Haber-Yorum

Ülkemizdeki Amerikan Büyükelçilikleri, Askeri Üsler ve Casusluk Yuvalarıdır!

Haber:

Lübnan’daki yeni ABD Büyükelçiliği yerleşkesi, başkent Beyrut’un merkezine 13 kilometre uzaklıkta bulunmakta ve 43 dönümlük bir alana oturan özel bir şehir görünümünde olup Amerika’nın başkenti Washington’daki Beyaz Saray’ın bulunduğu alanın iki buçuk katına eşdeğerdir ve sahanın yaklaşık büyüklüğü zihinde tasavvur edildiğinde yerleşkenin alanı 21 futbol sahasının alanından daha büyüktür.

Yerleşke, yüksek cam pencereli çok katlı binaları, dinlenme alanlarını ve yüzme havuzlarını içermekte, etrafı yeşil alanlarla çevrili ve Lübnan’ın başkenti manzaralı olup 2015 yılından bu yana inşaatı için bir milyar ABD Doları tahsis edilmiştir.

Yorum:

Amerikan yönetimi, kasıtlı olarak Arap ülkelerinin metropollerindeki yeni büyükelçiliklerinin boyutunun muazzamlığını gösteriyor; bunu da ümmetin halklarına Müslüman ülkelerdeki nüfuzunun boyutunu ve gücünü göstermek ve Müslüman ülkelerdeki Amerikan varlığını emrivaki olarak kabul etmenin zaruretine dair kasıtlı bir izlenimi yansıtmanın yanı sıra bunun değişmesine yer olmadığına dair kalıcı bir gerçeği yansıtarak bunu sıradan insanlar için kabul edilebilir bir genel görüş haline getirmek için yapıyor.

Amerika Irak’ı işgal ettikten sonra Bağdat’ta da aynı şeyi yapmıştı; zira büyükelçiliğini Yeşil Bölge adını verdiği yüz dönümden fazla bir alana inşa etmiş olup bu alan, New York’taki Birleşmiş Milletler binasının alanından altı kat daha büyük ve Vatikan şehri büyüklüğünde bir ülkenin yüzölçümüne eşit bir alana yayılıyor, yerleşkesi patlamalara karşı dayanıklı 27 bina içerdiği gibi alışverişten eğlenceye ve askeri kışlaya kadar her türlü tesisi barındırıyor ve binden fazla kişiye ev sahipliği yapıyor.

Ülkemizdeki bu devasa Amerikan elçilikleri, aslında tüm askeri ve istihbarat ihtiyaçlarının yanı sıra yaşam ve eğlence ihtiyaçlarını karşılayan kapsamlı altyapılara sahip entegre ve güçlendirilmiş şehirler olduğu gibi bizzat kalıcı askeri üsler ve kötü niyetli casusluk yuvalarıdır.

Beyrut ve Bağdat’ta bu tür şüpheli büyükelçiliklerin varlığı ister istemez Amerika’nın Lübnan ve Irak’taki nüfuzunun derinliğini gösterirken diğer yandan da bu iki ülkenin yöneticilerinin Amerika’ya olan ajanlıklarını ve bağlılıklarını gösteriyor.

Irak’a gelince; her ne kadar Amerika güçlerinin buradan çekildiğini ilan etse de hala Amerikan işgali altında olan bir ülkedir. Lübnan açısından olana gelince;yöneticileri gerçekten Amerika’ya boyun eğmekte olup doğrudan iktidarda olanlar ile Lübnan’daki İran partisi gibi onu arkadan destekleyenler arasında hiçbir fark yoktur; çünkü onların hepsi, bu büyük Amerikan nüfuzunu kabul etmede eşittirler.

Şayet onlar Amerikan politikalarına karşı çıkma noktasında samimi olsalardı, Amerika’nın Beyrut’un göbeğine bu devasa büyükelçiliği yapmasına izin vermezlerdi. Dolayısıyla bu başkentlerde devasa Amerikan büyükelçiliklerinin varlığı, buralarda büyük Amerikan nüfuzunun kesin kanıtıdır.

Bu devasa Amerikan elçilikleri sakın sizleri aldatmasın ey Müslümanlar! Zira buralar, ileride çok kolay bir şekilde Müslümanların özel mülkiyetleri haline dönüşecek, Müslümanların topraklarından tüm Amerikan nüfuzu silinecek ve ondan hiçbir iz kalmayacaktır. İşte o zaman bu ümmet liderliğinin dizginlerine sahip olacak ve hain ajan yöneticilerden ve yozlaşmış ikiyüzlü politikacılardan kurtulacaktır; bu ise Allah’ın izniyle bu diyarda kesinlikle kurulacak olan Raşidi Hilafetin olduğu İslam Devleti kurulduktan sonra olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Hutvânî