Ticaret Mallarında Zekâtın Nisabı Hakkında Lut Ebu Senine
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Soru:
Faziletli Şeyhimiz, Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun.
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Benim sorum, ticaret mallarında zekâtın nisabı ile ilgilidir. Maliye kitabının 198. sayfasında şöyle geçmektedir: "Zekâtın nisabı 200 dirhem gümüş, yani 595 gram gümüş ya da 20 dinar altın, yani 85 gram altındır. Bugün ticaret mallarının hesaplanmasında hangi nisaba göz önüne alacağız? Bilindiği üzere gümüş ile altın fiyatı arasında önemli farklılıklar var. Bir dinar altın, yaklaşık yüz gümüş dirheme eşittir. Eğer biz, beş dinar altını hesaplasak, gümüşün nisap fiyatını geçiyor. Onun için hangi nisabı göz önüne almamız gerekiyor? Allah mükâfatınızı artırsın ve bizi ilminizden faydalandırsın.
Cevap:
Aleykum'us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Birincisi: Altın sahiplerine göre nisap, "85 gram altındır". Gümüş sahiplerine göre ise 200 dirhem gümüştür. Naibe kâğıt paralara göre ise, hangi madene basılmışsa odur. Naibe para altın ise, altın nisabı göz önünde bulundurulur. Naibe para gümüşse, gümüş nisabı göz önünde bulundurulur.
Bugünkü kâğıt paralar gibi değerini kanun gücünden alan, naibe para gibi altın ya da gümüşe dayalı olmayan paralara gelince, benim tercih ettiğim görüşe göre en az olan nisap miktarı ile yani gümüş nisabı ile ölçülür. Kâğıt paranın değeri 200 dirheme yani 595 grama, yani yaklaşık 20 gümüş onsa ulaşırsa -ki bir ons gümüşün 30 dolara eşit olduğunu sanıyorum- yani Müslümanın sahip olduğu para tam olarak hesaba göre yaklaşık 600 dolara ulaştığında, borcu da yoksa zekât ehlinden sayılır. Nisap miktarı üzerinden bir yıl geçtiğinde ve eksilmemişse de zekât vermelidir.
En az nisap miktarını söyledim, çünkü asgari nisap miktarına ulaşırsa, zekât ehlinden olur. En üst nisap miktarına ulaşmak için beklemek caiz değildir. Aksine zekât ehlinden olduğu tarihi kaydetmeli, sonra üzerinden bir yıl geçtikten sonra da şayet nisap miktarında bir eksilme olmamışsa, zekât vermelidir. Benim tercih ettiğim görüş budur. En doğrusunu Allah bilir.
Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta
Facebook sayfasının linki: