Cumartesi, 07 Recep 1447 | 2025/12/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Eş-Şuruk Tv: "Şam; Kayıp Hilafet Toprakları"

  • Kategori Video
  •   |  

Araştırmacı gazeteci Yasin Bin Rabii tarafından hazırlanan ve İslami ayaklanmanın hakikatini yansıtan bir belgesel film. Farklı gruplardan mücahitler, kafir Baas rejiminin düşürülmesinin ardından Hilafet Devleti’nin kurulmasını istiyorlar.  (H. 1434 – M. 2012)

 

Birinci Bölüm

 

İkinci Bölüm

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, Pakistan Büyükelçiliğine Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti Medya Bürosundan Bir Beyan Teslim Etmiştir

Medya Bürosundan Üstad Yakup İbrahim ile Hizb-ut Tahrir üyesi Mühendis Muhammed Mustafa eşliğinde Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmî Sözcüsü Üstad İbrahim Osman Ebu Halil liderliğindeki Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti'nden bir heyet, Hartum'daki Pakistan Büyükelçiliğine, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti Medya Bürosu'ndan "Hizb-ut Tahrir / Pakistan, Hizb-ut Tahrir'in Resmî Sözcüsü Navit Butt'un Tagut Yöneticiler Tarafından Kaçırılmasının Üzerinden Altı Ay Geçmesini Protesto Etmek İçin Ülkenin Dört Bir Tarafında Gösteri Yapmaktadır" başlıklı bir beyan teslim etmiştir.

Bu teslimatın öncesinde, yani dün, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti Resmî Sözcüsü'nün, Hilafet'i kurmak için çalışmasından ve Pakistan'daki Amerikan hegemonyasına karşı durmasından dolayı altı ay önce kaçırılmasını kınamak için Hartum'daki Pakistan Büyükelçiliği önünde bir protesto gösterisi olmuştur.

 

 

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü
Sudan Vilâyeti

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Kafir Amerikalıların Taifecilik Çatışmasını Kışkırtmasına ve Kanları Dökmesine İzin Veren Pakistan Rejimidir

Hüseyin [Radıyallahu Anh]'ın şehitliğinin yıldönümünün anma hazırlıklarının gölgesinde Pakistan'daki Müslümanlar, ülkenin dört bir tarafındaki suikastlar, bombalamalar ve saldırılar gibi vahşî bir kampanyaya maruz kalmışlardır ve ölenlerin arasında yaşlılar, erkekler ve kadınlar bulunmaktadır. Adeti olduğu üzere hükümet, Müslümanların verdiği ağır kayıpları önemsediği şeklinde insanları kandırmak için Kuzeyi ve Güneyi harekete geçirmiştir. Bu sırada tüm kapılar, ajanları ve kendisine bağlı özel askerî kuruluşlar yoluyla dünyanın dört bir tarafında katliam operasyonları düzenleyen sömürgeci Amerikalılara açık tutulmaktadır.

Şimdi Keyâni, Zerdâri ve onların ajanlarından oluşan mevcut rejime sorarız: Raymond Davis'in askerlerinin, bombalama ve saldırılar düzenlemek amacıyla sokaklarda dolaşırken kullandığı uydu ile çalışan telefonlara izin verilirken neden cep telefonu bağlantıları kesilmekte ve insanlara acil hizmetlerin ulaşması engellenmektedir? Ayrıca Amerikan Blackwater şirketindeki ajanların, Lahor'daki "Kamer" sokağındaki patlamanın ardından meydana geldiği gibi yerel polislerin tutuklamasına izin verilmeksizin büyük jipleri ile gölgeli pencerelerini bizim sokaklarımızda hızlı bir şekilde sürmelerine izin verilirken neden çift kişilik motosikletleri sürmek yasaklanmaktadır? Yine Amerikalıların, genellikle havaalanlarımızda meydana geldiği üzere Pakistanlı bir yetkilinin değil kontrol etmek dokunmasına bile izin verilmeyecek derecede ülkeye tamamen mühürlü konteynerler girdirmelerine izin verilirken neden patlayıcı madde aramak için insanlar kontrol edilmektedir? Ayrıca işgal edilmiş Irak'taki Büyükelçilikten sonra dünyanın ikinci en büyük Büyükelçiliği olan Amerikan Büyükelçiliği'nin inşa edilmesine ve gerçek suçlular ile dünyanın dört bir tarafında yaptıkları gibi işkence ve yıkımdan başka bir şey yapmayan Amerikalı yetkililerin oturmalarına izin verilirken neden insanlar, sanki suçluymuşlar gibi şiddetli korku içerisinde evlerinde alıkonulmaktadırlar? Yine sanki kurtarıcı bir kahramanmış gibi kafir düşmanı açık bir şekilde kucaklarken neden her Müslümana şüpheli gözle bakmaktasınız? Nitekim Allahu [Subhânehu ve Te'âla], şöyle buyurmaktadır:

هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ "Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onları katletsin (kahretsin)! Nasıl da döndürülüyorlar." [el-Munâfikûn 4]

Hizb-ut Tahrir; rejime ve Amerikalı efendilerine, Raşidi Hilafet'in Allah'ın izniyle çok yakında geri döneceğini, İslam ülkesindeki Amerikan varlığının tüm şekillerini ortadan kaldıracağını ve ırklarına veya dillerine veya fikrî medreselerine veya dinlerine bakmaksızın tebasında yaşayan herkesin yeniden barışını ve güvenliğini sağlayacağını vurgular.

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Şebâbı, Rusya'daki Hizb-ut Tahrir Şebâbını Tutuklanmalarını Protesto Etmek İçin Rusya Büyükelçiliği'nin Önünde Durmuşlardır

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, Rusya'daki Hizb-ut Tahrir şebâbı ile ailelerine yönelik baskıcı uygulamaları protesto etmek için Hartum'daki Rusya Büyükelçiliği önünde bir protesto duruşu düzenlemiştir. Nitekim Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmî Sözcüsü Üstad Osman Ebu Halil ile Üstad Yakup İbrahim'in eşliğinde Merkezî Temas Lecnesi Başkanı Üstad Nasır Rıza'nın başkanlık ettiği bir heyet, heyeti Büyükelçiliğin kapısının önünde karşılayan Büyükelçilik temsilcisine Arapça ve Rusça dillerindeki mektupları teslim etmiştir.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti şebâbı, Büyükelçilik önündeki duruşlarında Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in râyesi olan el-Ukab Râyesi ile üzerinde aşağıdakilerin yazılı olduğu pankartlar kaldırmışlardır:

 

1-Hizb-ut Tahrir'i yok etmeye dönük çabalarınız, Allah'ın izniyle başarısız olmaya mahkumdur.

2-Tutukluların zabıtlarına el bombası ve silahlar sokuşturmak, stalinist Putinli Rusya'nın gerçek yüzüdür.

3-Bizler sizlerin, Çeçenistan ve Suriye'de fiilen savaşan düşman bir devlet olduğunuzun farkındayız ve sizlere, artık zamanı gelen Raşidi Hilafet'i hatırlatırız.

4-İslam'a ve ehline kindar olan Rusya rejiminin üzerine düşen, Hizb-ut Tahrir şebâbı ile ailelerini derhal serbest bırakmasıdır.

5-Güçlerini parçalamak için davet taşıyan kadınları, bacıları ve anaları takip eden sadece aşağılık ülkelerdir. Ancak heyhat ki heyhat!

6-Rusya'da yaşayan 20 milyon Müslüman bizdendir, bizde onlardanız ve yarın Halife sizlere, Şeytan'ın vesveselerini bile unutturacaktır.

 

Ayrıca şebâb, "Allah'tan Başka İlah Yoktur ve Hilafet Allah'ın Vaadidir" sloganları atmışlardır.


İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü
Sudan Vilâyeti

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Petrol, Bir Kamu Mülkiyeti Olup Onunla İlgili Davranış, Kapitalist Ekonomik Sisteme Göre Değil İslam'daki Ekonomik Sisteme Göre Olmalıdır

Yemen'de günlük olarak yayınlanan el-Ula Gazetesi, 17 Kasım Cumartesi günkü 567. sayısında, Yemen Hebar Ajansı "Saba'dan" naklen, Uzlaşı hükümetinin başkanı Muhammed Salem Basendva başkanlığındaki Ham Petrol Pazarlama Yüksek Kurulu'nun 14 Kasımda yapmış olduğu toplantısında, "Hadramevt'te" sıvılaştırılıp üretilen toplam ham petrol miktarının satışını onayladığını, İngiliz Arcadia Petrol Şirketi'nin Yemen'deki vekili Hamid el-Ahmar yoluyla tarihli brent fiyatının varil başına 46 sent artırılacağı ve tahmini bir sonraki oturum için iki milyon 600 bin varille ilgili çok güzel tekliflerde bulunduğunu aktarmıştır.

Hakeza Arcadia Şirketi, 1994 ila 2009 yılları boyunca devam etmesinin ve 2009 yılından 14 Kasım Çarşamba gününe kadar, Ahmed Ali Abdullah Salih'in denetimindeki Ham Petrol Pazarlama Yüksek Kurulu'nun kurulmasından sonra Leonie Beck şirketinin lehine kesilmesinin ardından borsa piyasalarında satmak amacıyla Yemen'den ham petrol satın almayı elde etmek için bir kez daha geri dönmüştür. Dolayısıyla Arcadia Şirketi'nin, Yemen'deki vekilinin ihale sistemini dayatmasının, rakipleri tehdit etmesinin ve rakip şirketleri korkutmasının ardından ihaleyi almak için oynadığı oyunlar yoluyla Yemen'deki ham petrolü satın almada nasıl başarılı olduğu ortaya çıkmaktadır. Nitekim şirket, Yemen'deki ham petrolü piyasa fiyatlarından daha az bir fiyata satacaktır.

Hakeza Yemen'deki petrol bertaraf edilmekte ve Batılı şirketler ile haksız yere büyük paralar kazanan, ülkenin kıt kaynaklarından bahseden, insanları fakirleştiren ve Yemen ekonomisinin çöküntüye uğramasına ortak olan yerel simsarları tarafından kontrol edilmektedir. Dolayısıyla ekonomi, kredi talep etmek yoluyla Batı'ya ipotek edilmektedir. Nitekim Yemen ekonomisi, 1984 yılında petrolün ortaya çıkmasından günümüze kadar gerilemiştir!!

Petrol arama ve üretme çalışmaları yapan petrol şirketleri ile aynı zamanda petrolün satış sürecine ortak olması, evet bunların tamamı, belirli yüzde elde etmek yoluyla yer altıdakilerin mülk edinilmesine, ardından yapılan arama, sondaj ve üretim karşılığında hesap yapılmasına, ardından üretimi yapılmış olan tüm petrol varillerinin maliyetinin belirlenmesine, ardından bundan üç ay önce üretilen petrolün bugün satılan borsada satılmasına izin veren ve arama veya sondaj veya üretim mukabilindeki kiralama sözleşmesiyle birlikte petrol şirketleriyle sözleşme yapmayan kapitalist ekonomik sisteme göre yapılmaktadır. Dolayısıyla Batı'nın hakimiyeti, petrolü pazarlarında satmaları için gemilerinin kendilerine ait olması mukabilinde petrol sahiplerinin petrollerini taşıma sınırına kadar ulaşmıştır. Dahası şimdi de üretilen petrolün her variline yeni vergilerin dayatılmasını istemektedirler.

İslam'da ekonomik sisteme dair şeri hükümlere göre petrol, madenler ve doğalgaz, kamu mülkiyetidir. Nitekim Tirmizi, Ebyad İbn-u Hammal'dan şu hadisi rivayet etmiştir:

أنه وفد إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فاستقطعه الملح فقطع له فلما أن ولى قال رجل من المجلس أتدري ما قطعت له ؟ إنما قطعت له الماء العد . قال : فانتزعه منه " O, Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i ziyaret ederek yerini belirttiği bir tuz madeninin kendisine ikta edilmesini istedi. Allah'ın Resulü de bu tuz madenini ona ikta etti. Tam oradan ayrılacağı sırada bir adam dedi ki: "Ona ne ikta ettiğinizi biliyor musunuz? Ona kesilmez bir suyu ikta ettiniz." Bunun üzerine Ebyad: Bundan vazgeçtiğini söyledi."

Yani tükenmez kesilmeyen bir su demektir. Bu hadis, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in onu, ferdin mülk edinmesini yasakladığına delalet etmektedir. Çünkü o, kamu mülkiyetidir. Ayrıca İbn-u Kudame el-Makdisî, el-Mugnî kitabının beşinci cüzünde kesilmeyen çok madenlerin mülk edinilmesinin caiz olmadığını zikretmiş ve buna petrolü de eklemiştir. O taktirde ister yerel isterse Batılı olsun bir kişinin petrolü mülk edinmesi kesinlikle caiz değildir. Dolayısıyla o, türevlerinin yada gelirlerinin devletin gözetimde dağıtılması için Beyt-ul Mâl'deki kamu mülkiyeti divanına koyulmalı, arama ve üretim miktarı için sınırlı kiralama sözleşmeleri yapılmalı, borsa piyasalarında satılmamalı, onu satın almak isteyenler üretim yerlerine gelmeli, o stratejik bir meta yapılmalı ve altın yada  belirli teknoloji karşılığında satılmalıdır.

Yemen'deki politikacıların ilk sözü, İslam'daki ekonomik sistemimizin yanı sıra yönetim, içtima, uluslararası ilişkiler, eğitim ve öğretim gibi Hilafet Devleti'ndeki diğer hayat sistemlerine aykırı olan kapitalist ekonomik sistemin tatbik edilmesinin durdurulması şeklinde olmalıdır.

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنْ اللَّهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ "Yoksa onlar hala cahiliye hükmünü mü istiyorlar. İnanan bir kavim için Allah'tan daha iyi hüküm veren mi vardır?" [el-Maide 50]

Sonra insanların ilk sözü de; gerek beşer aklının ürünü olan fasit hayat sistemlerinin inkar edilmesini gerek kendilerine meydan okuyana herkese karşı konulmasını gerekse kendi paraları pahasına bir simsarın başka bir simsarla değiştirilmesine razı olunmamasını öğrenmelerinin ardından İslam'ın hayatın her alanında tatbik edilmesi kendisine bağlı olan Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışmaları şeklinde olmalıdır.

وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الآخِرَةَ وَلا تَنسَ نَصِيبَكَ مِنْ الدُّنْيَا وَأَحْسِنْ كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ وَلا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الأرْضِ إِنَّ اللَّهَ لا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ "Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu gaye edin. Dünyadan da nasibini unutma. Allah, sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu gaye edinme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez." [Kasas 77]


Dr. Muhammed Et-Taşî
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Medya Bürosu Başkanı
Yemen Vilâyeti

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER