Amerika Latin Amerika’da halkların kararlarını bastırmak için askeri darbe kararı almada hiç tereddüt etmedi. İslam Dünyasında ise Mısır’dan Pakistan’a kadar “Ulusal güvenlik’’ bahanesiyle baskıcı rejimleri destekledi. Baskıcı rejimler hava sahalarını Yemen’den Somali’ye, Afganistan’a, Pakistan’a, Suriye’ye ve Irak’a kadar ülkenin hava sahalarını Amerika’ya yasal olarak teslim etti. 05-01-2017’de Amerika merkezli Dış İlişkiler Konseyi Kurumuna bağlı Divinezin analizine göre Amerika bu hava üslerinden Irak ve Suriye’ye 2016 yılında 24.287 bomba attı, ayrıca bu üslerden yüzlerce Drone saldırıları gerçekleştirdi. Bu, Suriye ve Irak’a her gün 67 bomba atması demektir. Amerika’nın İslam’a ve Müslümanlara karşı düşmanlığından dolayı Suriye ve Irak’a atabildiği kadar bomba atmıştır. Bu yüzden Dünya coğrafyası üzerinde bulunan kendi askeri üslerine çok sayıda silah ve mühimmat depoladı. Savunma Bakanlığını 15-10-2016’da operasyonun başlamasından bu yana, yaklaşık 10 milyar dolar harcanıldığını aktardı. Bu ise günde yaklaşık 12.5 milyon dolar demektir.
Bu operasyonların neticesi kurbanlar için çok ağır oldu. Menbic ve Musul’da yüzlerce sivilin ölümüyle sonuçlanan ve Afganistan, Irak ve Somali’de binlerce masum insanın şehid edilmesiyle sonuçlanan bombardımanlarınıAmerika “bombalama hassasiyeti” yalanı arkasında gizlenmektedir.
Mücrim Amerikan kuklası Esad’ın kimyasal saldırısı sonucu ölen şehidler için timsah gözyaşları döken Tillerson eğer sözünde sadık ise o zaman Beyaz Saray’daki suçluları hemen muhakeme etmeye başlasın!
Tillerson kimyasal saldırının sorumluluğunu Rusya’ya yükledi. Halbuki rejimin kimyasal cephaneliklerini kontrol etmeye muktedir olduğu halde, kontrol etmeye uygun değildir dedi. Tillerson Amerikan kuklası Esad’ın suçlarını askıya alarak, Rus desteğini çivilemek istiyor. Biz ise Tillerson’u sözlerinden dolayı kınıyor ve ona şunları soruyoruz:
*Amerika, Beşşar’ın binlerce insanı öldürmesine ve milyonlarcasını teşrid etmesine karşı neden sessiz kaldı?!
*Sivillerin kimyasal silahlarla veya patlayıcılarla veyahut hapishane köşelerinde ölmesinin arasındaki fark ne?
Suriye’deki insani durumla ilgili Güvenlik Konseyinin toplantısında (22-06-2016) İnsani İşlerden Sorumlu Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Stephen O’Brien: “Suriye’nin Darya şehri patlayıcı varil bombalarıyla doldu’’ dedi ve Darya Yerel Meclisi de: “Rejim güçlerinin 2016’nın 8-16 Haziran arasında Darya ve çevresine 300 varil bombası attığını” söyledi. Şehir ayrıca 20 Haziran’da 60’dan fazla varil bombasına maruz kaldı. Bu Amerika ile Esad iş birliğinin görünmeyen buzdağının sadece görünen bir kısmıdır.
Bizler Beyaz Saray siyasetçilerinin yalanını ortaya çıkarmakla kalmıyoruz ve bilakis bizler, politikayla çözüm arayan hayalperestlerin peşinden koştuğu sırtlanların beynini saran sis perdelerini sorguluyoruz. Onların sis perdeleri, işlediği suçlar ve şehidlerin kanlarıyla ve vücut parçalarının üzerinde örtülüdür. Amerika’nın Suriye’deki hedefi daha önce Mısır’da yaptığı gibi gücüne güç katmaktır. Neden onlar bunları görmüyorlar, neden hâlâ sarhoşluklarından uyanmıyorlar!
"إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ"
“Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.”(Buruc 12)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Mühendis Osman Bahâş