Cuma, 06 Recep 1447 | 2025/12/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

-Basın Açıklaması- أَوَلا يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لا يَتُوبُونَ وَلا هُمْ يَذَّكَّرُونَ "Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belalarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe

Mısır Maliye Bakanı, 01.10.2012 pazartesi akşamı hazine bonolarının vadeli olarak iki milyar cüneyhe (yaklaşık 330 milyon dolara) satılacağı şeklinde bir açıklama yapmıştır. Bakanlık ise internet sitesinde şöyle demiştir; hazine bonolarının satışı 5, 7 ve 10 yıl vadelerle iki milyar cüneyhe gerçekleşmiştir. Buda bugün ihaleye sunulan toplam tekliflerin değerinin 3.5 milyar cüneyh değerine ulaşmasından dolayıdır. Ayrıca Bakanlık, şöyle bir eklemede de bulunmuştur; (14 Ağustos 2017'de gerçekleştirilecek) 5 yıl süreli hazine bonolarının satışından elde edilecek miktar 750 milyon cüneyhe ulaşacak olup kayıtlı en yüksek fiyatın %15.55 ve en düşük fiyatın da %15.1 oranında olduğu bir sırada ortalama faiz oranı %15.143 olacaktır. Yine (21 Ağustos 2019'da gerçekleşecek) 7 yıl süreli hazine bonolarının satışından elde edilecek miktar 500 milyon cüneyhe ulaşacak olup kayıtlı en yüksek fiyatın %15.9 ve en düşük fiyatın %15.1 olduğu bir sırada ortalama faiz oranı %15.573 olacaktır. Bunu ise (03. Nisan 2022'de gerçekleşecek) 10 yıl süreli hazine bonolarından elde edilecek 750 milyon cüneyhlik miktar takip edecek olup maksimum fiyatın %16.55 ve minimum fiyatın da %15.9 olduğu bir sırada ortalama faiz oranı % 16.247 olacaktır.

Yedigün web sitesi, 02/10 Salı günü, Maliye Bakanlığı'nın bu Ekim ayı boyunca 85 milyar cüneyh değerinde hazine bonosu ve tahvilleri sunduğu ve Bakanlığın, bir biri ardına 91, 218, 273 ve 364 gün vadeli 5, 10, 14.4 ve 17.5 milyar cüneyh değerinde hazine tahvilleri sunacağını ifade eden bir haber yayınlamıştır. Bu şekilde rejim, ayaklanmanın ardında da dalaletinde devam ettiğini ve Mısır'daki insanların kaldırıp attıkları seleflerinin çizgisi üzere yürüdüğünü kanıtlamış olmaktadır. Görünen o ki rejim, ne son iki yıl içerisinde cereyan eden olaylardan ne seleflerinden nede kendisine verilen samimi nasihatlerden ibret almaktadır. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

أَوَلا يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لا يَتُوبُونَ وَلا هُمْ يَذَّكَّرُونَ "Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belalarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar." [Tevbe 126]

Bu hazine bonolarının, sanki şu iki tanımdan birinin dışına çıkmadığı bilinmiyor mu:

1-O, faizli bir kredidir. "Kredi: müşterinin, (kreditörün) izin için ödemiş olduğu miktardır. Faiz ise müşterinin izin için ödemiş olduğu miktar ile vade sonunda elde edilen nominal değer arasındaki farktır." Aslında bu tanımlama, bir faydanın elde edildiği kredi şekillerinden öte bir şey olmadığı gibi açık bir şekilde şeri kaideye de aykırıdır. Zira bir fayda elde edilen bütün krediler, haramdır.

2-Kredi: Müeccel (ertelenmiş) nakdin, ondan daha az miktardaki mevcut nakit ile satılmasıdır. Buradaki müeccel nakit; Hükümetin, vade tarihinde izine dönük nominal değer için ödemiş olduğu miktardır. Mevcut nakit ise müşterinin, akit anında izin için ödemiş olduğu bedeldir. Buda paranın parayla satışından öte bir şey değildir. Çünkü satışta, hiçbir kıymeti olmayan ve ancak hakikatte para için olan izni temsil eden benzer bir izne yanıt verilmez. Bu tanım, iznin şu iki çeşit faizi kapsadığı anlamına gelmektedir: Eşitliğin gerçekleşmediği riba el-fadl, ve akit meclisinde borç faizinin olduğu (yani adamın, borcumu tehir edersen sana şu kadar fazla para veririm demesidir) riba en-nesie.

Bu gibi bir hükümetin, benzerleri gibi muamelelerinde haram ve helali gözetmediğini, İMF ile anlaştığı 4.8 milyar dolarlık kredinin haramlılığı hususunda yukarıda söylediklerimize dikkat etmediğini ve onun, ülkenin harabeye dönüşmesine ve Amerika'ya tabi olup bağlı kalmasına yol açacak olan aynı yolda yürümeye devam edeceğini bilmememize rağmen bizler, insanlar bu tür bir rejime karşı sessiz kalmanın imkansız olduğunu, rejimin Mısır halkının Allah'ın fazlıyla ortadan kaldırabildiği daha önceki rejime muhalefet etmediğini, ancak onun bizim üzerimize görüntüsü rahmet içi ise azap olan yeni bir elbise giydirmek için etrafımızda dönüp durduğunu görsünler diye hükümetin tüm davranışları hakkındaki şeri hükmü açıklamaktan geri durmayacağız.

Şayet sizler, %1.1 oranındaki faizin hakikatte "idarî masraflar" yada "borç hizmeti" olduğunu iddia ediyorsanız, bu haktan hiçbir şey ifade etmeyen bir iddiadır. Çünkü çok az bile olsa krediye yönelik herhangi bir fazlalık, faizdir. Bununla birlikte siz, %15 ve %16'lar için neler söylüyorsunuz? Ayrıca Devlet Başkanı Muhammed Mursî, Kahire Stadyumu'ndaki Ekim kutlamaları sırasında yaptığı konuşmasında Mısır halkının faiz yemesini reddettiğini söylemedi mi?! Peki ya o nerede ve bu faiz ne?! Dolayısıyla İslamî Sistemin, Hilafet Devleti'nin olduğu İslam Devleti altında hiçbir parçası ayrılmaksızın kamilen tatbik edilmesi çerçevesinde İslamî Ekonomik Sistemi de kamil bir şekilde tatbik edilmedikçe ülkenin ekonomik olarak sahih bir kalkınmayla kalkınması imkansızdır. Zaten Rabbimizin bizlere farz kılmış olduğu ve kendisi için çalışmamız gereken şey de budur. O halde vakıa zeminindeki eylemlere aykırı olan tatlı sözlere aldanmayalım.

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنْ الرِّبَا إِنْ كُنتُمْ مُؤْمِنِينَ فَإِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنْ اللَّهِ وَرَسُولِهِ "Ey iman edenler! Allah'a ittika edin ve ribadan (faizden) geri kalan (alacaklarınızı) derhal bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz! Şayet böyle yapmaz iseniz, Allah'a ve Resulüne savaş açmış olursunuz." [Bakara 278]


Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı
Şerif Zâyid

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Hanımlar Kısmı, El-Kadarif Şehrinde Siyasî Bir Sempozyum Düzenlemiştir

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Kadınlar Kısmı, 06.10.2012 cumartesi günü Doğu Sudan'daki el-Kadarif şehrinde bulunan el-Kadarif Vilayeti Sendikalar Federasyonu salonunda, "Müslüman Kadının, İslam Ümmetinin Kalkınmasındaki Rolü ve Fasit Vakıanın Değiştirilmesine Dönük Çalışması" başlıklı siyasî bir sempozyum düzenlemiştir. Nitekim sempozyumda, salondaki ve salon dışındaki katılımcılara interneti açma fırsat verilmeden önce üç konuşma yapılmıştır.

İlk konuşmacı Üstaze Ümmü Ali Saîd, Müslüman kadını saflık ve iffet ortamından parçalanma ve kargaşa ortamına çıkarmak için onu hedef alan şiddetli saldırıdan ve bu saldırının arkasında, Müslümanların düşmanı kafir Batı ile onun İslam ülkelerindeki avenelerinin olduğundan bahsetmiştir.

İkinci konuşmacı Ümmü Muaz, fasit vakıanın değiştirilmesinin farziyeti ve hayat vakıasında İslam'ı ortaya çıkarmaya dönük değişim sürecindeki Müslüman kadının rolü konusunu ele aldığı gibi sahabelerin bu azim din yolundaki fedakarlıklarını ele almıştır.

Sonra konuşmaya, ekonomik sorunlar, sebepleri ve İslamî çözüm hakkındaki konuşmayla son verilmiştir. Zira Üstaze Ümmü Evvab, İslam ülkelerinde açgözlü kapitalizmin ekonomik sisteminin tatbik edilmesi sonucunda ortaya çıkan sekiz sorundan bahsetmiş ve ekonomik soruna dönük İslam'ın çözümünü de detaylandırmıştır.

Nitekim bu sempozyuma, birçok kadın katılmış ve İslam'ın devlet ve toplumun yaşamına bir nizam olarak geri dönmesine çağrıda bulunan şu gibi sloganlarla icabet etmişlerdir: (Kadınlar Yeniden Hilafet İstiyor), (Kadınlar, İslamî Hilafet'i İstiyor), (Çözüm, Kesinlikle Kaçınılmaz Olan Hilafet'tir) ve benzerleri.

Ayrıca sempozyumun arasında güzel müdahalelerde bulunulmuş ve İslam'ın fikirlerini, çözümlerini ve İslam esası üzere bir değişimin meydana gelmesinin zaruretini öven yorumlar gerçekleşmiştir. Ve sempozyum, etkileyici bir duayla son bulmuştur.


Hizb-ut Tahrir
Hanımlar Resmî Sözcüsü
Sudan Vilâyeti

Devamını oku...

Amerika, Şam-Suriye'de Hilafet'in Kurulmasını Engellemek İçin Rusya İle "İttifak Etmektedir"

  • Kategori Pakistan
  •   |  

Geçen 2011 yılının Mart ayından bu yana Şam-Suriye'deki Müslümanlar, Amerika'nın yaklaşık kırk yıl önce otoriteye getirdiği Beşar ve iktidardaki Esad ailesinden oluşan yöneticilerine karşı ayaklanmaktadırlar. Zira geçen  on yıllar boyunca Esad rejimi, Suriye'de sosyalizm ve kapitalizmin olduğu küfürle hükmetmekte, özellikle İslam'a davet edenler olmak üzere halka merhametsizce baskı uygulamakta ve ister Yahudi varlığı için Golan Tepeleri'nden feragat etmek şeklinde olsun isterse Amerika'nın Irak'ı işgal etmesine destek vermek şeklinde olsun Amerika'nın bölgedeki planlarına destek vermektedir. Bundan dolayı insanların öfkesi patlama derecesine gelecek kadar büyümüş ve İslam'ı talep ederek sokaklara dökülmüşlerdir. Nitekim onlardan bir çoğu da "Halk Yeniden Hilafet'i İstiyor" sloganını tekrarlayıp durmaktalar, siyah râyeleri ve beyaz livaları yükseltmekteler ve bu şekilde Hilafet Devleti'nin kurulmasını arzulamaktadırlar.

Amerika, Hilafet'in geri dönmesinden çok korktuğu için ayaklanmayı merhametsizce bastırsın diye Beşar'ın elini serbest bırakmakta ve Beşar rejimi, şehirleri ve köyleri yıksın, kadın, yaşlı ve çocuk demeden on binlerce kişiyi doğrasın, şebbihaları da erkeklere işkence etsin, kadınların ırzına geçsin, çocukları analarının kucaklarından kaçırsın ve gençleri tutuklasınlar diye de ona daha fazla zaman vermektedir.

Bununla birlikte Beşar rejimi, ayaklanmanın ilerlemesini durdurmakta başarısız olmuş, rejiminin sütunları çökmeye başlamış, birçok siyasî ve askerî liderler ile Silahlı Kuvvetleri'ndeki on binlerce kişi Şam tagutundan ayrılarak şu anda taguta karşı halkın yanında yer almış ve ayaklanma, rejimin üzerinde hakimiyet kurmasıyla övünüp durduğu Şam ve Halep'teki iki ana kalelerine ulaşıncaya kadar yayılmıştır.

Şayet Amerika, Beşar'ın alternatifini çıkarmaya muktedir olabilseydi Şam'dan daha önce tagutlarına karşı ayaklanan diğer Arap ülkelerindekileri kaldırıp attığı gibi onu da kaldırıp atardı. Bundan dolayı Amerika, alternatif buluncaya yada türetinceye kadar mühlet üzerine mühlet vermektedir... Zira Hilafet Devleti ilan edilip yönetime İslam ulaşacak diye Amerika'yı, dahası tüm sömürgeci kafirleri korku sarmıştır. Bundan dolayı onun, her birinin kullanmış olduğu üsluplar farklı olsa bile gizli ve açık olarak Beşar'ı desteklemek için Rusya ile anlaşma yaptığı görülmektedir... Hakeza Amerika, Hilafet'in geri dönüşü korkusunu Rusya ile paylaşmaktadır. Nitekim Rusya, Hilafet'in geri dönüşünü engellemek için son zamanlarda Orta Asya ülkelerinde uzun turlara dalmıştır. Bundan dolayı Rusya, aynen Hilafet ile savaşmak için Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa ve İngiltere ile ittifak ettiği gibi Amerika ile gönülden ittifak etmektedir. Nitekim 18 Haziran 2012'de Los Cabos / Meksika'da Amerika ile Rusya Devlet Başkanları Obama ve Putin arasında yapılan toplantıda Amerika, Rusya'nın önüne Suriye'nin kapılarını açmış olup bugün Rusya, Beşar Esad'a alenen istihbarat ve askerî destek vermek yoluyla Amerika'ya destek vermektedir. Aynı zamanda Amerika da sahne arkasından onu desteklemekte ve Beşar rejimi için daha fazla zaman kazanmaktadır.

Adeti olduğu üzere Amerika, amacına destek vermeleri için ümmet içerisindeki askerî ve siyasî liderlikte bulunan hainlere çağrıda bulunmaktadır. Hatta bu liderlikler, Suriye'deki Müslümanlara yardım etmek, en kısa zamanda Hilafet Devleti'ni kurmak ve İslam ülkeleri üzerindeki Amerikan hegemonyasına bir darba indirmek için ümmet içerisinde yaklaşık altın milyon askerin olduğu büyük bir kuvvete sahip olmalarına rağmen bu liderlikler, İslam'a ve ehline karşı olan savaşlarında kafirlere yardım etmeyi tercih etmişlerdir. Zira Beşar'a verilen mühleti haklı çıkarmak, dahası İran'ın yaptığı gibi onu askerî olarak savunmak için bölgesel, Arap ve Türk istihbaratların hepsi birden seferber olmuşlardır!

Pakistan yöneticileri açısından olana gelince; Amerika'ya kölelik mefhumu arkasında yürümektedirler. Zira onlar, asrın büyük ihanetine katkıda bulunmak istemektedirler. Sanki bu liderliğin, Pakistan'da Hilafet için çalışanlara savaş açtıkları, Tuğgeneral Ali Hân gibi İslam'a destek veren muhlis subaylara zulmetmelerinin yanı sıra Hizb-ut Tahrir Resmî Sözcüsü Navit Butt gibi Hilafet Devleti'ne davet eden muhlis siyasilere zulmettikleri yetmiyormuş gibi. Dolayısıyla onlar, güçleri yettiğince Amerika ile onun Rusya ile olan yeni ittifakına bağlı kalmak yoluyla cehenneme girmelerini pekiştirmek için çalışmaktadırlar. Nitekim 20. Temmuz 2012'de Pakistan yöneticileri, Birleşmiş Milletleri'nin yeni önerisi hakkında Amerika'nın müttefiki Rusya ile işbirliği yapmak için alelacele siyasî bir heyet göndermişleridir. Ardından 29 Temmuz'da yöneticiler, Pakistan Büyükelçisi'ni Suriye Enformasyon Bakanı ile görüşmesi için Suriye'ye göndermişlerdir. Bunu ise Pakistan, Suriye ayaklanmasına yönelik medya ortamına hakim olmak ve bu yolla Amerika ile Rusya'nın rolü hususunda insanları saptırmak için yapmaktadır. Ardından Pakistan İstihbarat (ISI) Başkanı Zahir el-İslam'ın, 2012 Ağustos ayının başı ile aynı ayın üçü arasında Amerika'ya yönelik ziyareti gerçekleşmiştir. Ayrıca İstihbarat Ajansları, Amerikan-Rus ittifakının gerçeği hususunda orduyu saptırmak için Silahlı Kuvvetleri'nin içerisinde bir propaganda kampanyası yürütmek için seferber olmuşlardır. Sonra 03. Ekim 2012'de Amerika, Amerikan-Rus ittifakını daha da güçlendirmek için has ajanı General Keyâni'yi efendileri adına Rusya'ya göndermiştir.

Ey Pakistan'daki Müslümanlar!

Suriye'de Hilafet'i kurmak için yükselen seslere karşılık bizim, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in şu kavline icabet ederek dünyanın yedinci büyük ordusuna ve nükleer silaha sahip olan Silahlı Kuvvetlerimizi onlara yardım etmeleri için göndermek yoluyla onlara yardım elimizi uzatmamız gerekmektedir:

مَا مِنِ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِماً عِنْدَ مَوْطِنٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلاَّ خَذَلَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِى مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ، وَمَا مِنِ امْرِئٍ يَنْصُرُ امْرَأً مُسْلِماً فِى مَوْطِنٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلاَّ نَصَرَهُ اللَّهُ فِى مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ "Mukaddesatının çiğnendiği ve onurunun aşağılandığı bir yerdeki bir Müslümanı yüz üstü bırakan hiçbir kimse yoktur ki Allah Azze ve Celle de o kimseyi, nusret vermekten hoşlandığı bir yerde yüz üstü bırakmış olmasın. Onurunun aşağılandığı ve mukaddesatının çiğnendiği bir yerdeki bir Müslümana yardım eden hiçbir kimse yoktur ki Allah'ta o kimseye, nusret vermekten hoşlandığı bir yerde nusret vermiş olmasın." [Ahmed rivayet etti]

Ancak çok iyi biliniz ki siyasî ve askerî liderlikteki hainler, Suriye'deki Müslümanlara destek vermek için Silahlı Kuvvetlerimizi seferber etmemekteler, bilakis bunun aksine onlar, Birleşmiş Milletler bayrağı yada diğer her hangi bir küfür bayrağı altında dünyanın dört bir tarafında Amerikan hegemonyasını pekiştirmek amacıyla askerlerimizin kanlarını dökmek için hazırlanmaktadırlar. Ayrıca onlar, Amerikan üslerini, Büyükelçiliklerini ve ikmal hatlarını garantilemek ve korumak yoluyla Amerika'ya yardım etmek için hazırlanmaktadırlar. Ancak İslam'ı ve Müslümanları savunmak için kıllarını dahi kıpırdatmamaktadırlar. Nitekim onlar, sadece Hilafet'in buraya, yani Pakistan'a ulaşmasını engellemek için mücadele etmemekteler, bilakis Hilafet'in herhangi bir yerde kurulmasını engellemek için deniz aşırı yerlerde de mücadele etmektedirler. Dolayısıyla bizim üzerimize düşen, Silahlı Kuvvetlerimizin Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in hadislerinde övdüğü Dâr-ul İslam'ın merkezi olan Şam halkına destek verme rolünü gerçekleştirmektir.

عُقْرُ دَارِ الإِسْلامِ بِالشَّامِ "Dâr-ul İslam'ın merkezi Şam'dır." [Taberâni el-Kebîr'de rivayet etti]

أَلاَ وَإِنَّ الإِيمَانَ حِينَ تَقَعُ الْفِتَنُ بِالشَّامِ "Dikkat edin! Fitne koptuğu zaman iman Şam'dadır." [Ahmed rivayet etti]

Aynı şekilde şöyle buyurmuştur:

طُوبَى لِلشَّامِ فَقُلْنَا: لِأَيٍّ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ: لِأَنَّ مَلَائِكَةَ الرَّحْمَنِ بَاسِطَةٌ أَجْنِحَتَهَا عَلَيْهَا "Şam'a ne mutlu! Dedik ki; bu mutluluk nereden geliyor ey Allah'ın Resulü? Buyurdu ki: Çünkü Rahman'ın melekleri onun üzerine kanatlarını germektedir." [Tirmizi rivayet etti]

Ey Pakistan Silahlı Kuvvetlerinin Subayları!

Artık İslam ümmeti uyanmıştır ve asla bir kez daha ikinci bir uykuya dönmeyecektir. İşte o, fedakarlıklar yapmakta olup Allah emrini yerine getirinceye kadar da buna devam edecektir. Nitekim onun hakka ulaşmak için gösterdiği cesareti ve azmi, Amerika'nın korkmasına ve Hilafet'in geri dönüşünü durdurmak için çabalarını iki katına çıkarmasına neden olmuştur. O halde bu, hedefine ulaşması amacıyla bu ümmete destek veren savaş adamları olmanız için bir ilham kaynağı değil midir? Artık kanlarınız hususunda ifrata kaçan, silahlarınızı ve mukadderatlarınızı kötüye kullanan Keyâni, Zerdâri ve bir avuş şebbihayı ortadan kaldırmanın zamanı gelmiştir. Çok iyi biliniz ki mesele, şayet Hilafet'i kurması için Hizb-ut Tahrir'e nusret verirseniz sadece birkaç saat alacaktır. Sonra bu nusretinizle Müslümanlar izzet bulacak ve sizler için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir olacaktır.

يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ وَأُخْرَى تُحِبُّونَهَا نَصْرٌ مِنَ اللَّهِ وَفَتْحٌ قَرِيبٌ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ "İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah'tan nusret ve yakın bir fetih. Müminleri  müjdele." [Saf 12 13]

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir Mısır Vilayeti Ayn Asshams Üniversitesi karşısında Anayasa kampanyası: İkinci Ziyaret

  • Kategori Foto
  •   |  

Hizb-ut Tahrir Mısır Vilayetinin, İslam devleti anayasasını tanıtım amacıyla yürüttüğü kampanyanın devamı olarak "Mısır'ın anayasası İslami anayasa  olmak zorundadır" başlığı altında 15 zilhicce 1433 Hicri, 31 Ekim 2012 Miladi çarşamba günü Aynu Asshams Üniversitesi karşısında Hizb-ut Tahrir gençleri bilgilendirme çadırı kurmuşlardır.

Kampanyaya çok sayıda öğrenci iştirak etmiş, çok olumlu tartışmalar gerçekleşmiştir.

Allah Subhanehu ve Teala amellerimizi kabul etsin.


Fotoğraflar için tıklayınız...

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Mübarek Iyd-ul Adha Kutlaması

Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, mübarek Iyd-ul Adha münasebetiyle tüm İslam ümmetine kutlama ve tebriklerini sunar. Azim olan Allah'tan, onu ümmetimize tekrar nasip etmesini, ümmetin kelimesini birleştirmesini, mücrim yöneticilerinden kurtulmasını ve fedakarlıklarını Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet Devleti'ni kurmakla sonuçlandırmasını niyaz ediyoruz. Yine Subhânehu'dan, Şam topraklarındaki kardeşlerimize yardım ve desteğini göndermesini, onları korumasını, onlara nusret vermesini, Beşar'ı, avanelerini ve kuyruklarını rezil etmesinin yanı sıra Doğu ve Batı'daki kafir güçleri rezil etmesini ve onların tuzaklarını boşa çıkarmasını niyaz ediyoruz.

 

Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber,

Lâ İlahe İllallah, Allahuekber, Allahuekber, Ve Lillehilhamd

 

Allah ibadetlerinizi kabul etsin ve her yılınız hayır üzere olsun

 

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Mübarek Iyd-ul Adha Kutlaması Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber

Tagut yöneticilerden ve Amerika ile Batı'nın özellikle Dâr-ul İslam merkezi Şam ülkesi olmak üzere İslam ülkeleri üzerindeki hegemonyasından kurtulmak için ümmetin büyük fedakarlıklar gösterdiği böyle bir zamanda;

Hizb-ut Tahrir / Filistin olarak bizler, Allah'tan bu mübarek bayramda ve bu muazzam günlerdeki bu fedakarlıkları zayi etmemesini niyaz ediyor ve İslam'ın ve Müslümanların izzeti için çalışanların çabalarını başarıyla taçlandırması, bizleri mücrim yöneticilerden kurtarması,

Ümmetin ordularının Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber tekbirleriyle cihat meydanlarına hareket edeceği Raşidi Hilafet'i kurmayı nasip etmesi, Filistin ile işgal edilmiş bütün İslam ülkelerinin kurtulması, insanların fedakarlıklarını ve kurbanlarını birleştirmesi, ve işte o gün nusret ve iktidar sevinciyle birlikte bayram sevincinin birleşmesi için Subhânehu'ya yalvarıyoruz. Bu, Aziz olan Allah'a hiçte zor değildir.

Bu Iyd-ul Adha münasebetiyle Hizb-ut Tahrir / Filistin Medya Bürosu olarak bizler, tüm İslam ümmetine ve özellikle de medya alanlarında çalışanlara en güzel kutlama ve tebriklerimizi gönderiyoruz.

Allah ibadetlerinizi kabul etsin ve her yılınız hayır üzere olsun

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Fas, Tüm Müslümanların ve Özellikle de Fas Halkının Mübarek Iyd-ul Adha'sını Kutlar

Ey Müslümanlar ve Ey Fas Halkı!

Hizb-ut Tahrir / Fas, mübarek Iyd-ul Adha vesilesiyle sizleri kutlama fırsatını kaçırmayarak Allah'tan, onu sizlere ve ailenize tekrar nasip etmesini ve sizlerin sıhhat, afiyet, güven ve iman elbisesi içerisinde hoşnut olmanızı niyaz ederiz. Allah kurbanlarınızı kabul etsin.

Ey Müslümanlar ve Ey Fas Halkı!

Bu nebevî yılı yaşatmaya dönük hırsınızı ve çabanızı görmekten dolayı mutluluk duyarız. Bizler çok iyi biliyoruz ki içinizden büyük bir kesim, bazı eşyalarını satmaya başvurmakta yada kendi ve ailesi için sıkıntı çekmekte, dahası kurban parası için borçlanmaktadır. Dolayısıyla bizler şu hususa dikkat çekeriz; genelde faiz özelde ise zaruretten çok uzak olması vasfıyla kurbanlık satın almak için borçlanmak caiz değildir. Bundan dolayı bizler, Allah katında kurbandan daha büyük bir şeyin olduğunu vurgularız ki onun gerçekleşmesi için gereken bütün çabayı göstermek daha evladır. Dikkat edin bu, O'nun şeriatı ile hükmetmek ve O'nun kitabı ile Nebisi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in sünnetini tatbik sahasına indirmektir. İşte biz sizleri, buna davet ediyoruz. O halde sünnetleri uygulamak sizleri farzları uygulamaktan alıkoymasın. Nitekim kutsi bir hadiste Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:  مَا تَقَرَّبَ إِلَيَّ عَبْدِيْ بِشَيْءٍ أَحَبُّ إِلَيَّ مَمَّا افتَرَضْتُ عَلَيْه "Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni ona farz kıldığım şeyleri eda etmesidir." [Buhari rivayet etti]

O halde laik demokratik sivil bir devlete razı olacağınız bir değişim için acele etmekten sakının. Dolayısıyla kurbanı bizlere sünnet kılan Aleyhi's Salatu ve's Selam, bizim için zorba yönetimin ardından Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet'i de istemiştir. Zira Aleyhi's Salatu ve's Selam, şöyle buyurmuştur:   ثُمَّ تَكُونُ خِلاَفَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ "Sonra Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet olacak."

O halde ılımlılık yada başka bir isimden dolayı sakın Hilafet'ten vazgeçmeyiniz ve onu, talebinizin ve fedakarlıklarınızın maksadı kılınız.

Ey Müslümanlar ve Ey Fas Halkı!

Sizler, bayram ve sevinç atmosferinde aileniz ve dostlarınızla kaynaşırken sakın bu atmosferlerden mahrum kalan Suriye, Irak, Myanmar, Somali, Nijerya ve diğer İslam ülkelerindeki kardeşlerinizi unutmayınız... Ve sakın salih dualarınızda onları unutmayınız. Umulur ki Allah onlara çok yakında bir çıkış yolu verir. Dolayısıyla sadece Allah'ın izniyle çok yakında kurulacak olan Hilafet'in onların acılarına ve hüzünlerine son vereceğini unutmayınız. O halde bizimle birlikte Hilafet'e doğru acele edin. Umulur ki Allah, onu kurma ecrini sizlerin sayfalarına yazar.

Ve's Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Mübarek Iyd-ul Adha Vesilesiyle Kutlama

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak bizler, kerim İslam ümmetinin mübarek Iyd-ul Adha'sını kutlamaktan dolayı mutluluk duyar ve Subhânehu'dan, ibadetlerimizi ve salih amellerimizi kabul etmesini, bize onu bir daha nasip etmesini ve İslam ülkelerinin [لا إله إلا الله محمد رسول الله] râyesi altında birleşmesini niyaz ederiz.

Bu yıl bayram, İslam ümmetinin köklü değişimin ve azim olan İslam'a geri dönmenin sancısını yaşadığı bir sırada gelmiştir. Nitekim o, Mısır, Libya, Tunus ve Yemen'in olduğu asrın dört tagutunu söküp atarak bunu bir parça başarmış olup cesur Şam halkı da kadınların, yaşlıların ve çocukların kanlarını yalayan, evleri yıkan, halkını sürgün eden, mescitleri harabeye çeviren ve daha önce de babasının hamisi ve destekçisi olduğu Yahudiler dışında zulmünden emin olmayan Suriye tagutunu söküp atmak için cihat etmektedir.

Ancak değişim saati yaklaşmış ve batılın yok olacağı hakkın zamanı gelmiştir.  إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا "Zaten batıl yok olmaya mahkumdur." [el-İsrâ 81] Bizler, Şam'da gerçekleşecek olan değişimin, Allah'ın izniyle Habibimiz Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in, ثُمَّ تَكُونُ خِلاَفَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ "Sonra Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet olacak." şeklinde müjdelediği gibi Raşidi Hilafet'in olduğu İslam esası üzere olan ümmetin istediği bir değişim olacağından eminiz. Zira Şam, [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in buyurduğu gibi Dâr-ul İslam'ın merkezi olacaktır: الشام عقر دار الإسلام "İslam Dârı'nın merkezi Şam olacaktır." İşte onun evlatları, bunu gerçekleştirmek için çalışmaktadırlar.

Sudan'daki bizim vacibimiz, Şam'daki kardeşlerimizin yanında yer almak, onları desteklemek ve bütün her yerdeki muhlis Müslüman evlatlarından, özellikle de güç ve kuvvet ehlinden onları desteklemelerini talep ederek ellerini sıkmaktır. Zira şimdi zaman, Hilafet zamanıdır. Ta ki Hilafet'in askerlerinden olabilelim. O halde Hilafet'i geri getirmek için muhlislerle birlikte ciddi olarak çalışın ve onu geri getirmek için çalışanlara destek verin. Böylece hepimiz, Allah Azze ve Celle'nin rızasına nail olalım ve Hilafet'in adaletinin ve rahmetinin gölgesi altında tüm dünyayı mutlu mesut edelim.

 

Her Yılınız Hayır Üzere Olsun.

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER