Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

El-Vakiye TV: Bacağı Kesilmiş Birinin Ayakkabısı Gibi Sahte Bir Filistin Devleti!

  • Kategori El Vakiye TV
  •   |  
El-Vakiye TV:
Bacağı Kesilmiş Birinin Ayakkabısı Gibi Sahte Bir Filistin Devleti!

Hizb-ut Tahrir Üyesi Faziletli Şeyh Yusuf Maharize’ye (Ebu Humam) Ait Bir Kesit - Mübarek Toprak (Filistin)

Yapım: El Vakiye TV Medya Prodüksiyonu

#OrdularAksaya
#ArmiesToAqsa
الجيوش_إلى_الأقصى#

H. 16 Cumâde’l Ûla 1446 - M. 18 Ekim 2024

Devamını oku...

Tunus: Kurtuluş Yürüyüşü; “Gazze, Riyad'daki İhanet Zirvesini Allah'a Havale Ediyor, Ümmetten ve Ordularından Yardım İstiyor!”

  • Kategori Tunus
  •   |  

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti: Kurtuluş Yürüyüşü;

“Gazze, Riyad'daki İhanet Zirvesini Allah'a Havale Ediyor, Ümmetten ve Ordularından Yardım İstiyor!”

Filistin'e ve tutsak Mescid-i Aksa'ya destek yürüyüşlerinin 58'incisi başkent Tunus'ta Cuma namazının ardından gerçekleştirildi. Yürüyüş, Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti tarafından “Gazze, Riyad'daki İhanet Zirvesini Allah'a Havale Ediyor, Ümmetten ve Ordularından Yardım İstiyor!” başlığı altında düzenlendi.

Yürüyüş başkentin ana caddelerini turlayarak Devrim Caddesi'ne ulaştı. Ana pankartta yürüyüşün başlığı, ikinci pankartta ise 44 bine ulaşan şehit sayısı ve yüz bini aşan yaralı sayısı yer aldı. Yürüyüş sırasında coşkulu ve büyük kalabalık şu sloganları attı: “İhanet lokmasına hayır, ey alçaklığın yöneticileri”, "Ey Asker, uyan, Gazze'yi desteklemek üzerine farzdır", "Ey Subaylar, Allah sizin mevlanızdır, en iyi mevla ve en iyi destekçidir", "Ey Subaylar, kıyamet gününde görevinizi yerine getirin, Allah sizi hesaba çekecektir, “Ey Müslüman âlimler, nerede mertlik, nerede din”, "Ey âlimler, kıyamet günü görevinizi yerine getirin, Allah sizi hesaba çekecektir" Yürüyüş, Hizb-ut Tahrir üyelerinden birinin Riyad'da düzenlenen ihanet ve terk zirvesi hakkında yaptığı konuşmayla sona erdi.

Bu Ruveybidalardan bir fayda olmayacağını açıkladı. Gazze'deki kardeşlerimize karşı daha fazla ihanet ve komplo hariç, Ümmetin bugün atması gereken ilk adım, Müslümanların ordularındaki Ümmetin samimi evlatları aracılığıyla bu zarar yöneticilerini ortadan kaldırmak ve İslam sancağını yükselterek, Allah'ın vaat ettiği zaferden tam bir kesinlik ile yüceltmek ve övmek için Mübarek Topraklara (Filistin'e) doğru yürümektir:

لَتُقَاتِلُنَّ الْيَهُودَ فَلَتَقْتُلُنَّهُمْ حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ

"Sizler Yahûdîlerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hattâ taş: ‘Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahûdî’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.” (Müslim) O zaman yeryüzü Güçlü, Kudretli, Hikmetli Allah'ın zaferiyle parlayacaktır.

Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Merkezi Medya Ofisi Delegesi

Cuma, 13 Cemaziyelevvel 1446 Hicri - 15 Kasım 2024 Miladi

- Etkinlikten Kareler -

#طوفان_الأقصى

#الجيوش_إلى_الأقصى

#الأقصى_يستصرخ_الجيوش

#AksaTufanı

#OrdularAksaya

#ArmiesToAqsa

#AqsaCallsArmies

İlgili Linkler:

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Resmi Websitesi
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Tahrir Dergisi Resmi Sitesi
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Tahrir Dergisi Facebook Sayfası

Devamını oku...

Filistin Meselesi, Uluslararası Sistemin Değil İslam Ümmetinin Meselesidir!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

Filistin Meselesi, Uluslararası Sistemin Değil İslam Ümmetinin Meselesidir!

Haber:

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Syed Asim Munir, 15 Kasım 2024 Cuma günü, İslamabad Politika Araştırma Enstitüsü (IPRI) tarafından düzenlenen Margalla Diyaloğu 2024’te “Pakistan’ın Barış ve İstikrardaki Rolü” konulu özel bir konuşma yaptı ve şöyle dedi: “Pakistan hiçbir küresel çatışmanın parçası olmayacak. Bunun yerine küresel barış ve istikrarın sağlanmasındaki rolünü oynamaya devam edecektir.”General, Pakistan’ın bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklediğini vurguladı. (Ajanslar)

Yorum:

General Asim Munir'in konuşması Filistin, Keşmir, “terörizm”, Hindistan’ın aşırıcı ideolojisi, yalan haberler ve iklim değişikliği de dahil olmak üzere çeşitli konulara ilişkin siyasi bir açıklamaydı.Bu siyasi açıklama, Pakistan’ın askeri gücünün sergileneceği IDEAS 2024 adlı önemli bir savunma fuarından sadece birkaç gün önce geldi.

Görünen o ki General, Pakistanlı Müslümanların, ABD liderliğindeki Batı tarafından silah ve fon sağlanan Yahudi varlığının terörizmini sona erdirmek için orduların harekete geçmesi talebini ele almıştır. Zira 7 Ekim 2023'ten bu yana Pakistanlı Müslümanlar, silahlı kuvvetlerinin içindeki babalarından ve evlatlarından ne pahasına olursa olsun Mescid-i Aksa’yı, Gazze’yi ve tüm mübarek Filistin topraklarını kurtarmak için harekete geçmelerini talep etmektedir.

Münir/Şerif rejimi, daha önce sabit hat bağlantısının olmaması nedeniyle hiçbir şey yapamayacağını iddia etmişti.Ancak insanlar bu saçma bahaneyi reddettiler; zira onlar, Batılı sömürgecilerin dünyanın herhangi bir yerinde silahlı kuvvetlerimize ihtiyaç duyduklarında, askeri liderliğin onları gönderdiğini görmüşlerdir. Aynı konuşmada General Asim Munir şunları da söyledi: “Toplam 235.000 Pakistanlı barış gücü askeri, dünya barışını korumak için BM barışı koruma misyonlarına katılmış ve 181 Pakistanlı bu bağlamda hayatını feda etmiştir.” O halde neden yöneticiler silahlı kuvvetlerimizi mübarek Filistin topraklarını kurtarmak için harekete geçirmiyorlar?!

Şimdi Munir/Şerif rejimi, Pakistan’ın herhangi bir küresel çatışmanın parçası olmayacağına belirterek başka bir bahane getirmektedir! Filistin meselesi, büyük sömürgeci güçler tarafından çözülmesi gereken küresel bir çatışma değildir; aksine Filistin, İslami haraci bir toprak olup onun meselesi sadece İslam ümmetinin ve onun ordularının meselesidir. Keşmir’e gelince; rejimin bahanesini kabul etsek bile, onu Pakistan’ın bir parçası olarak kabul ediliyor; o halde Hindu devleti son kırmızı çizgiyi aşıp 5 Ağustos 2019’da Keşmir’i zorla ilhak ederken, Pakistan yöneticileri neden silahlı kuvvetlerimizi burayı kurtarmak için harekete geçirmedi?!

Gerçek şu ki Munir/Şahbaz rejimi de tıpkı önceki rejimler gibi sömürgecilerin bir ajanı olup politikalarının temelinde, Müslüman ülkelerin güvenliğini ya da dinlerini dikkate almaksızın sömürgecilerin çıkarları vardır.Pakistanlı Müslümanlar ile silahlı kuvvetleri arasında herhangi bir karışıklığın olması imkansızdır. Zilletten kurtulmanın yol haritası, sömürgecilerin ajanlarını ortadan kaldırmak, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurmak ve Endonezya'dan Fas'a kadar Müslüman ülkelerin birliğini sağlamaktır; işte o zaman Raşid Halife, işgal altındaki tüm ülkeleri kurtarmak için milyonlarca Müslüman askeri harekete geçirecektir.

Raşidi Hilafeti kurmak bir hayal değildir; aksine şerî bir vacip ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِSonra zalim yöneticiler gelecek ve onlar da Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Bunların ardından ise yine Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.” [Ahmed rivayet etti]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Şeyh Şehzad - Pakistan

Devamını oku...

Suud Hanedanı Yöneticileri Harameyn Beldesinde Müstehcenlik Yayıyorlar!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

Suud Hanedanı Yöneticileri Harameyn Beldesinde Müstehcenlik Yayıyorlar!

Haber:

Gazze ve Lübnan’ı bombalayan uçakların, tankların ve füzelerin gürültüsünün, hayatını kaybedenlerin çığlıklarının, çocukların iniltilerinin, on binlerce şehidin ve moloz yığınlarının yanı başında Allah’tan ve onun yaslı mümin kullarından zerre kadar haya etmeden ya da utanmadan Suud Hanedanı yöneticileri başkent Riyad’da, Riyad 2024 sezonu etkinliklerinin bir parçası olarak, sahneye çıkıp dans eden çıplak kadınlara ev sahipliği yaptı.

Yorum:

Suud Krallığı’nın Harameyn beldesinde kasıtlı olarak düzenlediği aşağılık ve yozlaştırıcı faaliyetler ilk kez gerçekleşmemiştir; aksine ifsat konusunda şiddetle ısrar ederek her yıl milyarlarca Riyal harcadığı “Eğlence Kurumu” adı altında,dini, ahlakı, Müslüman kadın ve erkekleri ifsat eden faaliyetler ve etkinlikler düzenlemekte uzmanlaşmış bir kurum oluşturmuştur. Bu kurum, -geçen yıl olduğu gibi- gürültülü ve karışık dans partilerinde küfür ve müstehcenlik içeren şarkılar söyleyen erkek ve kadın şarkıcılara ev sahipliği yapmış, amacı kadınların çıplak olarak ortaya çıkması ve kadın ve erkeklerin karışık yarıştığı yarışmalar gibi çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Sanki Suud Hanedanı yöneticileri, Harameyn beldesinde ve vahyin beşiğinde ahlaksızlığı açıkça yayarak insanları dinlerinden vazgeçirmeye kararlıdırlar.

Müminler arasında müstehcenliği yaymak en büyük münkerlerden ve en iğrenç günahlardan biridir;Allah bunu yapanları dünyada ve ahirette azapla tehdit etmiştir. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَİnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” [Nur 19]İnsanları dinlerinden saptırmak bir fitne olup sadece samimi bir tövbe ile silinebilecek bir suçtur. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِŞüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.” [Buruc 10]

Suud Hanedanı yöneticilerinin bu kadar ifsat ve bozulma derecesine ulaşmaları, ümmetin ve Harameyn beldesinin halkının sessizliğinin bir sonucudur. Şayet Müslümanlar, Osmanlı Hilafet Devleti’ni yıkmak için İngilizlerle komplo kurmalarının ardından tahta çıktıkları, Allah’a karşı savaş ilan ettikleri, İslam'dan başkasıyla yönettikleri ve sömürgecilere sadık kaldıkları ilk günden itibaren Suud Hanedanı yöneticilerinin elinden tutmuş olsalardı,vahyin, nübüvvetin, sahabenin ve tabiinlerin beşiğinde yozlaşma ve müstehcenliğin yayıldığını gördüğümüz bu duruma ulaşmazdık. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur:يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.” [Maide 51]

Ancak fırsat henüz kaçmış değildir; bu yüzden ümmetin, alimlerinin, Harameyn eş-Şerifeyn beldesinin halkının ve Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile kerim Sahabelerin torunlarının üzerine düşen, Suud Hanedanı yöneticilerini yakıncaya kadar hiçbir ateşin söndüremeyeceği bir şekilde azimlerini bilemeleri ve Harameyn topraklarının statüsünü, dinini ve kutsallığını yeniden tesis etmek için Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti ilan edecek Müslümanların Halifesine biat etmeleridir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Bahir Salih

Devamını oku...

Çatışma, Dünyayı Uçuruma Sürükleyebilir!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

Çatışma, Dünyayı Uçuruma Sürükleyebilir!

Haber:

ABD kaynakları, Ukrayna’nın Rus derinliklerini hedef almak üzere ABD füzelerini kullanmak için Washington'dan yeşil ışık aldığını, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin kararı memnuniyetle karşıladığını ve üst düzey Rus milletvekillerinin ise ABD'nin kararı nedeniyle üçüncü dünya savaşının çıkabileceği uyarısında bulunduğunu vurguladılar. (El Cezire Net)

Yorum:

ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’nın Rusya’nın derinliklerini hedef alan uzun menzilli füzeler kullanmasına izin veren bir karar alması, stratejik durumu çok önemli ölçüde değiştirecek olup şayet kendisini engelleyen bir durum olmazsa önümüzdeki haftalarda göreve gelecek olan bir sonraki başkanın planlarını utandırabilir ya da etkileyebilir.

Biden’ın görevden ayrılmadan önce savaşı genişleterek halefi Trump'a bıraktığı bu zehirli hediye, genel olarak Ukrayna ve Avrupa’ya demokratların son ana kadar Ukrayna’yı desteklediğine dair bir mesajdır.

ABD politikasını kontrol eden iki grup bazı konularda hemfikir olup diğer bazılarında ise hemfikir değillerdir; örneğin her ikisi Amerika'nın iç işleri ve Yahudi varlığının korunması konusunda hemfikirlerdir. Ancak her ikisi dış meseleler konusunda hemfikir değillerdir ki bu da büyük bir iç huzursuzluğa götürebilecek üst düzey bir çatışmaya yol açabilir ve bu ise bir grubun diğeri pahasına taviz vermemesi halinde bölünme ve parçalanmaya yol açabilir ki bu pek olası bir türden değildir.

Bugün dünya, sanki dünya düzeninde topyekûn bir değişimin habercisiymiş gibi tüm yönlerde eşi benzeri görülmemiş bir doğum sancısı yaşamaktadır; çünkü dünya düzeninin tüm standartları çökmüş olup şayet ona rakip bir ideolojinin ortaya çıkmaması halinde acilen değiştirilmesi veya reforme edilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle Müslümanların, İslam'ı uluslararası arenaya geri döndürmek, İslam'ın ihtişamını geri kazandırmak ve onu ön plana çıkarmak ve dünyayı insanı insanlığından çıkaran bu kokuşmuş kapitalist sistemden kurtarmak için ciddi şekilde çalışmak gerektiğinin bilincinde olmaları gerekmektedir.

Ey Müslümanlar ve ey güç ve kuvvet ehli: Haydi bu dine yardım etmek için ayağa kalkın ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni yeniden kurarak İslami hayatı başlatmak ve Kerim Rasulümüz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirmek için çalışanlarla birlikte çalışın ki böylece mazlumlara yardım edelim ve insanları insanlara tapmaktan insanların Rabbine tapmaya ve kapitalizmin zulmünden İslam'ın adaletine kavuşturalım. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ * وَالَّذِينَ كَفَرُوا فَتَعْساً لَّهُمْ وَأَضَلَّ أَعْمَالَهُمْEy iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı sabit kılar. İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.” [Muhammed 7-8]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nebil Abdulkerim

Devamını oku...

Bangladeş: Uluslararası Hilafet Konferansı; "Devlet Reformu mu, Kapsamlı Değişim mi?"

  • Kategori Bangladeş
  •   |  

Hizb-ut Tahrir/ Bangladeş Vilayeti
Uluslararası Hilafet Konferansı;
"Devlet Reformu mu, Kapsamlı Değişim mi?"

Hizb-ut Tahrir/ Bangladeş Vilayeti, "Devlet Reformu mu, Kapsamlı Değişim mi?" başlıklı uluslararası Hilafet konferansı düzenliyor.

2000 kadar protestocunun hükümet güçleri ve hükümet partisi eşkıyaları tarafından öldürüldüğü öğrenci protestolarının ortasında Başbakan Şeyh Hasina ülkeden kaçtı. Öğrenci hareketinin liderleri tarafından desteklenen geçici bir hükümet göreve başladı. Ulus şu anda yeni bir Bangladeş için yol haritasını tartışıyor ve kilit tartışmalardan biri de yeni bir anayasanın reformu veya yeniden yazılmasıyla ilgili. Bu konferansta halkın gerçek istekleri, yakın geçmişteki devrimlerin düştüğü hatalar ve aldatmacaların yanı sıra kapsamlı bir değişime duyulan ihtiyaç ve kapsamlı değişimin nasıl hızla hayata geçirilebileceği tartışılacaktır.

Uluslararası Hilafet Konferansı Proğramı
"Devlet Reformu mu Kapsamlı Değişim mi?"

1. Konuşma:
Yeni Bangladeş: Öncü Bir Devlet İçin Plan

2. Konuşma:
Devrim Sonrası Reformlar Neden Bir Ülkeden Diğerine Başarısız Oldu?
Konuşmacı: Ahmed El-Kasas, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Üyesi

3. Konuşma
Batı'da Demokrasi ve Kapitalizmin Başarısızlığı
Konuşmacı: Vasim Dureyhi, Avustralya'daki Hizb-ut Tahrir Üyesi

Konuşma 4:
Devlette Kapsamlı Değişimin Derhal Uygulanması için Yol Haritası:

[كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ] 

“Siz insanlar için [örnek olarak] çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz” [Al-i İmran Suresi: 110]

bangladesh en

Tarih ve Yer

Tarih: Cuma, 29 Kasım 2024 M. - 27 Cemaziyelevvel 1446
Saat: 03:00 (Medine Saati) 06:00 (Bangladeş Saati)

bangladesh en

Konferans CANLI Yayını

El Vakiye TV

bangladesh en

Konferans CANLI Yayını (Rumble)

Yakında inşaAllah

bangladesh en

2024 11 29 BNG WQYA CONF EN

bangladesh en

Daha fazla bilgi için:

Hizb-ut Tahrir Bangladeş Vilayeti Resmi Websitesi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Tel: +88 01798 367 640
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Skype: htmedia.bd

bangladesh en

 

Devamını oku...

SAYI 522 Çıktı - Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi El-Raye Gazetesi

 

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi

El-Raye Gazetesi Yeniden Yayında

 

Biz, Hizb-ut Tahrir Medya Ofisi olarak takipçilerimiz ve Merkezi Medya Bürosu Web Sayfası misafirlerimize, Hizb-ut Tahrir tarafından 1954 yılında başlatılan El-Raye Gazetesinin tekrar yayına başlatılmasını duyurmaktan gurur duyarız. Karanlık ve zorba rejimlerin baskısı sonucu haftalık yayınlanan gazete durdurulmuştu. Şimdi Hizb-ut Tahrir El-Raye Gazetesini Allah’ın izniyle tekrar başlatacaktır.

Devamını oku...

Milis ve Silahlı Gruplar Kurmak, Amerika’nın Sudan’ı Parçalamak İçin Kullandığı Son Derece Tehlikeli Bir Kötülük ve Araçtır

16 Kasım 2024’te, ‘Cezire Kurtuluş Hareketi’ adlı bir silahlı grup, Cezire Eyaleti’ni kurtarma planları ve niyetlerinin olduğunu duyurdu. Ayrıca, silahlı kuvvetleri desteklediğini açıkladı. Sosyal medya ve ordu yanlısı gazeteciler tarafından paylaşılan bir videoda, ‘Cezire Kurtuluş Hareketi’, Cezire halkına bir çağrıda bulunarak kendilerini desteklemelerini ve hedeflerini benimsemelerini istedi.

Her zamanki gibi ordu komutanlığı bu olaya göz yumdu ve herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Geçtiğimiz 29 Ekim tarihinde, kendisini ‘Doğu Bölüğü’ olarak adlandıran ve Halk Kurtuluş ve Adalet Cephesi’ne bağlı bir askeri grup, 2020’de Cuba Anlaşması’na imza atan hareketlerden biri olarak, güçlerini Sudan’ın doğusundaki Kassala eyaletine konuşlandırdığını açıkladı. Sudan Tribune sitesine göre, bu kuvvetlerin genel komutan yardımcısı, “Bu adım, silahlı kuvvetlerle yapılan teknik ve askeri istişarelerin ardından atıldı ve güçlerimiz artık silahlı kuvvetlerin bir parçasıdır,” dedi. Daha önce, Kikel adlı kişi Hızlı Destek Kuvvetleri’nden ayrılarak orduya katıldığını ancak Sudan Kalkanı Kuvvetleri adıyla bilinen bir milis grubunun safında savaşmaya devam ettiğini açıklamıştı.

Siyasi, askeri ve güvenlik açısından en temel gerçeklerden biri şudur: Orduların ve silahlı grupların çoğalması, ülkeleri bölmek ve güvenliklerini sabote etmek için kullanılan bir sömürgeci yöntemdir. Bunun en bariz örneği, Güney Sudan’ın ayrılması ve Sudan’ın diğer bölgelerinin ayrılmaya hazırlanmasıdır. Eski Devlet Başkanı Beşir, Kasım 2017’de Rus Sputnik sitesine verdiği röportajda bu Amerikan planını şöyle itiraf etmiştir: “Güney Sudan’ın ayrılması Amerikan baskısı ve komplosu sonucunda gerçekleşti, ayrıca Amerika, Sudan’ı beş devlete bölmek için çalışıyor.” Bu durum, Müslüman ülkeleri daha da küçük parçalara ayırmayı ve halihazırda bölünmüş olanı tamamen yok etmeyi hedefleyen yeni bir Sykes-Picot planının bir parçasıdır. Bu proje, Bernard Lewis’in ‘Kan Sınırları’ olarak bilinen planıdır. O halde, neden ordu içindeki samimi insanlar, farklı bayraklar taşıyan başka güçlerin varlığına göz yumuyor? Bu güçler neden ordunun komutası ve yönetimi altına girmiyor? Peki ya ordu komutanlığı, Sudan halkının Hızlı Destek Kuvvetleri’nin ayrı bir komuta altında ayrı bir güç olarak kurulmasından dolayı yaşadığı acı ve sıkıntılardan hiçbir ders çıkarmadı mı?

Silahlı kuvvetlerin bütünlüğü, ümmetin birliğin ve bütünlüğün bir göstergesidir. Bu bağlamda, tek bir komutanlık altında birleşmek temel bir ilkedir ve bu konuda taviz verilmesi kabul edilemez. İslam dininin temel ilkelerinden biri de birlik ve beraberliktir, bölünme ise yasaklanmıştır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

إذا بُويِعَ لِخَلِيفَتَيْنِ، فاقْتُلُوا الآخِرَ منهما“İki Halifeye biat edildiği zaman, onlardan sonuncusunu öldürün.” [Müslim] Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı’nın 66. maddesinde, “Bütün ordu, özel ordugâhlara yerleştirilmiş tek bir ordu haline getirilir. Ancak bu ordugâhlardan bazıları, muhtelif vilâyetlere ve bazıları da stratejik mevkilere konuşlandırılmalıdır. Bazıları ise devamlı taşınabilir ve hareket edebilir (mobilize) ordugahlar haline getirilir ki bunlar vurucu kuvvetlerdir. Askerî ordugahlar birçok gruplar halinde düzenlenir. Bu grupların her birine Ordu ismi verilir ve her birine ayrı ayrı numaralar verilir. Birinci ordu, üçüncü ordu gibi…Ya da âmilliklerden veya vilâyetlerden birinin adıyla adlandırılır.” denilmektedir.

Bugün yaşananlar, Amerikan’ın Sudan’ı parçalama suç planının ikinci safhasıdır. Yöneticilerin ihaneti ve ülkenin güvenliğinden sorumlu kurumların ihmali nedeniyle Güney Sudan Sudan’dan ayrılmıştı. Biz, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak, yöneticileri bu hain planın peşinden gitmemeleri konusunda uyarıyoruz. Bu suçun cezası dünyada büyük bir utanç ve rezalet, ahirette ise elim bir azap olacaktır. Ayrıca, silahlı kuvvetlerdeki samimi evlatları, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak, Allah’ın egemenliğini tesis etmek, O’nun yasalarını uygulamak, ümmeti birleştirmek, yeteneklerini kontrol etmeye ve ülkemizin zenginliğine göz dikmeye çalışan sömürgecilerin kökünü kazımak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeye çağırıyoruz. Hizb halkına yalan söylemeyen bir liderdir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَن مَاتَ وَليسَ في عُنُقِهِ بَيْعَةٌ، مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً“Kim de boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.” [Müslim]

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER