Perşembe, 16 Recep 1446 | 2025/01/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Hizb-ut Tahrir'den, Ülkeye Yönelik Komplolarını Boşa Çıkarmak Amacıyla Emperyalistlere ve Onların Ajanlarına Karşı Tek Bir Siyasi Mücadele Başlatmak İçin Tüm Siyasi Patilerin Üyelerine ve Aktivistlerine Samimi Bir Davet

  • Kategori Bangladeş
  •   |  

 

Sevgili Müslüman Kardeşlerimiz!

Konuşmamıza sizleri İslam'ın selamıyla selamlayarak başlıyoruz. Es-Selâmu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh. Bizleri, sizlere yönelik bu daveti yazmaya iten iki ana neden vardır ki bunlar şunlardır:

Birincisi: Müslüman kardeşleriniz olarak sizlere karşı olan şeri vecibemizin bir gereği olarak sizlere, emri bil-marufu ve'n-nehyi an-il münkeri emretmektir. Zira Allahuteala şöyle buyurmuştur:

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ "Mümin erkekler ve mümine kadınlar birbirlerinin velileridirler. Marufu emrederler ve münkerden sakındırırlar." [et-Tevbe 71]

İşte bu noktadan hareketle bizler biliyoruz ki sizler, bu fasit yönetim nizamının dışında kalmaktasınız ve hepimiz bu anlayışta mutmainiz. Zira sizlerin durumu, bu nizamın yöneticilerinin durumundan farklıdır. Bunun içindir ki bizler, hak daveti kabul etmenizi ve batıl daveti reddetmenizi umuyoruz. Zira Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya, kitabına ve Nebisi Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e olan imanınızdan dolayı bu hususta çok umutluyuz. Bunun yanı sıra sizlerin gerçek dostluk beslemeniz gerekenin ne o veya şu parti ne de o veya şu lider olmadığına da inanıyoruz. Bilakis gerçek dostluk, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya, Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e, İslam dinine ve İslami ümmete aittir. Bunun içindir ki şayet size olan bu davetimizde hak sözlerin olduğunu görürseniz kabul ediniz ve ona tabi olunuz. Zira Allah [Subhânehu ve Te'alâ], hakka tabi olmanızdan ve batıldan kaçınmanızdan dolayı sizleri mükafatlandıracak ve amellerinizi asla eksiltmeyecektir.

İkincisi: Müslüman kardeşleriniz olarak kendi nefsimiz için sevdiklerimizi sizin için de seviyor ve icabet ettiğimiz şeylere sizi de icabet etmeye davet ediyoruz. Zira Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmaktadır:

لا يؤمن أحدكم حتى يحب لأخيه ما يحب لنفسه "Sizden biriniz, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olmaz."

Bunun içindir ki bu dünyada mutlu olmanız ve Allah'ın sizleri cennet ehlinden kılarak ahirette kurtuluşa ermenizi ümidi ve temennisiyle bu kelimeleri sizlere hediye ediyoruz. Buna ise şüphesiz azim bir emanet olan insanların işlerinin gözetimini hakkıyla omuzlarınıza aldığınız zaman nail olacaksınız. Zira bu emaneti sahih bir şekilde yüklenmeniz halinde şüphesiz sizler onun büyük ecriyle mükafatlandırılacaksınız. Bunun içindir ki sizlere nasihat edeceğiz ve bu emaneti sahih bir şekilde taşıyacağınız doğru metodu göstereceğiz. Zira Allah'ın izniyle bu ülkenin halkını ve tüm İslami ümmeti kurtaracak olan işte bu sahih taşımadır. İşte o zaman bu nasihatimizi kabul etmeniz ve bu farzı gerçekleştirmeye koyulmanızdan dolayı sizleri dünyada ve ahirette hayırla mükafatlandırması için Allah'a duacı olacağız.

Sevgili Müslüman Kardeşler:

El-Hak Tebârake ve Te'alâ şöyle buyurmaktadır:

وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ إِلا تَفْعَلُوهُ تَكُنْ فِتْنَةٌ فِي الأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ "Kafir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz de bunu (birbiriniz dost edinmezseniz) yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur. İman edip de Allah yolunda hicret ve cihat edenler, (muhacirleri) barındırıp onlara yardım edenler var ya, işte onlar hakiki müminlerin ta kendileridir. Onlar için bir mağfiret ve kerim bir rızık vardır." [el-Enfal 73-74]

Aynı Zamada Davetimiz Avami Birlik Partisi, Bangladeş Halk Partisi ve Diğer Partilerin Üyeleri ve Aktivistlerine de Yöneliktir:

Hizb-ut Tahrir, ülkeye yönelik komplolarını boşa çıkarmak amacıyla emperyalistlere ve onların ajanlarına karşı sizleri derhal kendisi ile birlikte siyasi mücadeleye başlamaya davet etmektedir. Bunun da ötesinde sizleri, Müslümanları İslam ve ümmetin düşmanlarının pençesinden kurtaracak olan Hilafet Devleti'ni kurmak için hızlı bir şekilde çalışmaya davet ediyoruz. Bizler çok iyi biliyoruz ki Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de ve Keşmir'de Müslümanların kanlarının aktığına şahit olduğunuzda bizim gibi sizlerin de gözlerinden yaşlar boşalmaktadır. Şunu da çok iyi biliyoruz ki küffar sürülerinin ve müşrik askerlerin bacılarınızın ırzlarını kirletip Müslüman yöneticilerden hiç birinin onların çığlıklarını kulak asmadığı bir sırada onların ırzlarının korunmasını talep eden çığlıklar attıklarını öğrendiğinizde bizim damarlarımızdaki kanların kaynadığı gibi sizin de damarlarınızdaki kanlar kaynamaktadır.

Ey Kardeşler! Şüphesiz şu andaki bu çirkin cürümler, iktidar ve muhalefet partilerinden oluşan bu ülkenin yöneticilerinin gözü ve kulağı önünde gerçekleşmektedir.

İslam'ın ve Müslümanların düşmanları haçlı Amerikalılar, Bangladeş'te askeri tatbikat üzerine tatbikat yapmaktadırlar. Umarız 30 Nisan 2010'da yayınladığımız neşriyatı okumuşsunuzdur. Zira onun içerisinde Amerika'nın, mayıs ayının sonlarında Chittagong ve Sylhet bölgesinde "Köpekbalığı-2" adında askeri tatbikatlar yapacağı geçmiştir. Ayrıca "Köpekbalığı-1" adındaki tatbikatları kasım 2009'da sona ermiştir. Bu tatbikatları ise şubat ayının ortalarından başlayıp 2010 mart ayının ortalarına kadar sürecek olan "Limana Çağrı" adı altındaki tatbikatlar takip edecektir. Ayrıca burada yakında yapmayı planladıkları birçok tatbikatların olduğunu da biliyorsunuz. Mesela temmuz ayında yapılacak olan "Köpekbalığı-3" tatbikatları ve gelecek eylül ayında yapılacak olan "Köpekbalığı-4" tatbikatları gibi.

Diğer taraftan Amerika, General Müşerref ile müşrik Hindistan devleti ile işbirliği yapıp bölgede İslam'ın siyasi bir akide olarak kalkınmasını önlemek için çalışan ondan sonra gelenlere dayattığı sırada Pakistan'da uyguladığı planın aynısını uygulamasının yanı sıra bu iki devleti Çin'e karşı kullanmaktadır. Dolayısıyla bu planı, General Müşerref ile Pakistan yöneticilerinden onu takip Zerdari ve Gilani yoluyla uygulamıştır ki son günlerde Pakistan'da gerçekleşen kargaşa ve kaos nedeni işte budur. Haçlı Amerikalılar, müşrik Hindistan ile karşılıklı ortak mutabakatlara vardılar. Amerika ise bu sırada bölge yöneticilerine -özellikle de Pakistan ile Hindistan yöneticilerine- ülkeleri ile Hindistan arasındaki askıda kalmış sorunları çözmeleri baskısında bulundu. Bu ise bölgedeki varlıklarını güçlendirecek ortaklıkları geliştirme hususunda İslam'a karşı olan müttefik düşmanlarımıza imkan vermek için Hindistan'ın bölgede elini kolunu serbest bırakmak içindir.

Şüphesiz Şeyha Hasina hükümetinin, bir taraftan Hindistan'a istediğini verdiğini ve ona teslim olduğunu diğer taraftan Bangladeş'i ellerini Müslümanların kanlarına bulayan mücrim Amerikan askerlerinin eğitim kampına dönüştürecek derecede özellikle askeri varlık olmak üzere ülkedeki Amerikan varlığını güvenceye aldığını görmekteyiz. Aynı zamanda Bangladeş Halk Partisi'yle koalisyon içerisinde olan muhalefet liderleri, Amerika'nın askeri tatbikatları ve müşrik Hintlilerle yardımlaşması yoluyla Bangladeş'i ezmeye yönelik Amerikan projeleri karşısında Amerikalı efendileri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmaksızın tek bir kelime dahi etmeden adeta yaslanmış kütükler gibi sessizliğe bürünmektedirler. Zira onlar, Amerikalıları gördüklerinde korkudan tir tir titremekteler ve düşman Amerika'nın temsilcisinin emrini reddetmeye güç yetirememektedirler. Karşısında eğilip bükülürlerken Hindistan'a karşı tekrarlayıp durdukları boş sözleriyle insanları aldattılar. Hatta onlar, Halide Ziya'yı desteklemek veya sırf isminin belirgin bir şekilde levhalar üzerinde kalması için seslerini yükseltirlerken ona karşı gıkını dahi çıkaramamaktalar. Dahası bu çığlıklar gerçek bile değildir. Çünkü Amerikalı efendilerinin talimatları, Amerikalıların ve Hintlilerin çıkarlarının riske atılmaması ve bu koalisyona uygun atmosferi oluşturan siyasi işlerden geri adım atılmaması yönündedir.

Sevgili Kardeşlerimiz:

Emperyalistlerin İslam'a karşı olan şeytani komplolarının hakikati işte budur. Mevcut nizam ise bu komploları uygulayan bir maşadır. Dolayısıyla ülkede Amerikalıların, İngilizlerin ve Hintlilerin ayaklarını sabitleştiren ve insanları düşmanlarına teslim edenler bizzat mevcut liderlerinizdir. İnsanlara hıyanet etmede mevcut yöneticiler arasında hiçbir fark yoktur. Geçmiş on yıl boyunca uğrunda mücadele verdiğiniz şey bu değil midir? Yöneticiler sizlere yalancı hülyalar düzüp sizleri, laiklik, demokrasi, vatani değerler, değişim imaları, rakamsal bir Bangladeş ve benzeri hususlar için bir mücadele uğrunda kullanırlarken onlar zamanlarını zevki sefa ile geçirmekteler. Nitekim birçok kardeşleriniz ve dostlarınız bunların uğrunda hayatlarını kaybettiler [Allah'tan onlara rahmet diliyoruz]. Ancak sonunda liderler, siyasi amellerinde veya kullanmış oldukları seçimlerde otoriteye ulaşmak isteyen Truva Atı gibi sizlerden binlercesinin vaktini ve çabasını istismar ettiler. Otoriteye ulaştıktan sonra da sizlere faydalı bir bilim sağlamak, sizleri modern silahlarla donatmak ve sizlere iş istihdam etmek yerine sizlerle alay ettiler ve sizleri yarı yolda bıraktılar. Bu hususta acı verici olan ise bu liderlerin, sömürgeci efendilerinden ders alıp "parçala-yut" politikasını takip ederek sizleri ezmek için modern silahlar kullanmalarıdır. Yani sizleri partilerin iktidar mücadelesi içerisinde birbirinizle savaşmanızda istismar ederlerken onlar, bir taraftan kendi çıkarlarını güvence altına almak için çalışırlarken diğer taraftan sizleri ve insanları İslam'ın ve Müslümanların düşmanlarına teslim etmektedirler.

Hizb-ut Tahrir, bu trajik durumun düzeltilmesi için sizleri aşağıdaki tedbirleri almaya davet etmektedir:

1- Amerikalı, İngiliz ve Hintli emperyalistlere karşı siyasi mücadele için derhal bizimle birlikte çalışınız ve bu ülkeye karşı kurdukları komploları boşa çıkarınız. Yoksa ülkedeki Amerikalı askerlerin varlığına karşı gelmek ve müşrik Hintlilerle olan işbirliğinin tüm şekillerini reddetmek için sesinizi yükseltmediğiniz müddetçe Irak, Afganistan, Filistin ve Keşmir için akıttığınız gözyaşlarının ve size isabet eden öfkenin hiçbir manası olmayacaktır. Zira Allah [Subhânehu ve Te'alâ], kafirlerin Müslümanlar üzerinde egemenlik sahibi olmalarını haram kılmış ve şöyle buyurmuştur:

وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً "Muhakkak ki Allah, kafirler için müminler aleyhine asla bir yol (egemenlik) kılmayacaktır!" [en-Nîsa 141]

2- Mevcut nizamın ve emperyalistlerin ajanı olarak çalışan hain liderlerin çevresinden dağılınız. Sakın onlardan başka bir çıkar yolumuz yok diyerek kendinizi mevcut nizamın veya muhalefet partisinin bir parçası zehabına kapılmayınız. Çok iyi biliniz ki onlar, size verdikleri her türlü sözden yan çizme hususunda çok mahirdirler. Bu beyanda sizlere açıkladığımız gibi sizleri düşmanlarınıza teslim edenler bizzat onlardır. Düşmanlarınızın füzeleri ve bombaları fırlattıklarında Müslümanlar arasında ayırım yapmadıklarını ve onlar nezdinde Hizb-ut Tahrir'den veya Avami Birlik Partisi'nden veya Bangladeş Halk Partisi'nden olan bir Müslüman ile diğer herhangi bir Müslüman arasında hiçbir farkın olmadığını hatırlayınız. Şayet bu yöneticilerin etrafından dağılmazsanız kıyamet gününde sonunuz çok acı olacaktır.

وَأَنِ اسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ يُمَتِّعْكُم مَّتَاعًا حَسَنًا إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى وَيُؤْتِ كُلَّ ذِي فَضْلٍ فَضْلَهُ وَإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنِّيَ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ كَبِيرٍ "Ve Rabbinizden mağfiret dileyip sonra da ona tövbe ediniz ki sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve her fazilet sahibine mükafatını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım." [Hûd 3]

Şayet hain yöneticileri desteklemeye devam ederseniz tüm Müslümanların ümit ettiği bir husus olan el-Mustafa Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in Kevser Havzı başındaki sohbetinden mahrum olacaksınız. Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur:

سَيَكُونُ عَلَيْكُمْ أُمَرَاءُ فَلَا تُعِينُوهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ وَلَا تُصَدِّقُوهُمْ بِكَذِبِهِمْ فَإِنَّ مَنْ أَعَانَهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ وَصَدَّقَهُمْ بِكَذِبِهِمْ فَلَنْ يَرِدَ عَلَيَّ الْحَوْضَ "Üzerinizde bir takım emirler olacaktır. Onların zulümlerine yardımcı olmayınız ve yalanlarını tasdik etmeyiniz. Zira her kim onların zulümlerine yardım eder ve yalanlarını tasdik ederse benim havzamın başına gelemeyecektir." [Ahmed'in Musnedi]

3- Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışmaya katılınız. Zira mevcut nizamın yöneticileri, Afganistan'daki, Filistin'deki ve Keşmir'deki kardeşlerinize ve bacılarınıza asla el uzatmayacaklardır. Bilakis küffar ve müşrik emperyalistlerin karşısında durmak için yeterli cesarete sahip uyanık muhlis liderler çıkaracak olan ve ümmetin yaşadığı zulüm asrını sona erdirmek için Müslümanları emperyalistlerin tuğyanından kurtarmaya muktedir olan bizzat Hilafet'tir. İşte o zaman mevcut başarısız devletlerin yerini güçlü büyük bir devlet alacaktır. Bununda ötesinde Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışmak Müslümanların boynunda asılı olan bir farzdır. Zira Abdullah İbn-u Ömer Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:

مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً "Her kim itaatten elini çekerse, kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allahuteala'nın karşısına çıkar. Her kim de boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölmüş olur."

Dolayısıyla bu hadis, tüm Müslümanların boynunda biatin olması gerektiğini açıklamakta ve boynunda biat olmadan ölenin de cahiliye ölümü gibi öleceğini vasfetmektedir. Zira Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in vefatından sonra biat ilk halife olana verilmiştir.

Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışmanın sadece Hizb-ut Tahrir'e farz olmadığını bilmeniz gerekir. Bilakis sizler de dahil tüm Müslümanları kapsayan genel bir farzdır. Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın yardımıyla ümmet içerisindeki muhlisler ile sizlerden olan muhlislerin elleriyle yakında Hilafet Devleti kurulduğunda bu sadece Hizb-ut Tahrir'in hükümeti olmayacaktır. Bilakis sizler de dahil bu yeryüzündeki tüm Müslümanların hükümeti olacak ve Hilafet bu dünyada sizleri kendi gölgesiyle gölgelendirecektir. Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur:

الإمام جنة يُقاتل من ورائه ويُتقى به "İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur."

Dolayısıyla yeryüzünde Allah'ın dinini ikame etmek için çalışma şerefi sizin, özellikle de gençleriniz için bir ayrıcalıktır. Allah [Subhânehu ve Te'alâ], bu kişiyi kendi gölgesinden başka hiçbir kimsenin gölgesinin bulunmadığı günde kendi gölgesiyle gölgelendirecektir. Zira Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur:

سبعة يظلهم الله بظله يوم لا ظل إلا ظله، إمام عادل وشاب نشأ في طاعة الله ... "Allah'tan başka hiç kimsenin gölgesinin olmadığı günde onun gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf insan vardır: Adil yönetici, Allah azze ve celleye ibadet ile yetişen genç..."

يا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ "Ey iman edenler! Allah ve Resulü sizi size hayat veren şeye davet ettiği zaman icabet ediniz. Biliniz ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız." [Enfal 24]

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir / Yemen Vilayeti, Yemen'de İz Bırakan Davet Taşıyıcılarından Biri Olan Üstaz Ebû Ahmed AbddulCebbar Ahmed et-Temîmî'nin Vefatını İlan Eder

Allah'ın izniyle hakkın rahmetin kavuşan Ebî Ahmed et-Temîmî'nin vefat haberini işittik. Merhum hayatının bir bölümünü iman ve hikmet yurdu olan Yemen'de Raşidi Hilafet Devleti'nin kurulması yoluyla İslami hayatın yeniden başlatılmasına davet etmekle geçirmiştir. Merhum sabırlı ve şartlara dayanaklı biri olup Allah ona rahmet eylesin Yemen'de tutuklandığında sevabını sadece Allah'tan umarak sabretmiştir. Dolayısıyla kendisi Yemen'deki davette iz bırakan hayırlı bir davetçi idi ve Yemen şebabı hala kendisini hayırla anmaktadırlar. Allah Üstaz Ebâ Ahmed'e rahmet etsin, onu cennetinin en geniş yerine yerleştirsin, nebilerle, sıddıklarla ve şehitlerle haşretsin. Onlar ne güzel arkadaştırlar.

Hizb-ut Tahrir / Yemen Vilayeti ve şebabının Ebâ Ahmed [Rahimahullah] hakkında söyleyecekleri tek söz, [إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ] "Muhakkak ki biz Allah'a aitiz ve mutlaka ona döneceğiz." [el-Bakara 156] Zira göz yaşarır ve kalp hüzünlenir. Dolayısıyla Rabbimiz razı olsun ve senin yokluğundan dolayı gerçekten üzgünüz ey Ebâ Ahmed demekten başka sözümüz yoktur.

مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلاً "Müminlerden, Allah'a verdiği ahdi yerine getiren nice adamlar vardır. Kimi, bu uğurda canını vermiş, kimi de beklemektedir. ahitlerini hiç değiştirmemişlerdir." [el-Ahzab 23]


Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu

Tel:    +(967) 733-856-316
E-mail: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Pakistan'ın Ajan Yöneticileri, Hizb-ut Tahrir'in Kuvvet Sahiplerine Açık Bir Hitapta Bulunmasını Engellemede Başarısız Olmuşlardır "O Halde Ajan Yöneticileri Kaldırıp Atınız ve Hilafet Devletini Kurunuz"

Hizb-ut Tahrir, ilan edildiği üzere 09.05.2010 günü öğleden sonra saat 15:00'da İslamabad'daki Basın Kulübünden güç ve kuvvet sahiplerine açık bir hitapta bulundu. Zira Hizb-ut Tahrir'in cesur üyelerinden biri öne çıkarak bizzat güç ve kuvvet sahiplerinden ajan yöneticileri kaldırılıp atarak Hilafet Devleti'ni kurmalarını talep eden hitabı okudu. Çünkü ajan yöneticiler, onları ülke üzerindeki Amerikan pençesini güçlendirmek için kullanmaktadır ve onlar da kabileler bölgesindeki Müslümanların haram kılınmış kanlarını akıtmaktadırlar. Böylece bu yöneticiler, ülkedeki fitne ateşini tutuşturarak Afganistan'daki başarısız işgalinde Amerika'ya destek vermektedirler.

Hizbin cesur üyesi Basın Kulübündeki konuşmasını tamamlayarak kulübün çevresine konuşlanan ve onun oradan çıkmasını bekleyen emniyet ile istihbarat mensuplarının yoğunluğuna rağmen oradan zekice bir yöntemle sağ salim bir şekilde çıkmayı başardı. Hükümet ise şebabı tutuklama hususundaki başarısızlığına dönük öfkesinin bir ifadesi olarak basın konferansında bulunan ancak Hizb-ut Tahrir ile bir bağlantısı olmayan iki kişiyi tutukladı. Hizb-ut Tahrir, hükümetin bu çılgınlığını kınamaktadır.

Hizb, Basın Kulübünde açık hitabın okunmasının ardından Pakistan'ın ana şehirlerinin dört bir tarafında bu hitabın olduğu beyanı insanlara dağıtmaya başladı. Söz konusu beyanda ümmetten bu haykırışı tüm muhlis kuvvet sahiplerine ulaştırmaları talep edilmiştir. Bu bağlamda aynı zamanda medya organları da kendilerine düşen şeri vecibelerini yerine getirmelidirler.

Hükümet şunu çok iyi bilmelidir ki hizb, her türlü anlaşma veya uzlaşmayı reddeder. Zira hizb, Hilafet Devleti'nin kurulması için şartsız bir biatten başka hiçbir şeyi kabul etmemektedir. Yine şunu da çok iyi bilmelidir ki uzlaşmaya ulaşmak için hizb ile bağlantı kurma çabalarının tümü başarısız olacaktır.

İmrân Yûsufzây
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir

Resmi Sözcü Yardımcısı
Pakistan Vilâyeti

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Ajanın Efendisine Dönük Planlanmış Aldatıcı Ziyareti ve Mücahitlerle Yapılan Müzakereler Döngüsü

Batının dostu sayın Karzai, gelecek hafta içerisinde Beyaz Saray'da bu asrın firavununu ziyaret edecek. Görünen o ki direniş liderleriyle müzakerelerin yapılmasını onaylaması ve ziyaret sonrasına ertelenmiş olan Kabil'deki Barış Konferansının yapılmasını desteklemesi için Obama'nın onayını alacaktır.

Hakikatte ise o, Müslümanların katledilmesi ve servetlerinin sömürülmesi hakkında Obama'ya bir rapor sunarak onun desteğini ve Afgan halkına yönelik zorlukların ve katliamların artmasına yol açacak yeni direktiflerini alacaktır. Buna rağmen bazı analistler, ziyaretten ümitli olduklarını ifade etmekteler ve medya organlarında buna dönük olumlu bir propaganda yürütmekteler. Hakikatte ise bu olumlu bir ziyaret olmayıp bilakis efendisi Obama'ya karşı yeni bir bağlılıktır. Zira onlar, Müslümanlara daha fazla zulmetmek, katletmek ve servetlerini sömürmek için bölgedeki stratejik hedeflerini tekrar gözden geçireceklerdir. Zira Nebimiz Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur:

ما من وال يلي رعية من المسلمين فيموت وهو غاش لهم إلا حرم الله عليه الجنة "Müslümanlardan olan bir tebaaya atanan hiçbir vali yoktur ki onlara hile yapar bir halde ölür ise Allah ona cenneti haram kılmamış olsun." [el-Buhari ve Müslim]

"Taliban ile müzakereler" politikasının gerçek maksadı geçmiş senelerde teorik ve pratik olarak ifade edilmiştir. Sonunda Amerikan Dışişleri Bakanı Hilary Clinton, geçen pazar günü Taliban ile mutabakat şartlarını şu sözleriyle tekrarladı: "Şu anda bunu yaparlarsa el-Kaide'yi terk etmeleri gerekir." Ve şöyle ekledi: "Şiddetten vazgeçmeliler, silahlarını teslim etmeliler ve Afgan anayasasına tutunmaya hazır olmalıdırlar."

Bunlar Batılı sömürgeciler tarafından birçok kez deklare edilmiş açık önerilerdir. Yoksa bu tür "Loya Jirga'nın" [Afganların geleneksel aşiret meclisi] ne anlamı vardır? O halde mevcut politikalar "Loya Jirga" filmini mi dayatmaktadır? Yoksa Loya Jirga sadece Müslümanları ve mücahitleri aldatmak için midir? Yoksa bu, Birleşik Devletler ile onun tarafından aldatılan İngiltere arasındaki düşmanca bir plan mıdır? Zira Nebî Aleyhi's Salâtu ve's Selâm şöyle buyurmuştur:

إنَّ النَّاسَ إَذا رَأوُا الظَّالِمَ فَلمْ يَأْخُذُوا عَلى يَدَيْهِ أوْشَكَ أن يَعُمَّهُمُ اللَّهُ بعِقَاب "İnsanlar zalimi görür de onu engellemezlerse Allah'ın onları katından bir azap ile kuşatması yakındır." [Ebu Davut, Tirmizi ve İbn-u Mace]

Aslında Batılı sömürgecilerin esas kaygısı bizzat İslami ümmet ile geçen son dokuz sene boyunca Afgan halkı ile ajan hükümet arasına sirayet eden derin güvensizlikten kaynaklanmaktadır.

Devamını oku...

Amerikan Ordusu, İkinci Dünya Savaşından Beri Kuveyt Üzerinden Askerlerin ve Teçhizatların Nakline Dönük En Büyük Askeri Operasyonu Gerçekleştiriyor

  • Kategori Kuveyt
  •   |  

     Basın yayın organları, Irak'taki Amerikan kuvvetlerinin Kuveyt toprakları üzerinden Afganistan ve Amerika'ya nakledildiği haberini aktardılar. Nitekim Amerikan 3. Ordu Komutanı Tümgeneral William Webster, 02.04.2010 Cuma günü Kuveyt'teki Amerikan üslerinden birinden video yoluyla yayınlanan bir konferansta şöyle bir nitelemede bulundu: "Amerikan muharip güçlerinin Irak'tan çekilip bunlardan büyük bir kısmının gelecek eylül ayı içerisinde Afganistan'a gönderilmesi operasyonu ikinci dünya savaşından bu yana Amerika'nın en büyük lojistik çabasıdır." Ve şöyle ekledi: "Geçen haziran ayı içerisinde teçhizatların Irak dışına nakline başladık. Biz bunların tasnifi için Kuveyt'te çalışıyoruz ki bunlardan bir kısmı Afganistan'a nakledilecektir. Diğer bir kısmı da askeri üslerdeki konumuna geri dönmesi ve oradaki askerlerimizin eğitimlerinde kullanılması amacıyla Birleşik Devletlere geri gönderilecektir." Yine 11.04.2010'da yayınlanan Kuveyt menşeli es-Siyase gazetesi Reuters'den şunu aktardı: "Amerikan ordusu, geçen çarşamba Kırgız Devlet Başkanı ile hükümetinin devrilmesine ve geçici yönetimin oluşmasına yol açan kanlı çatışmaların ardından askerlerini Kırgızistan'daki Manas askeri üssünden Kuveyt yoluyla Afganistan'a nakledilmesi amacıyla yapılan askeri uçuşları askıya alma kararı aldı." Bir Amerikan askeri sorumlu "AFP" haber ajansına yaptığı açıklamada şunu ifşa etti: "Askerlerin bir noktadan Afganistan'a nakledilmesi için yapılacak uçuşların tamamı Kuveyt üzerinden düzenlenecektir." Zira Kuveyt, Birleşik Devletler için büyük bir transit noktadır...

Bu ise binlerce Müslümanın vurulması, katledilmesi, evsiz bırakılması ve ülkelerinin işgal edilmesi, yani kafirin Müslümanlar üzerinde üstünlük sağlamasının yanı sıra Amerika'nın çıkarlarını gerçekleştirmek amacıyla ona lojistik destek çalışmaları yapmak için mallarımızın eritilip tüketilmesi, aynı şekilde kafirin hakimiyetini dayatarak Müslümanların beldeleri üzerinde egemenlik sağlaması hususunda Kuveyt'in Amerika Birleşik Devletleri ile ortak hareket ettiği hakkında defalarca tekrarladığımız sözlerimizi teyit etmektedir. Tüm bunlar ise azim bir günah ve büyük bir cürümdür. Zira Allahuteala şöyle buyurmuştur:

بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا 138 الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ العِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا "Münafıklara kendileri için elim bir azap olduğunu müjdele! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Oysa izzetin tamamı şüphesiz Allah'a aittir." [en-Nîsa 138-139]

Ve şöyle buyurmuştur:

وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً "Muhakkak ki Allah, kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol (egemenlik) kılmayacaktır!" [en-Nîsa 141]

Ey Müslümanlar,

Amerika Birleşik Devletleri, Afganistan ve Irak'ta Müslümanların beldelerini işgal etmek, Filistin'deki Yahudi varlığına yardım etmek ve -terörizmle savaş gerekçesi adı altında- Müslümanlara karşı haçlı savaşı ilan etmek yoluyla İslami ümmeti düşman ilan etmiştir. Dolayısıyla onunla olan ilişki dostluk ve sevgi ilişkisi değil düşmanlık ilişkisi olması gerekir.  Zira Allahuteala şöyle buyurmuştur:

إِنَّ الْكَافِرِينَ كَانُواْ لَكُمْ عَدُوًّا مُّبِينًا Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır. [en-Nisâ 101]

Ve şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُم مِّنَ الْحَقِّ "Ey îmân edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları, sevgi göstererek dost edinmeyin! Oysa onlar size gelen hakkı inkâr etmişlerdir." [el-Mumtehine 1]

Buna ek olarak Amerika Birleşik Devletleri bugün Irak ve Afganistan'da bir bataklığa saplanmıştır ve bu da bu iki belde ile bir bütün olarak bölgede onun planlarını başarısızlığa uğratması için İslami ümmetin eline bulunmaz bir fırsat geçmiştir. Ayrıca bunun yanı sıra bir de bunaltıcı bir mali kriz ile meşgul olmaktadır. O halde içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulması için ona yardımcı olmamız ve ondan bir uzuv rahatsız olduğunda diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak eder misali onunla bir vücut  mesabesinde olmamız akıl işi mi!!

Ey Müslümanlar,

Bu ortaklık günahından kurtulmamız için Amerika Birleşik Devletleri ile olan güvenlik anlaşmasını iptal etmemiz, Amerikan askeri varlığını  sona erdirmemiz, ona ve diğer kafir devletlere dönük askeri imkanları durdurmamız gerekmektedir. Sizleri; İslam'ı ve Müslümanları yüceltip izzetlendirecek, şirki ve müşrikleri küçük düşürüp zelil kılacak, hak ve din rayesini üstün kılacak, Müslümanların beldelerini birleştirecek, Müslümanların tüm beldelerinde siyasi, askeri ve ekonomik olarak Amerikan varlığına son verecek olan Raşidi Hilafet Devleti'ni kurmak için bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz ey Müslümanlar!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ "Ey iman edenler! Allah ve Resulü sizi, size hayat verene çağırdığında icabet edin." [el-Enfâl 24]

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Pakistan Rejimi, Hizb-ut Tahrir'in Kuvvet Sahiplerine Açık Hitapta Bulunmasını Engellemeyi Başaramadı

Hizb-ut Tahir / Pakistan Vilayeti, 09.05.2010 günü Medine-i Münevvera saatiyle öğleden sonra saat 13:00'da İslamabad'daki basın kulübünden güç ve kuvvet sahiplerine açık bir hitapta bulundu. Söz konusu beyanı hizbin üyelerinden biri, yoğun bir güvenlik ve istihbarat biriminin bulunduğu ortamda okuyarak güç ve kuvvet sahiplerini ajan yöneticileri alaşağı etmeye ve Hilafet Devleti'ni kurmaya çağırdı.

Hizb, açık hitabında Pakistanlı Müslümanları ve tüm İslami ümmeti Amerika'nın hegemonyasından, ülkeyi parçalamayı, Müslümanlar arasında kaos ve fitneyi tahrik etmeyi hedefleyen planlarından kurtaracak olanın sadece Hilafet olduğunu açıkladı. Ayrıca dünyanın izzetine, ahiretin saadetine, bunların da ötesinde Allah'ın rızasına nail olmaları için Pakistan ordusunu, İslam Devleti'ni kurarak ona nusret vermek ve iktidardaki Amerika'nın ajanlarını yok etmek için azmedip harekete geçmeye davet etti.

Ardından hizb, Pakistan'ın büyük şehirlerinin dört bir tarafındaki insanlara açık hitabın olduğu beyanı dağıtarak ümmetten hitabın mesajını güç, nüfuz ve etki sahibi olan muhlislerin hepsine ulaştırmasını talep etti ki böylece hep birlikte İslam'a nusret verilmesinde, Müslümanların kanlarının korunmasında ve sömürgecilerin köklerinin kazınmasında kendilerine düşen rollerini yerine getirsinler.

Bizler rolümüz gereği tüm medya organlarını, İslami ümmetin İslam'ın Raşidi Hilafet Devleti'nin gölgesinde tatbik edilmesi yönündeki teveccühünün hakikatine tercüman olan Hizb-ut Tahrir'in etkinliklerine yer vermeleri hususunda kendilerine düşen mesleki görevlerini yapmaya çağırıyoruz.

Son gelişmelerden haberdar olunması için aşağıda belirtilen adresler ve numaralar yoluyla bize ulaşılması rica olunur.

Osman Bahâş
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Müdürü

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir, Bangladeş'teki Kuvvet Sahiplerini Hükümetin Ümmetin Muhlis Evlatlarına Baskı Yapmayı Sürdürmesini Engellemeye Çağırıyor

قُتِلَ أَصْحَابُ الاخْدُود. النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ. إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ. وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ "Ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı."[Buruc: 4-7]

Hizb-ut Tahrir'e karşı baskı kampanyası yürüten ve bu kampanyaya liderlik eden Şeyha Hasina hükümeti içerisindeki hakim zümre kaçınılmaz sonları olan kıyamet günündeki elim azaba maruz kalacaklardır. Hükümet, Hizb-ut Tahrir üyelerine ve aktivistlerine sırf Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya iman ettikleri ve davetini taşıdıkları için baskı yapmaktadır. Hizb-ut Tahrir, geçen üç gün içerisinde aralarında tanınmış özel üniversitelerde okutman ve özel okullarda müdür olarak görev yapan kişilerin bulunduğu 13 şebabının daha tutuklanmasını şiddetle kınar.

Hizb-ut Tahrir, Müslümanları hükümetin bu zulmüne karşı seslerini yükseltmeye çağırıyor. Zira bu ülkedeki halkın ve İslami ümmetin sözcülüğünü yapmalarından dolayı hükümetin hizbin şebabını takip ettiği artık aşikar bir durum haline gelmiştir. Özellikle kuvvet sahiplerini hükümetin ümmetin muhlis evlatlarını takip etmesini durdurmaya ve Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in dostlarına nusret vererek vecibelerini yapmaya davet ediyoruz.

Ey Kuvvet Sahipleri!

Hükümetin Hizb-ut Tahrir'e karşı uyguladığı baskı; Amerikalı, İngiliz ve Hintli emperyalistlere vekaleten bu ülkeye ve İslam ümmetine karşı uyguladığı komploların bir parçasıdır. Bu baskı, sınır muhafızları subaylarının katlederken hükümetin efendileriyle gizli ittifak yaptığı komploların bir parçasıdır. Sizler bunu çok iyi biliyorsunuz. O halde bütün bunlar sizi ilgilendirmeyen bir ümmetin başına geliyormuşçasına ölülerin sessizliğine bürünerek sessiz kalmayın. Hem sizlere hem de sizlerle birlikte emniyet ve isihbarat birimlerine hatırlatmak isteriz ki sizler, hain yöneticiler ile onların hükümetlerini değil bu ülkeyi korumak için yemin içtiniz. Şayet Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in dostları olan ümmetin muhlis evlatlarının yanında yer almazsanız gerçekten çok yakında kurulacak olan Hilafet kurulduğunda dünyada hüsrana uğrayacaksınız. Zira geri durmanızdan dolayı sizleri muhasebe edecektir. Yine sizler, kıyamet gününde Rabb-il İzze'nin haklarında şöyle buyurduğu hain yöneticiler ile birlikte haşrolacaksınız:

يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَا أَطَعْنَا اللَّهَ وَأَطَعْنَا الرَّسُولا وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلاَ رَبَّنَا ءَاتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْنًا كَبِيرًا  Yüzleri ateşte evirilip çevrildiği gün derler ki: "Eyvahlar olsun bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke resule itaat etseydik!" Ve derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz efendilerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar! Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânet ile lânetle!" [el-Ahzâb 66-67-68]

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, Şebabından Biri Olan Büyük Davet Taşıyıcısı Üstaz Ebû Ahmed Abdulcebbar Ahmed et-Temîmî'nin Vefatını İlan Eder

Merhum, dün sabah hakkın rahmetine kavuştu.

فَإِذَا جَاء أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ "Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de bir an öne geçebilirler." [el-Arâf 34]

Merhum hayatını, Allah'ın izniyle ilk Raşidi Hilafet'te olduğu gibi Nübüvvet Minhacı Üzere olacak Raşidi Hilafet Devleti'nin kurulması yoluyla İslami hayatın yeniden başlatılmasına davet etmekle geçirdi. Zira Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] bizleri, İslami ümmetin içerisinden geçeceği merhaleleri arz ettiği hadisinde nübüvvet minhacı üzere olacak hilafetle müjdeledi. Zira bu hadiste nübüvvetten başlayıp ardından Raşidi Hilafet ardından ısırıcı meliklik ardından (şu anda bizlerin içerisinde olduğumuz) zorba diktatörlük ardından İslam'ın hayat sahasından kalkması ve sömürgeci kafirler ve onların Müslümanların yöneticilerinden olan ajanları ve kuyruklarının hakimiyeti sebebi ile baskı, zulüm ve sıkıntıdan başka bir anlam ifade etmeyen bu zorbalığın ardından Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet olacağını arz etmiştir. Bu da Allah [Azze ve Celle]'nin bu dini insanın yeryüzünde din edindiği her dine galip kılacağı vaadini tasdik etmek ve açıklamak amacıyladır. Allahuteala, şöyle buyurmuştur:

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ "O (Allah) Resulü'nü hidayet ve hak din ile gönderendir ki dinini diğer tüm dinlere üstün kılsın. Velev müşrikler kerih görseler de!" [et-Tevbe 33]

Allah, Üstâz Ebâ Ahmed'e rahmet eylesin, onu engin cennetlerine yerleştirsin, nebiler, sıddıklar ve şehitlerle birlikte haşretsin. Onlar ne güzel arkadaşlardır.

وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ (155) الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قَالُوا إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ "Sabredenleri müjdele! (155) Onlar ki kendilerine bir musibet isabet ettiği zaman derler ki: "Muhakkak ki biz Allah için ve muhakkak ki biz ona döneceğiz." [el-Bakara 155-156]

 

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER