Çarşamba, 08 Rebiu’l Evvel 1446 | 2024/09/11
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Valilikten Suriye konferansına engel

  • Kategori Türkiye
  •   |  

Ankara Valiliği, Adem Özköse, Ahmet Kalkan ve M. Hanefi Yağmur'un konuşmacı olarak planlandığı Suriye konferansını engelledi.

 

Ankara Valiliği, aylık bir dergi tarafından düzenlenen 'Ortadoğu'da Neler Oluyor' başlıklı konferansı iptal etti.

Köklü Değişim Dergisi tarafından düzenlenen ve Adem Özköse, Ahmet Kalkan ve M. Hanefi Yağmur'un konuşmacı olarak planlandığı konferansa Ankara Valiliği tarafında izin verilmedi.

Derginin yazarlarından Mahmut Kar, konu ile ilgili yazılı bir açıklama yaparak konferan için gerekli tüm izinler alınmasına, davetiyeler dağıtılmasına rağmen konferansın son anda valilik tarafından engellendiğini belirtti.

Mahmut Kar, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Ortadoğu'nun alev alev yandığı bu günlerde mazlum halkların yanında, zâlim diktatörlerin ise karşısında durmak ve Ortadoğu'da gerçekleşen katliamlara sessiz kalmamak adına ve yine bu durumdan çıkış için çözüm ortaya koymak için 26,06,2011 pazar günü Ankara Anadolu Gösteri Merkezinde düzenleyeceğimiz "Ortadoğuda Neler Oluyor" konulu 5000 kişilik konferansımız, yasal tüm izinler alınmış olmasına ve konferans için halka ve özel davetlilere davetler ve duyurular yapılmış olmasına rağmen Ankara valiliği tarafından makul hiç bir gerekçe gösterilmeden yasaklandı."

İktidarın Suriye konusunda ki samimiyetsiz politikasının deşifre edilmesini istemediğini öne süren Kar, bu konuda çözüm yolları sunanların susturulması ve baskı altına alınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

dunyabulteni.net - 30 Haziran 2011 Perşembe

Kaynak:

http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=165236

Devamını oku...

Şeyh Said "Mücahit ve Şehittir"

  • Kategori Türkiye
  •   |  

Köklü Değişim Dergisi Şeyh Said'in şahadet yıl dönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şeyh Sait'in İngiliz uşağı değil, bir mücahit ve şehit olduğunu ifade edildi.

 

Şeyh Said

 

Köklü Değişim Dergisi'nden Şeyh Said Açıklaması

 

Köklü Değişim Dergisi Şeyh Said'in şahadet yıl dönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şeyh Sait'in İngiliz uşağı değil, bir mücahit ve şehit olduğunu ifade edildi.

ŞANLIURFA- Köklü Değişim Dergisi Karakoyun işmerkezinde Şeyh Said'in şahadet yıl dönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını köklü değişim dergisi adına Mehmet Taha Yılmaz okudu. Tarih boyunca İslam ümmeti bünyesinden nice âlim, mücahit ve lider çıktığının vurgulandığı açıklamada "Bu verimli toprakların çıkardığı ümmetin hayırlı evlatlarından birisi de âlim, mücahit ve şehit olan Şeyh Said'i Kürdi'dir. İlga edilen hilafetin ardından, bu menfur karara yapılmış en güçlü itirazı ortaya koyan ve bu sebeple 29 Haziran 1925 tarihinde arkadaşlarıyla birlikte asılarak şehit edilen Şeyh Said'i hatırlamak ve onun kıyamını anlamak gerekir." ifadelerini kullandı.

Tarihe mal olmuş birçok şahsiyet gibi şeyh Said'in de kendisini anlatanların kurbanı olduğunu belirten Mehmet Taha Yılmaz, "Anlatanlar kendi dünya görüşlerine ve çıkarlarına uygun bir Şeyh Sait portresi çizmek adına hem hakikatleri çiğnemişler hem de anlattıkları şahsın şahsı manevisine hakaret etmişlerdir. Kendisine yakıştırılan İngilizci, vatan haini gibi sıfatlara rağmen yapılacak insaflı bir araştırma, onun esasında iddia edilen görüşlerin aksine; ne milliyetçi bir söylem ile ne de dönemin sömürgeci başı İngiltere'nin talimatları doğrultusunda yola koyulmadığı görülür." dedi.

Şeyh Said'in bir İngiliz ajanı olmaktan fersah fersah uzak olduğunu belirten Mehmet Taha Yılmaz, "Devletin gösterdiği yerde oturup şeyhi oradan değerlendirenler onu bir vatan haini ve bir din istimrarcısı ve bir Kürtçü olarak addetmişlerdir. Bu ülkelere devletin işledikleri kıyımları ve zulümleri haklı göstermeye çabalamışlardır. Eğer bir uşaklık varsa, bir İngiliz uşaklığı meselesi varsa birileri için zikredilecekse o da bu iftirayı atanlar için olmalıdır. İşte bu söylediğimiz bir iftira değildir. Cumhuriyetçi kadrolardır, İngiliz muhibbi kadrolardır." şeklinde konuştu.

Sık sık tekbirlerle kesilen basın açıklaması yapılan dua ile son buldu. (Mehmet Demir-İLKHA)

Medya73.com - 29 Haziran 2011

Kaynaklar:

http://www.haberoku.net/haber/7491-koklu-degisim-dergisinden-seyh-said-aciklamasi.html

http://www.medya73.com/seyh-said-mucahit-ve-sehittir-haberi-705940.html

http://www.medya73.com/koklu-degisim-dergisinden-seyh-said-aciklamasi-haberi-704874.html

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir operasyonu

  • Kategori Türkiye
  •   |  

"Terör örgütü Hizb-ut Tahrir yöneticisi ve üyesi oldukları'' iddiasıyla 5 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda gözaltına alınan 18 kişiden 12'si tutuklandı.

 

AA

Ankara- Ankara, İstanbul, Bursa, Diyarbakır ve Şanlıurfa'da gözaltına alınan 18 zanlı, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayı'na getirildi.

Terör ve organize suçlara ilişkin soruşturmalara bakmakla görevli cumhuriyet savcılarınca sorgulanan 18 kişi, tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliğine çıkartılan zanlılardan, 12'si tutuklanırken, 6'sı ise serbest bırakıldı.

Cumhuriyet - 28 Haziran 2011

Kaynaklar:

http://www.cumhuriyet.com.tr/?kn=7&hn=256800

http://www.sanliurfa.com/haber34369-hizb-ut-tahrir.htm

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1152000&title=hizbut-tahrire-uye-olmaktan-12-kisi-tutuklandi

http://www.haber3.com/5-ilde-operasyon-18-gozalti-920480h.htm

http://www.haber3.com/hizb-ut-tahrir-operasyonu-gozaltina-alinan-18-kisiden-12si-tutuklandi-920278h.htm

http://www.sondakika.com/haber-hizb-ut-tahrir-operasyonu-2-2827429/

http://www.sondakika.com/haber-hizb-ut-tahrir-e-12-tutuklama-2827277/

http://www.haberdar.com/haber/hizb-ut-tahrire-12-tutuklama-2878888

http://www.bugun.com.tr/haber-detay/160601-teror-orgutu-operasyonu-haberi.aspx

http://www.haber10.com/haber/245089/

http://www.tumgazeteler.com/?a=6947707

http://tr.euronews.net/ajans/988627-hzb-ut-tahrre-12-tutuklama/

http://www.birincikuvvet.com/haber/guncel/hizb-ut-tahrir-operasyonunda-tutuklama/419081.html

http://www.beyazgazete.com/haber/2011/06/28/hizb-ut-tahrir-e-12-tutuklama-ankara-a-a.html

http://www.malatyaguncel.com/news_detail.php?id=69270

http://www.objektifhaber.com/haber/guncel/turkiye/hizb-ut-tahrire-12-tutuklama-82825.html

http://www.haberx.com/hizbut_tahrire_12_tutuklama(17,n,10712824,283).aspx

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Ürdün'deki Kadınlar, Hizb-ut Tahrir'in Rusya Konsolosluğu Önündeki Protestosuna Dönük Davetine Karşılık Verdiler

Ürdün'deki onlarca kadın çocuklarıyla birlikte davete karşılık verdiler... Kadınlar, Rusya güvenlik birimlerinin Müslüman kadınlara karşı uyguladığı baskı, zulüm ve zalim uygulamalarını kınamak ve protesto etmek için Amman'daki Rusya konsolosluğu önünde protesto duruşu aldılar. Zira bu birimler, evlerin kutsallığını ihlal etmişler, tutuklu şebabın eşlerinden olan kadınları tutuklamışlar ve çocuklarını da yetimhaneye koymuşlardır.

Bu duruş, sabah saat tam onda başladı. Zira kadınlar ve çocuklar konsolosluğun önünde bir araya gelmiş, bulundukları yerde tekbir çığlıkları yükselmiş, çığlıkları her yerde yankılanmış ve katılımcılardan biri, nasıl olur da bu hainler, Halife yok diye Müslümanlara ihanet etmeye ve zulmetmeye cüret edebilirler(?) şeklinde Rusya'nın Müslüman kadınlara ve çocuklarına karşı cürümlerini açıklayan bir konuşma yapmıştır. Ayrıca konuşmacı kadın, Rusya'daki kadınlara yapılanlar ve yapılmakta olanlara karşı Müslümanların görevlerinin, dini koruyacak ve Müslümanların ırzlarını savunacak olan Hilafeti geri getirmek için çalışmak olduğuna dikkat çekmiştir.

Bu duruş sırasında Rusya ile cürümlerini kınanarak azim İslam ümmetinin kışkırtılmasının sonuçları hususunda Rusya'yı uyaran sloganlar atılmıştır. Bu sloganlardan bazıları şunlardır: "İnguşya ve Dağıstan'daki... Bütün Herkesi Yerinden Ettiniz", "Ümmetin En Büyük Düşmanı Rusya'dır, Allahuekber", "Rusya, Ümmeti Muhammed ile Savaşan Kafir Bir Düşmandır", "Rusya, En İğrenç Cürümleri İşleyen Acımasız Bir Düşmandır", "Çeçenistan ve Afgan Savaşlarını Unutmadık", "Tutukladıkları Analar Parçalanmazlar, Çünkü Onlar Müslümandırlar." Ayrıca çocuklar ve kadınlar ellerinde üzerinde şu ifadelerin yazılı olduğu pankartlar taşımışlardır: "Çocuklarımız ve Tarihimiz Size Dersinizi Verecektir", "Vahdetimizin Ardından İzzetimiz Geri Dönecektir", "Sizin Ayak Diremeniz Mutasım'ın Yokluğundandır", "İslam Ümmeti Azim Bir Ümmet Olup Onu Yeniden Kazanamayacaksınız."

Protesto yerine birçok medya organları da katılarak Medya Bürosu Başkanı ile basın görüşmeleri yaptıkları gibi aynı şekilde bu duruşa katılan bazı bacılarımızla da görüşmeler yaptılar. Bu duruş, belirlenen vakitte, yani tam saat on birde Allahu Subhânehu'nun fazlı ve keremiyle selametle sona erdi.

Azim olan Allah'tan, bu kerime kadınlara sevap vermesini, Rusya'daki bacılarımızın sıkıntısını gidermesini ve Müslümanlara, ümmetimizin izzetini ve şerefini geri döndürecek olan Hilafet Devleti'ni çabuklaştırmasını temenni ediyoruz.

 

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Amerika'nın Direktiflerinin Uygulanması ve Ebiyi'nin Müslümanların Otoritesinden Çıkarılması Sizin İçin Bir Utançtır

Güvenlik birimlerinin, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti'nin, orduya destek veren, gücünü ülkenin dört bir tarafına uzatmasını, dahası Güney Sudan'ı kurtarmak için hazırlık yapmasını ve onu, devletin otoritesine geri iade etmesini talep eden yürüyüşünü bastırmasından sadece bir gün sonra Sudan hükümeti, Amerikan Dışişleri Bakanı'nın huzurunda ordunun Ebiyi'den çekilerek Somali'deki Müslümanlar tarafından vurulan bölgedeki Amerikan çekiç gücü olan Etiyopya güçlerine teslim edileceğini taahhüt etti.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak bizler, hükümetin bu zayıf tutumuna karşı aşağıdaki hususları dile getirmek isteriz:

Birincisi: Açık bir şekilde ortaya çıkmıştır ki hükümet, onur kırıcı bir dizi tavizler vermeyi sürdürmek ve ülkemiz hususunda sonuna dek aç güzlü olan Amerikan'ın planlarını uygulamak için harekete geçmiştir.

İkincisi: Amerika, Güney Sudan devletçiğinin gayri meşru babası olup bu direktifleri yoluyla, durumları sakinleştirmek ve Güney devletçiğinin sezaryenle doğumunu kolaylaştırmak, ardında da Ebiyi'ye uluslararası bir nitelik kazandırılması ve devletin otoritesinden çıkarılmasıyla ilgili planlarını tamamlamak için kendi maşası Afrika Birliği aracılığıyla gelen Nifaşa'ya ortak olmaya çalışmaktadır.

Üçüncüsü: Etiyopya'da üzerinde anlaşmaya varılan husus, Amerikan elçisi Andrew Natsios'un o zaman, yani Kasım 2007'de ortaya attığı ve ordunun Ebiyi bölgesinden çıkarılıp Birleşmiş Milletleri kuvvetlerine teslim edilmesine hükmettiği aynı öneridir. Dolayısıyla Amerikan planlarının uygulanması ve Ebiyi'nin Müslümanların otoritesinden çıkarılması sizin için bir utançtır.

Dördüncüsü: Amerika, İslam'ın ve Müslümanların düşmanı olmakla birlikte Irak, Afganistan, Pakistan ve Somali'deki cürümleri apaçık ortada olup gözleri kör ve kalplerinde şüphe olan kimseler dışında hiç kimseye gizli değildir. Dolayısıyla o, -yani Amerika-, Sudan halkının da düşmanıdır. Aynı şekilde Etiyopya, Amerika'nın pençesi ve bölgedeki düşman çekiç gücüdür. Zira ülkenin doğusundaki iki milyon küsur dönümü işgal eden odur. Bilakis ülkemizde Amerika'nın ajandasını ve planlarını uygulayan her kimse o, düşmandır.

Bundan dolayı ordu ile tüm hayatî güçlerin ve ehli kuvvetten muktedir olanların görevi, ortadan kaybolmasıyla birlikte sömürgeci kafir Batı'nın Müslümanların bağlarını kesmeye, servetlerini yağmalamaya, ülkelerini parçalamaya, fikirlerini zehirlemeye ve Ruveybidaları, yöneticiler olmaları amacıyla insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetin başına habersizce musallat etmeye imkan bulduğu izzetin ve onurun sebebi olan Raşidi Hilafeti geri getirerek işleri aslına geri döndürmektir.

Haydi Ey, Ümmetin Evlatlarından Olan Güç ve Kuvvet Ehli, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti geri getirerek ümmetin izzetini ve şerefini geri iade edin.

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Rusya'nın Müslümanlara Dönük Baskısına Karşı Sidney'de Bir Gösteri Yapıldı

Müslümanlar, Müslümanların özellikle de kadınların Rusya otoriteleri tarafından maruz kaldıkları baskıya yönelik kınamalarını ifade etmek için Sidney'deki Rusya konsolosluğunun önünde bugün, bir araya geldiler.

Üzerinde odaklanılan bir dizi noktalardan en önemlileri aşağıdaki şekildedir:

 

1- Avustralya ve dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar, Rusya'nın Müslümanları hedef almaya devam etmesini şiddetle kınamaktadırlar. Rusya, dünyaya uygar ve gelişmiş bir görüntü sergileme girişimlerine rağmen hala muhalifleri bastırmak için uygun gördüğü her türlü vahşî üslupları ve yasadışı eylemleri uygulamaktadır.

2- Müslümanları hedef almak ve susturmak için "terörizmle savaşı" savunmak, eski ve saçma üsluplardan olup Rusya, bu ucuz üsluplarıyla hiç kimseyi aldatamayacaktır.

3- Rusya, çöküş seviyesine ulaşmış olup özellikle Müslüman kadınları hedef almasından dolayı utanç duyması gerekir. Son günlerde "Ofa" şehrinde meydana geldiği üzere o, cürümlerinin iğrençliğinin boyutunu ifşa etmiştir. Bacılarımızın ve analarımızın onuru, Tüm Müslümanlar nezdinde yüksek olup bunu kesinlikle ihmal etmeyeceklerdir.

4- Şayet Rusya, sınırları içerisinde yaşayan Müslümanların, istediği şekilde muamelede bulunacağı küçük bir azınlıktan ibaret olduğunu sanıyorsa yanılmaktadır. Zira onlar, İslam ümmetinden ayrılmaz bir parçadırlar.

5- Rusya, Batının kuyrukları olmaları ve dünyadaki Müslümanların işlerini gözetmemelerinden dolayı İslam dünyasındaki mevcut rejimlerin vakıasına güvenmemelidir. Zira zaman, bu rejimleri tarihin çöplüğüne kaldırıp atma ve onun yerine yakında gelecek olan İslamî Hilafeti kurma zamanıdır. Dolayısıyla Rusya'nın Müslümanlara karşı yaptıkları asla unutulmayacak ve Hilafet Devleti, Müslümanlara kötülük yapan kimselere şiddetli ve sert bir şekilde muamelede bulunacaktır. Uyaran kişi, artık özür kabul etmez.

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Hasina Hükümetinin Maliye Bakanı, Avami Birlik Partisine Yıllık Soygun Palanını Sundu

Hasina hükümetinin Maliye Bakanı "Ebul Maal Muhit", 08. Haziran 2011'de 1.63.588 crore değerinde olan 2011-2012 yıllarına ait olan yıllık soygun planını Avami Birlik Partisi'ne sundu. Muhit'in 2011-2012 yıllık planında şunlar gözlemlenmiştir: "...Emtia fiyatlarındaki istikrar ile birlikte ileri ve yenilikçi teknolojinin desteğiyle yüksek artış performansı gösterilmiş, gelirler artmış, fakirlik en alt seviyeye çekilmiş, herkesin sağlık ve eğitim hizmeti sağlanmış, kapasitelerin üst üste artmasıyla birlikte yenilikçilik ve uygulanabilir toplumsal adalet güçlendirilmiş ve sosyal eşitsizlik azaltılmıştır..." Bunun, "... Emtia fiyatları istikrar bulmuş, gelirler artmış, herkesin sağlık ve eğitim hizmeti sağlanmış, kapasitelerin üst üste artmasıyla birlikte yenilikçilik ve uygulanabilir toplumsal adalet güçlendirilmiş ve sosyal eşitsizlik azaltılmıştır..." şeklinde konuşan ilk Maliye Bakanı Kaptan Ali Mansur'dan bu yana yaklaşık 40 yıl boyunca tekrar edilen aynı hedefler olduğu fark edilmektedir.

Bangladeş'teki Müslümanlar, bu yağmalama konuşmalarına dönük nefretlerini ve reddiyelerini ortaya koymuşlardır. Zira bu, hain ve hırsız olan İMF ve Dünya Bankası ajanları tarafından söylenmiş yalanlar yumağıdır.

Toplam genel bütçenin %8'ni içeren soygun ve yağmalama planı, dış kredilerden gelmekte olup harcamaların %11'i dış kredi faizlerini ödemek için olsa da bütçenin, halkın servetlerini yağmalama, İMF ile Dünya Bankası'nın dikte ettiği Kamu Kredi ve Kaynak Yönetimi (PRMC) adı altında İMF ile Dünya Bankası'nın hegemonyasını güçlendirme planından öte bir şey olmadığı insanların açık bir şekilde dikkatini çekmektedir. Zira hükümet de vergi ve KDV vergilerini daha fazla artırmıştır. Ta başından beri (yani geçen asrın doksanlı yıllarından beri), faiz oranlarının liberalleşmesini öneren, ardından Kamu Kredi ve Kaynak Yönetimi (PRMC) projeni getiren, ay zamanda peşi sıra yoksulluğu ve gelir eşitsizliğini azaltmada tam bir başarısızlığa uğramasına rağmen Yoksulluğu Azaltma Stratejisi (PRSP) olarak bilinen insanları öldürmek için daha öldürücü silahlarla birlikte gelen ve sonra da ticarî liberalleşme ve özelleştirme yoluyla pazarlar açmak için (Yapısal Uyum Programını) getiren işte bizzat bu örgütlerdir. Aslında serbest ticaret fikri, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Hindistan'ın önüne Bangladeş pazarını açmak ve yerli bir sanayi olmaksızın ve insanlara daha fazla borçlar yükleyerek büyük ticaret açığını sona erdirmek amacıyladır. Nitekim Yapısal Uyum Programı'nın hızlı bir şekilde başarısızlığa uğramasından sonra şimdi de özelleştirme politikasının yeni bir şekli olan Kamu ve Özel Sektör Ortaklığı programına çağırmaktadırlar. Hakeza tıpkı emperyalizmin siyasî egemenliği gibi İMF ve Dünya Bankası da politikalarını ümmetin ekonomik işlerine dikte etmektedirler. Hatta durum, Dakka'daki Dünya Bankası sorumlularından birinin şöyle söyleyebileceği boyuta ulaşmıştır: "Bizler her defasında karşılıklı diyaloga girerek hükümet ile bir anlaşmaya varmak istemiyoruz. Bilakis biz, en iyi şekilde işleyecek bir politika empoze etmek istiyoruz..."

Müslümanları kapitalist ekonomik siteminin vahşetinden kurtarmaya muktedir olan sadece Hilafet Devleti'ndeki İslamî ekonomik sistemdir. Hilafet Devleti'ndeki en önemli sorumluluk, tüm insanların temel ihtiyaçlarını temin etmek ve ardından da gelir dağılımındaki adaleti gerçekleştirmektir. Zira Hilafet Devleti'nde, KDV vergisi gibi gelir ve harcamalara ilişkin bir vergi olmayacak ve zekat, öşür, haraç, fey ve benzerleri gibi toplumlara para temin edilmesini garanti eden hükümler olacaktır. Yerel malî sistemdeki faizlere, kapitalizmin sistematik yağmasına ve borsaya gelince; bunların hepsini tamamen ortadan kaldıracak ve reel üretim sektörünün üretim fonlarını serbest bırakacaktır. Elektrik, petrol, doğalgaz, madenler ve kamu malları ise özelleştirme adı altında az sayıdaki Zirve Enerji veya Conoco-Phillips gibi özel veya kapitalist veya emperyalist şirketlere ait olmayacaktır! Bilakis bu kaynaklar, bütün insanlara maliyet fiyatına temin edilecek ve Cindy para sistemi olan ve Amerikalıların ekonomimiz üzerinde egemenlik kurmasına imkan veren doları ortadan kaldıracaktır. Buda yerel ve küresel enflasyonu sınırlandıracak ve paranın satın alma gücünün bozulmasını durduracaktır. Bu ise paranın, İslam şeriatının talep ettiği altın ve gümüşe dönüşmesinden sonra gerçekleşecektir.

Hizb-ut Tahrir, Hasina ve Halide gibi kapitalizmin kölelerini kaldırıp atmaya ve ümmeti, kapitalist sistemin boyunduruğundan kurtarmak için Hilafet Devleti'ni kurmaya çağırmaktadır.

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Ürdün'deki Rusya Konsolosluğu Önündeki Kadın Protestosuna Davet

Rusya'nın, Müslümanlara yönelik düşmancıl tutumlarının ve Rusya güvenlik birimlerinin Müslüman kadınları aşağılık bir şekilde tutuklamalarının gölgesinde Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, Ürdün!deki kadınları başbakanlığın arkasına düşen Rusya konsolosluğu önündeki protestoyu gerçekleştirmeye davet etmektedir. Protesto aşağıdaki başlık altında olacaktır:

 

"Niçin İslam'a Düşmanlık Ediyor ve Müslümanlara Zulmediyorsunuz"

 

Protesto: 13.06.2011 Çarşamba günü sabah 10:00 ila 11:00 arası olacaktır.

 

"Müslüman Kadınlar, Bir Mutasım Yok mu Diye Çığlık Atmaktadırlar"

 

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER