Gazze Aç ve Susuz Bir Halde Orucunu Açtı ve Çocuklarının Kanları İçinde Gecesini İbadetle Geçirdi
- Kategori Filistin
- İlk yorumlayan ol!
- |
Gazze, Ramazan’ın 18. gecesinde, yine bombalandı hem de ilk günkü saldırıdan daha beter ve daha ağır bir şekilde! Bugün Gazze, saldırıya uğradı hem de halkı aç ve susuzken, gece ve gündüz oruç tutuyorken.
Gazze’ye bugün yine bombalar yağdı. Gazze halkının kendisini güneşin kavurucu sıcaklığından bile koruyacak hiçbir şeyi kalmadığı halde peki ya bomba yağmuru ve top mermisinden nasıl korunacaklar? Bugün Gazze yeniden bombalandı ama yaralılarının yarasını saracak bir bez, şehitlerini kefenleyecek ya da parçalanmış etlerini ve kemiklerini toplayacak bir örtüleri bile yok. Gazze bugün ağır bombardıman altında. Zaten öncesinde abluka, halkın yaşam koşullarını zaten felç etmişti. Bugün Gazze yine bombalanıyor, ama şehit yakınlarının taziyeleri kabul edecek bir evleri bile yok!
Bir gecede neredeyse dört yüz şehit. Çoğu kadın ve çocuk! Tertemiz bedenleri kanlar içinde üst üste yığıldı. Yahudilerin başındaki cani, bu saldırının öncekilerden daha şiddetli ve daha acımasız olduğunu dile getirdi. Wall Street Journal, Trump’ın bu saldırıya yeşil ışık yaktığını yazdı. Yemen’de kadınları ve çocukları bombalayan da Trump’ın kendisidir! İşte bu yüzden bu savaş, mübarek Ramazan ayında, hak ile batılın ayrıldığı Bedir Savaşı’nın yıldönümünün ertesi günü İslam ümmetine karşı açılmış bir Haçlı-Yahudi savaşıdır!
Ne Arap ne de yabancı arabulucular, Gazze’ye bir fayda sağlayabildi. Onların yalnızca Yahudi esirleri kurtarmak için düşmanın arabuluculuğunu yaptıkları ve onlara göre Yahudilerin Gazze halkından daha değerli olduğu bugün düne kıyasla daha net bir şekilde görülmüştür.
Arap Birliği zirveleri veya “İslam” İşbirliği Teşkilatı konferansları da Gazze halkına hiçbir fayda sağlamadı. Gazze’nin yeniden inşası ve mücahitlerinin silahsızlandırılması önerilerini efendileri Trump’a sunan bu zirvelerde, Gazze’de akan kanı durduracak, Gazzelileri savunacak ya da düşmana yanıt verecek tek bir kelime bile edilmemiştir.
Gazze halkına, yardım vaatleri de, sınırda yığılıp kalan ve açları doyurmak veya susuzluktan boğazı kuruyanlara su ulaştırmak için Yahudilerin iznini bekleyen gıda malzemeleri de hiçbir fayda sağlamadı.
Ey İslam ümmeti ve askerleri! Gazze bugün açlık içinde orucunu açıyor. Çocuklarının kanları içinde gecesini ibadetle geçiriyor. Yahudiler bu konuda suçlanamaz, zira kinleri ağızlarından, uçaklarından ve top mermilerinden açıkça belli oluyor. Gazze halkını ya zorla göç ettirmek ya da tamamen yok etmek için çalışıyorlar. Öldürmek, zorla göç ettirmekten daha çok hoşlarına gidiyor. Yeşil ışık yakması nedeniyle Trump da suçlanamaz, çünkü Amerika, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetine yapılan tüm kötülüklerin kaynağıdır. Liderlerinin bu dine ve mensuplarına olan nefreti ufuklara ulaşmış durumda. Aynı şekilde, vurdumduymazlıkları nedeniyle Müslümanların yöneticileri de suçlanamaz; tutumları bellidir. Ümmete ihanet etmekten öte ona düşmanlık etmeye başlamışlardır. Bütün bu kimseler suçlanamaz. Zira Allah’a, Rasûlüne ve müminlere düşmanlık edenlerden hiç hayır beklenir mi?
Ey İslam ümmeti ve askerleri! Asıl suçlanacak olan sizlersiniz. Bu günahın ağırlığını sizler taşıyacaksınız. Allah’ın huzurunda bunun hesabını vereceksiniz. Eğer Gazze’ye siz yardım etmezseniz, peki o zaman kim yardım edecek? Eğer cihat ilan edip yürüyüşe geçmezseniz, peki o zaman düşmanımızı kim dur diyecek? Eğer ordular, tahtları devirmek üzere harekete geçmezse, peki o zaman dökülen kanlarımızın intikamını kim alacak?
Ey İslam ümmeti ve askerleri! Gazze kanlar içindeyken ve oluk oluk çocuklarının kanları akarken, vallahi Allah, tuttuğunuz oruçları, gece yaptığınız ibadetleri ve kıldığınız teheccüd namazları asla kabul etmeyecektir. Kardeşlerinizi en azılı düşmanınızın ellerine terk etmenize, düşmanınız, çocuklarınızı, kadınlarınızı ve yaşlılarınızı katlederken, sizlerin Bedir, Hıttin ve Ayn Câlût’ta olduğu gibi harekete geçmeyip evlerinizde ve camilerinizde oturmanıza Allah asla razı olmaz. Hayır, vallahi, Allah ancak topyekûn seferberlik ilan etmenize, suçlu Yahudi varlığını kökünden söküp atmanıza, yeryüzünü kötülüklerinden arındırmanıza, Peygamberiniz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra topraklarına üzüntüden sonra yeniden sevinç yaşatmanıza, hatta Trump’ı ve onunla birlikte tüm büyük suçluları cezalandırmanıza razı gelir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انْفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُمْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ * إِلَّا تَنْفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَاباً أَلِيماً وَيَسْتَبْدِلْ قَوْماً غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئاً وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ“Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir. Eğer Allah, yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” [Tevbe 38-39]