- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
İslam Ümmetinin Kadınlarından, Filistin’in Kurtuluşu İçin Müslüman Ordularına Bir Çağrı
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları Direktörü Dr. Nesrin Nevaz’ın
Hizb-ut Tahrir’in 21 Ekim 2023’te İngiltere’de Düzenlediği Gösteri Sırasında Londra’daki Mısır Büyükelçiliği Önünde Yaptığı Konuşması
Bu, İslam ümmetinin kerime kadınlarından, Müslüman ülkelerin orduları içiresindeki muhlis kardeşlerimize yönelik bir mesajdır…
Gazze’deki ümmetiniz, hayal bile edilemeyecek şekilde kan gölünün olduğu bir soykırımla karşı karşıyadır. Zira erkekler, kadınlar, çocuklar ve bebekler birbiri ardına katlediliyor. Yahudi varlığının hava saldırıları nedeniyle tüm mahalleler enkaza dönüştü; zira sadece 6 günde Gazze Şeridi’ne 4.000 ton ağırlığında 6.000 bomba atılmış olup bu da yaklaşık olarak Amerikalıların Afganistan'a bir yılda attığı bombaya eşdeğerdedir. 7 Ekim’den bu yana her 15 dakikada bir Filistinli çocuk bu katil Siyonist güçler tarafından öldürülüyor. Artık durum öyle bir hale geldi ki; Filistinli çocukların hava saldırılarında ölmeleri halinde aileleri çocuklarını teşhis edebilmek için çocuklarının isimlerini ellerine yazıyorlar. Bu kana susamış işgal yetmezmiş gibi; kardeşleriniz ve bacılarınız açlık, susuzluk ve hastalıktan dolayı ölümle karşı karşıya kalırlarken Siyonistler yiyecek, su ve ilacı silah olarak kullanıyorlar ve halka yönelik vahşi bir orta çağ kuşatması uyguluyorlar. Bu sırada Batı Şeria’daki Müslümanlara yönelik toplu katliamlar, tutuklamalar ve korkutmalar da devam ediyor.
Ey Müslüman ordularının muhlis evlatları! Mescid-i Aksa kan kaybediyor! Mübarek toprak (Filistin)’deki kardeşleriniz, bacılarınız ve evlatlarınız kan kaybediyor! Kurtarılmaları için çığlık atıyorlar! Peki ne zaman cevap vereceksiniz?!!
Onların yaşadıkları bu kâbusa son verecek maddi güce sahip olduğunuzu bildiğiniz halde, ümmetinizin maruz kaldığı bu katliamlara ve teröre karşı onu savunmaksızın daha ne kadar tahammül edeceksiniz?
Enkaz altından çıkarılan çocukların yanmış cesetlerinin ve bu terörist işgalci tarafından katledilen kana bulanmış cansız çocuklarını kollarında taşıyan annelerin fotoğrafları ciğerlerinizi parçalamıyor mu?
Yahudi varlığının füzeleri mahallelerini vurduğunda, evlerinde dehşete kapılan kadın ve çocukların çıkardıkları korkunç çığlıkları kulaklarınız işitmiyor mu?
Siyonist cani güçlerin Mescid-i Aksa’yı kirlettikleri ve Yahudi yerleşimcilerin Bab el-Rahma mezarlığındaki Müslüman mücahitlerin ve Sahabelerin mezarları üzerinde dans ettikleri sahneler damarlarınızdaki kanı kaynatmıyor mu?
Müslüman bacılarınızın Yahudi askerler tarafından dövüldüğü, yere atılıp tekmelendiği, Filistinli çocukların Yahudi güçleri tarafından taciz edildiği ve sokaklarda kurşunlanarak katledildiği sahneler, içinizdeki onlara yardım etme arzusunu alevlendirmiyor mu?
Şeref duygularınız nerede? Mücahitlik hissiyatlarınız nerede?
Ümmetiniz kay kaybederken daha ne zamana kadar sessiz kalacaksınız? Sizler de biliyorsunuz ki bu ümmetin kanı ucuz değildir. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَقَتْلُ مُؤْمِنٍ أَعْظَمُ عِنْدَ اللهِ مِنْ زَوَالِ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا “Bir mümini öldürmek, Allah katında dünyanın ve içindekilerin yok olmasından daha ağır-büyüktür.” O halde daha ne bekliyorsunuz?
Filistin’in silahsız erkek ve kadınlarının bir orduya karşı durmalarını, onların kurşunlarına ve bombalarına tek başlarına göğüs germelerini ve Allah’ın ümmetinizi savunmanız ve onu zalimlerinden kurtarmanız için sizlerin boynuna yüklediği İslami görevi yerine getirmelerini onlardan mı bekliyorsunuz; sizler, peki ya sizler? Bu kanserli işgali sonsuza kadar ortadan kaldıracak tanklara, uçaklara ve mühimmata sahip olan kim Allah aşkına? Allahu Teala şöyle buyurmuyor mu: وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Sizden din konusunda yardım istediklerinde yardıma icabet etmeniz sizin üzerinize vaciptir." [Enfal 72]
Allah Subhanehu ve Teala size şöyle sorduğunda ne diyeceksiniz: Ümmetiniz kan kaybederken, bacılarınız aşağılanırken ve Mescid-i Aksa kirletilirken neden durdunuz?!
Filistinli bacılarınızın ve çocuklarının Kudüs’te ve başka yerlerde her şekilde donatılmış silahlı Siyonist askerlerle karşı karşıya kaldıklarını, Allah’a olan imanları, imanlarının ve cesaretlerinin gücü sayesinde kendilerine zulmedenlerin karşısında dimdik durduklarını, boyun bükmediklerini, Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmadıklarını ve bu katil varlığa karşı açık bir şekilde konuştuklarını görmüyor musunuz? O halde onların bu vahşi işgalden kurtulma cesaretlerine ve kararlılıklarına karşılık vermek ve onlara yardım etmek sizin göreviniz değil midir?
Ey Müslüman orduların muhlis evlatları! Filistinli kardeşleriniz ve bacılarınız sadece İslam beldelerindeki hain rejimler de dahil dünyadaki tüm hükümetler tarafından terk edilmekle kalmadılar, aksine bu hükümetlerin çoğu bu işgalcinin ümmetimize karşı işlediği suçlara yardım ve yataklık ettiler. Dahası bu sözde Batılı güçler, soykırım yapması için Siyonist varlığa yeşil ışık yaktılar. Bu yüzden tarih onları, Gazze’deki bu soykırımın sponsoru olan ülkeler olarak kaydedecektir. Bu yüzden İster Filistin’de, ister Keşmir’de, ister Suriye’de, ister Yemen’de, ister Myanmar’da, isterse başka bir yerde olsun Müslümanları zalimlerinden koruma konusunda Birleşmiş Milletler gibi onlara da güvenilemez! Zira onlar, Müslümanların canının kutsallığını umursamadıklarını defalarca kanıtladılar!
Aynı zamanda altında hizmet ettiğiniz İslam beldelerinin rejimleri ve yöneticileri de, Yahudi varlığını savunan gerçek bir Demir Kubbe mesabesindedirler. Zira onlar, ümmetlerini ve dinlerini terk etmelerinin ardından bu suçlu Siyonist varlıkla ilişkilerini normalleştirdiler, onu korudular ve ona yardım ettiler! Mısır rejimi ise, sınırlarını açmak ve çaresiz kardeşlerine insani yardımlar yapılmasına izin vermesi için işgalcilerden yeşil ışık bekliyor. Erdoğan ve Türkiye rejimi de, Yahudi varlığı ile en büyük ticaret ortaklarından biri olarak hareket ederek bu katil işgalcinin elini güçlendirdi. Hatta Tunus rejimi, Tunus halkına ve ordusuna Filistin'deki ümmetlerine yardım etme çağrısında bulunanları bile tutukladı. Bu yöneticilere yazıklar olsun! Bu rejimlere yazıklar olsun!
Bu rejimler ve yöneticiler, Batılı efendilerinin çıkarları adına tahtlarını desteklemeniz veya Afganistan, Yemen, Irak ve diğer yerlerdeki Müslüman kardeşlerinize karşı savaşmanız için sizleri kullanırlarken, ümmetiniz kan kaybederken sizleri kışlalarınıza zincirlediler.
Ey Müslüman orduların muhlis evlatları!Artıkümmetinizin yanında ve düşmanlarınızın karşısında durmanızın zamanı gelmiştir! Artık alnınızdaki utanç lekesi olan bu hain rejimlere karşı durmanızın zamanı gelmiştir! Artık Müslümanların ve dininizin savunucuları olarak hak ettiğiniz yeri almanızın zamanı gelmiştir!
Bu asil İslam milletinin kadınları sizleri, ayağa kalkmaya, seferber olmaya, bu korkak yöneticilerin tahtlarını devirmeye, sömürgecinin ülkemizin arasına dayattığı ve bizleri bölen bu sahte sınırları terk etmeye ve Kudüs’e doğru yürümeye, Kudüs’e doğru yürümeye çağırıyor. O halde bu ümmete umutsuzluk ve aşağılanmadan başka bir şey getirmeyen ve sizleri Müslümanların savunucusu olarak gerçek rolünüzü yerine getirmekten alıkoyan bu yöneticileri ortadan kaldırın. Onların baskıcı yönetimlerinin prangalarını kırın ve onların yerine gerçek İslami liderliği ve Allah Subhanehu ve Teala’nın sistemini getirin; bu sistem ise, ümmetinizi ve işgal altındaki Müslümanların topraklarının her bir karışını kurtarmak için sizleri seferber edecek olan Nübüvvet Minhacı üzere Hilafettir!
Ey Müslüman orduların muhlis evlatları! Sizler, Halid İbn Velid (Allah ondan razı olsun), Selahaddin Eyyubi, Muhammed İbn Kasım ve Muhammed Fatih (Allah onlara rahmet etsin) gibi geçmişteki büyük Müslüman liderlerin varislerisiniz. O halde bu ümmet için bir kez daha şanlı zaferler gerçekleştirmek ve onun heybetini geri elde etmek için onların mirasını takip etmek istemez misiniz? Mescid-i Aksa’yı ve Sevgili Peygamberiniz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İsra ve Mirac topraklarını kurtaranlar olarak bu dünyada büyük bir şerefe ve ahirette de büyük bir sevaba nail olmak istemez misiniz? O halde Filistin’i kurtarmak için Haçlılara karşı yapılan savaş sırasında Kudüs’e doğru ilerlemesi halinde gözünü kaybedebileceği konusunda uyarılan Selahaddin Eyyubi gibi bu gerçek Müslüman lider ve kahramanların sözlerinden ilham alın. Nitekim Selahaddin şöyle cevap vermişti: “Vallahi, Kudüs’e kör olarak girmek zorunda kalsam da Kudüs’e doğru ilerleyeceğim.” Yine kendisine, sen Mısır, Suriye ve diğer ülkelerin Sultanı olmana rağmen seni gülerken göremiyoruz diye sorulduğunda şöyle cevap vermişti: “Beytu’l Makdis Haçlıların elindeyken nasıl gülebilirim ki?”
Ey Müslüman orduların muhlis evlatları! Ümmetiniz özlemle, sizlerin Kudüs’e girip onu ve tüm Filistin’i bu habis işgalden kurtarırken “Allahu Ekber” şeklindeki sloganlarınızı işiteceğimiz günü bekliyor. Bizler de, “لا إله إلا الله” bayrağını bir kez daha Medine’nin üzerinde dalgalandıracağınız ve Allah’ın izniyle onu İkinci Raşidi Hilafetin başkenti yapacağınız günü görmeyi özlüyoruz.
Filistin’deki bacılarınız da, sizlerin gururlu bir şekilde döneceğiniz, Mescid-i Aksa’ya girerken “Allahu Ekber” nidasıyla çocuklarını omuzlarınızda taşıyacağınız ve Allah’ın size bahşettiği şanlı zafer için Allah'a secde edeceğiniz günü özlüyorlar.
Bu ümmetin umutları sizin ellerinizde; o halde kardeşlerinizi ve bacılarınızı savunmak ve dünyanın dört bir tarafındaki mazlum Müslümanları kurtarmak için seferber olmak yoluyla yeniden adınıza şeref kazandıracak Hilafeti kurmak amacıyla nusret vermek için şimdi harekete geçerek bizim kahramanlarımız olun. Aman ha geç kalmayın! Zira artık zamanı çoktan gelmiştir!
Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيّاً وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيراً “Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” [Nisa 75]
Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir, gönderilen bütün peygamberlere selam olsun ve hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’adır…