Fas’taki [Magrib] Şebabın Tutuklanması: Kazablanka Sempozyumu. [29.05.2012]
- Kategori Video
- |
Yemen, 2009 yılının sonundan şuana kadar Yemen'in farklı bölgelerinde sık sık Amerikan insansız uçaklarının uyguladığı patlamalara tanıklık etmesine rağmen ancak geçen pazartesi günü Sebin Meydanı'ndaki patlama, insanların daha çok dikkatini çektiği gibi yerel ve uluslararası alanın da daha çok dikkatini çekmiştir. Nitekim Salih'in günlerinde, neden Amerikalılar katliam operasyonları gerçekleştirmektedir diye sorulduğunda o, onların bu katliamı yapmasına kim izin vermektedir şeklinde bir cevap vermişti! Onun halefi Hâdi döneminde de Amerikalılar, "Hâdi, Amerikan operasyonlarını onaylamada selefine göre daha istekli olduğunu kanıtlamıştır" diyerek onlar, "Hâdi'nin, terör örgütüne karşı olan kampanyaya dönük desteğinin selefinden daha güçlü olmasına" övgüler yağdırmışlardır. Bu sırada uzlaşı hükümetinin başkanı Basendwah, Amerikan uçaklarının darbelerine karşı sessiz kalacağını taahhüt ederken bununla ilgili olarak daha önceden bir bilgi sahibi olmadığını söylemiştir!
Yemen'deki şiddet olaylarının arkasında, Batılı devletlerin Yemen'e dönük çatışması olup buradaki hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla yerel çevreleri kullanmak için de çatışmayı Yemen'e taşımışlardır. Zira Amerika'nın, el-Kaide mensuplarını takip etmek gerekçesiyle Yemen'e müdahalede bulunmaya çalıştığı bir sırada İngiltere de el-Kaide unsurlarının Yemen'in muhtelif bölgelerine hakim olmasına izin vermek yoluyla Amerika'nın önüne engeller koymaya çalışmaktadır. Ayrıca önce Jaar ardında da Zengibar ve Radaa'yı teslim edenin bizzat Salih'in olduğu da siyasiler ve sıradan insanlar için bir sır değildir. Bunu da Amerika, Afgan mücahitlerini Ruslara karşı kullandığındaki tecrübesini kullanarak ve bunu da tekrar Yemen'de imal ederek yapmıştır. Dolayısıyla bu hususta Batı, Yemen'deki egemenliğini sürdürmek ve İslam'ı, bizzat Müslümanların gözünde çarpıtmayı bir kenara bırak İslam'ı öğrenmeyi arzulayan Batı'daki insanların gözünde de çarpıtmak için bir araya gelmiştir.
Sebin Meydanı'ndaki cürümsel patlama bizlere, Afganistan, Pakistan ve Irak'ın her birinde meydana gelen ve arkasında Amerika'nın olduğu benzer kanlı trajik patlamaları hatırlatmaktadır. Yemen'in evlatlarına, Amerika'nın buradaki ordulara hakim olması için girmesine yol açan bu ülkedeki Müslümanların hatalarının farkında olup ders çıkarmaları çağrısında bulunuyoruz.
Senatosunun, bir Amerikan yetkilisinin Yemen'e Yüksek Komiser olarak gönderilmesi çağrısının yanı sıra Amerikan yönetiminin Salih'ten sonraki aşama için Yemen'de hazırlık yapması çağrısını dikkate almayan Amerika, el-Kaide unsurlarını takip etmek gerekçesi altında Yemen'e girmek maksadıyla 300 Amerikan askerinin Anad hava üssüne ulaşması da dahil geçen üç ay boyunca Yemen'de birçok çalışmalar gerçekleştirmiştir. Ayrıca Amerikan Merkezi Haber Alma Ajansı [CIA], Yemen'deki insansız uçakların kampanyasını genişletmek için çalışırken ordunun yeniden yapılandırılması ve Yemen topraklarında istihbarat birliklerinin inşasına dönük bir plan için de çalışmaktadır. Bunun yanı sıra Amerikalıların, Yemen'de el-Kaide ile savaşmak için bir askerî üssün inşa edilmesi hakkındaki konuşmaları ve inşa edilecek yeri de gizlemeleri, bunun denizde olabileceğine işaret ettiği gibi Yemen adalarının birinde de olabilir.
Ayrıca Amerikan yönetimi, nüfuzunu, şu anda medya, sağlık, vakıflar, eğitim öğretim, gençlik ve spor ve yükseköğretim gibi altı bakanlıkta çalışan Amerikan Uluslararası Kalkınma Ajansı [USAID] yoluyla hükümetin bakanlıklarının içerisine kadar uzatmaya çalışmaktadır.
Amerikan yönetiminin birçok araştırma merkezlerinin Yemen hakkında sundukları raporların tamamı, Amerika'yı Yemen'deki nüfuzunu pekiştirmeye çağırmaktadır. Nitekim bu raporlardan en sonuncusu, Yemen basınının 20.05.2012'de, yani geçen Pazar günü Amerikan Dış Politikası Dergisi [Foreign Policy]'dan "Yemen Devletinin İnşası" başlığı altında yayınladığı rapordur. Nitekim raporda, Yemen devletinin inşası görevinin sadece Amerika'nın görevi olduğu belirtilmiştir.
Dünyada demokrasinin gözetleyicisi olan Amerika'nın, Yemen'deki ilk tercihi demokrasi değildir. Zira aklî menfaati, gaye vasıtayı meşru kıları ve ideolojisini dünyaya taşımanın metodu olarak sömürgeciliği kendisine ölçü kılan kapitalizm ideolojisinden amaçlanan demokrasinin hakikati artık ifşa olmuştur.
Wall Street işgali için çağrıda bulunmak Amerika'da yeni bir mesele olup yönetiminin, Amerika'da hakkında geniş tartışmanın olduğu ve bazı Amerikalı yetkililerinin de sonuçları hususunda uyarıda bulundukları insansız uçaklarla olsa bile Yemen'de yeni bir savaşa girme yönünü kabul etmemektedir. Nitekim Amerikan Merkezi Haber Alma Ajansı Terörle Mücadele Merkezi eski Başkanı Robert Greiner de uyarıda bulunanlar arasında yer almaktadır.
Amerikalılar tarafından kartların karıştırılması hiçbir işe yaramayacaktır. Zira küçük Bush'un, 2011'de Afganistan'la başlayan İslam dünyasına karşı çıkan savaşı nasıl haçlı savaşı olarak isimlendirdiğini, daha sonra da onun terörizme karşı savaş ve sonra da el-Kaide'ye karşı savaş olarak değiştirildiğini hala insanlar hatırlamaktadırlar.
Avrupalıların, şayet şehirlerinde patlamalar görülürse Yemen'i terk edecekleri şeklindeki açıklamaları, Amerikalıları, tartışmasız Yemen'e egemen olabilmek için bu meselenin gerçek yapısını düşünmeye sevk etmektedir.
Dün, Riyad'da yapılan Yemen'in Dostları Konferansı, İngiltere'nin başkentinde düzenlediği 2006 Kasım ayında yapılan Bağışçıların Yemen Konferansı'nın bir uzantısıdır. Bunu da Körfez ekonomisinin çöküşünün sonuçları hakkındaki tehdit altında Körfez'i Yemen'in fon sağlayıcısı kılmak ve Yemen'in İngiliz kisvesi altında kalmasını sağlamak için Londra ile Körfez başkentleri arasındaki konferanslar takip etmiştir. Nitekim daha dün itibarıyla Riyad'ın sundukları bizlere pekte uzak değildir. Bunun yanı sıra Amerika, Yemen ekonomisini ele geçirmenin bir aracı olarak Dünya Bankası ve İMF'yi kullanmayı sürdürdüğü bir sırada bu ikisi, Yemen'e kredi vermek amacıyla Sanaa'da ofislerini açmak için tekrar geri dönmüştür. Yemen'in Dostları Konferansı'na sağlanan fonlar ise Yemen halkının, ülkelerinin paralarını ve servetlerini yağmalamak için Batı ülkeleriyle işbirliği yapan yöneticilerine karşı sessiz kalmaları amacıyla bir rüşvetten ibarettir.
Hizb-ut Tahrir, 1953 yılında kurulmasından ve Hilafet Devleti'ni kurmak yoluyla İslamî hayatı yeniden başlatmak için davet etmeye başlamasından bu yana yıllar onu, Hilafet Devleti'ni kurma metodundan saptıramamıştır ki o metot da; Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in İslamî Devleti kurmak için olan metodudur. Dolayısıyla o, bütün Müslümanları bu gayeyi gerçekleştirmek için kendisiyle birlikte hareket etmeye çağırmaktadır.
Bizler bu basın konferansında, Amerika'nın planlarında yer almayan Yemen siyasetçilerine seslenmek istiyoruz. Dolayısıyla onların yapması gereken, sömürgeci İngiltere'nin boyunduruğundan kurtulmaları ve hayatta taşınması ve icat edilmesi için çalışılan ideolojinin de fasit Batı ideolojisi yerine İslam ideolojisi olduğuna yeniden kanaat getirmeleridir.
Katil Beşar Esad'ın güçleri, 25.05.2012 Cuma günü, Humus'taki Harp Akademisi'nden başlayarak ağır ve hafif olanlar da dahil her türlü silahları kullanmak yoluyla yeni bir vahşî katliam işleyerek Humus'un Hula bölgesindeki silahsız mümin Suriye halkına karşı şeytanî zehirlerini kusmuşlardır. Nitekim katliam, alışık olduğu üzere kudurmuş şebbihalar ile rejimin köpeklerinin onları bıçaklarıyla takip etmelerinin ve yaralıları da kanları aka aka hastanelerden kaçırmaya çalışmalarının ardından çoğu, evlerdeki Meydan Hastaneleri'ne doldurulan kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık yüz şehidin hayatına mal olduğu gibi yüzlerce de yaralı vardır. İşte tüm bunlar, bu rejimin nasıl da Allah'ın, dininin ve mümin Suriye halkının açık bir düşmanı olduğu gerçeğini ifşa etmektedir... Bu facir rejim, çok ama çok iyi bilsin ki başkasını öldürmeden önce kendisini öldürmektedir. Zira çok yakında kara bir gün onu beklemektedir. Çünkü bekleyeni için yarın, çok yakındır.
Nitekim bu katliam, daha çok bu mücrim rejim ile onun arkasındaki Amerika'nın, Müslüman ülkelere tahakküm eden zararlı rejimlerden oluşan araçlarının ve Birleşmiş Milletleri gibi uluslararası kanallarının olduğu uluslararası toplum ile kesinlikle kılını dahi kıpırdatmayan Arap Ülkeleri Ligi gibi bölgesel toplumu ifşa etmekte olup meydana gelenlerde açık bir şekilde bu katil rejim ile gizli anlaşmanın ve koordinasyonun olduğuna işaret etmektedir... Zira bu mücrim rejim, uluslararası toplumun kendisiyle birlikte olduğunu bilmektedir. Çünkü o, Suriye'de İslam için alametlerinin görünmeye başladığı yeni bir dönemin doğmasından korkmakta olup buda Batı'yı endişelendirmekte ve onu bu rejimin cürümleri karşısında sessiz kalmaya sevk etmektedir... Bu rejim, özellikle ayaklanmanın Şam ve Halep'te genişlemesinin ve cürümünün rükünlerini oluşturan sözde "kriz yönetimi hücresini" etkilemeye çalışan son operasyonun ardından terazinin kefesinin ayaklanmanın maslahatına doğru meyletmeye başladığını hissetmektedir. Dolayısıyla bu katliamla o, kendisinin kesinlikle hala liderliğin dizginlerini elinde tuttuğunu göstermek istemektedir.
Ey Ümmetin Bedeninde Hilafet Dârı'nın Merkezi Olarak Zonklayan Nusret ve Zafer Şam'ındaki Müslümanlar!
Bu katliam sizleri, sadece dininize daha fazla sarılmaya, ona tek kurtuluşunuz olarak bakmaya ve kafir Batı'yı, kuyruklarını ve araçlarını da kaldırıp atmaya sevk etmelidir. Zira gerçek savaş boyutunda sizler, ayaklanmanızın sadece Allahu Subhânehu için olması amacıyla nefes aldığınız İslamî eğiliminizin ortaya çıkması nedeniyle herkese karşı savaştınız.
Ey Muhlis Subaylar! Ey Allah'ın Ensarları ve Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in Livasını Taşıyanlar!
Hiçbir güce sahip olmayan ve bir çıkış yolu da bulamayan halkınızdan erkek, kadın ve çocuklardan oluşan mustazaflar, sizin ve dininiz için göz yaşı dökmekteler ve kendilerine, sizlerin içinden bu trajik durumlara son verecek kurtarıcı ensarlar göndermesi için Allah'tan yardım istemektedirler. Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir olarak bizler bilmekteyiz ki; Suriye'deki halkımızla birlikte tüm İslam ümmeti, İkinci Raşidi Hilafet Devleti'ni kurmak için Allahu Subhânehu'ya itat edip yardım dileyen mümin ensarlardan oluşan bir gurup olmadıkça kurtulamayacaktır. Zira Allahuteala, şöyle buyurmaktadır: إِلاَّ تَنصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُواْ ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لاَ تَحْزَنْ إِنَّ اللّهَ مَعَنَا فَأَنزَلَ اللّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَّمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُواْ السُّفْلَى وَكَلِمَةُ اللّهِ هِيَ الْعُلْيَا وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ "Eğer siz ona (Reselullah'a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kafirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı... O, arkadaşına. Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükunet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kafir olanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah Azizdir ve Hakîmdir." [et-Tövbe 40]
H. Receb-ul Harem 1433 ayının başlaması ve ayrıca basın konferansı yoluyla Suna platformunun açıklanmasıyla birlikte Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti'nin, fikrî ve siyasî çalışmalar, konferanslar, konuşmalar ve benzeri yollarla bu yılki Hilafet yıldönümünü canlandırma kampanyası başlamıştır. Bu çalışmaların en önemlisi, H. 02 Receb 1433 el-Muvafık 23. Mayıs 2012 Çarşamba sabahı Vad Medeni şehrinde olmuştur. Zira kardeş Ali Adem, büyük çarşıdaki otobüs durağında toplanan kalabalık insanlara bir konuşma yaparak onlara, Müslümanların bağlanması gereken tek bağın İslamî kimlik olduğunu hatırlatmış ve ümmetin izzetini ve kuvvetini geri döndürünceye kadar Hilafet'in yıkılmasıyla kesilen İslamî hayatı yeniden başlatmak için çalışmaya davet etmiştir.
Nitekim katılımcılar konuşmayı güzel bulmuşlar ve bağırarak tekbirler getirmişlerdir.
Bu konuşma sırasında katılımcılara, yükseltmeleri gerekenin râye ve liva olduğunu yoksa ümmeti parçalayan, varlığını zayıflatan ve kimliğini yok eden dalalet bayrakları olmadığını hatırlatmak için Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in [Ukab] râyesi ile livası dağıtılmıştır.
Allah'ın izniyle bu tür çalışmalar, Sudan'ın muhtelif bölgelerinde devam edecektir.
İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü
Sudan Vilâyeti