Bugün de Aynı Düne Benziyor!

Müşriklerin Medine-i Münevvere’yi kuşatma altına alıp Medine topraklarının onlara dar gelmesinin, Beni Kureyza Yahudilerinin onlara yürekleri ağızlarına gelinceye kadar ihanet etmelerinin ve Münafıkların da İslam hakkında şüpheye düşürmelerinin doruğunda Rasul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ashabına, Fars ve Rumların fethedileceğini ve onların hazinelerinin Müslümanlar için ganimet olacağını müjdeledi.

Burada Münafıklar, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e ve kendilerine verdiği vaade güvenen Müslümanların saflarını zayıflatmak için içeriden şeytanlar gibi oynamaya başladılar ve şöyle dediler; bizden birimiz tuvalet ihtiyacını dahi gidermeye çıkamazken, Muhammed de tutmuş bize Kisra ve Kayser’in hazinelerini vaat ediyor!!!

Nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in söylediği şeyler doğru çıktı ve böylece kâfirler ve Münafıklar hayal kırıklığına uğrayıp kaybettiler; dolayısıyla müminler Allah’ın emir ve yasaklarına uydukları, günahlarında ısrar etmedikleri ve Rableri Celle ve Âla’dan uzaklaşmadıkları sürece şüphesiz Allah Subhanehu ve Teala her yerde onların yardımcısı olacaktır.

İşte bugün de Gazze’deki kardeşlerimiz Hendek gününden daha zor olan bir durumun acısını çekiyorlar; zira Batı dünyasının hükümetleri, tüm kibir, gurur ve ikiyüzlülükleriyle bir bütün olarak Yahudi varlığının yanında yer aldılar, hikayelerini bu savaşın başlangıcı üzerine inşa ettiler, sahtekârlık yaptılar, yalan söylediler, şarlatanlık yaptılar, gaspçı varlığa güç ve yıkımın nedenlerini sağladılar ve bunları da siyasi olarak örtbas ettiler; çünkü ne Birleşmiş Milletler, ne İnsan Hakları, ne Güvenlik Konseyi, ne de UNICEF müdahale bulundular; aksine hepsi seyirci kaldılar ve on altı yıldır kuşatma altında olan Gazze Şeridi’nde ölen kurbanların sayısını hesap ettiler, bundan daha da kötüsü ise Arap ve Müslümanların başındaki yöneticilerin tam sessizliği ve ölümcül kayıtsızlığı olmuştur; hatta bu yöneticilerden bazıları, varlıkla işbirliği yaptılar, Bab el-Mendeb’in gemilerine kapatılması durumunda varlık için yeni geçişler açtılar ve savaş sebebiyle sanayi, tarım ve benzeri alanlardaki olağan işlerini bırakmak zorunda kaldıklarından dolayı savaşan sürülerini geri çekmeleri nedeniyle kıtlık yaşamalarının ardından onlara malzemeler tedarik ettiler…

Nitekim düşmanları yukarıdan aşağıdan izzetli Gazze’deki kardeşlerimizin üzerine saldırdılar, onların yürekleri ağızlarına geldi, uzak yakın herkes onları yalnız bıraktı, güç ehli onlara destek verme konusunda sessiz kaldı ve onların Allah Celle ve Âla’dan başka hiçbir yardımcıları kalmadı.

Subhanehu ve Teala’ya şöyle buyurmuştur: وَتِلْكَ الأيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِ وَلِيَعْلَمَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُواْ وَيَتَّخِذَ مِنكُمْ شُهَدَاء وَاللهُ لاَ يُحِبُّ الظَّالِمِينَ “O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.” [Al-i İmran 140] Dolayısıyla Allah’ın sünnetleri baki olup O’nun günleri dönüp durmaktadır; işte bugün Gazze’nin evlatları Hendek günlerine geri döndüler; umulur ki Allah bunu, Yahudilerin Müslümanlara yönelik son saldırısı kılar da bundan sonra biz onlarla savaşırız da onlar bizimle savaşamazlar; tıpkı yaratılanların Efendisi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bize şu kavlinde vaat ettiği gibi: لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى تُقَاتِلُوا الْيَهُودَ، حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ وَرَاءَهُ الْيَهُودِيُّ: يَا مُسْلِمُ، هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ “Siz Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Hatta arkasında Yahudi olan taş şöyle der: Ey Müslüman, şu arkamdaki Yahudidir, gel onu öldür.”

Allah’ım, Gazze halkının Sen’den başka yardımcısı kalmadı onlara yardım et, attıklarını isabetli kıl, ayaklarını sabit kıl, kalplerini birleştir, onlara katından yardım gönder ve onları bizim ve onların düşmanlarına karşı muzaffer kıl ey Muntakim ve Cabbar olan Allah’ım.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Reyyan Adil – Irak