Haber-Yorum

İsveç Makamları, Aşırılık Yanlısı Birinin Kur’an-ı Kerim’in Nüshasını Yakmasına İzin Veriyor!

Haber:

İsveç makamları, Irak asıllı aşırılık yanlısı birinin Kurban Bayramı’nın ilk günü, Stockholm Merkez Camii önünde medya organlarının gözü ve kulağı önünde ve İsveç polisinin koruması altında Kur’an-ı Kerim’i yırtıp yakmasına izin verdi.

Yorum:

Bu kâfir ülkede Kur’an-ı Kerim yakılması ilk kez olmuyor, bilakis geçen Ocak ayında da Türkiye Büyükelçiliği önünde yakılmış, bunun öncesinde de bu iğrenç eylemler bu ülkeler için sorunlar oluşturmasına rağmen Fransa ve başka yerlerde hicivli karikatürler yoluyla Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile alay edilmiş ve O, terörist ve kan döken biri olarak nitelendirilmişti. Ama Batı ülkelerindeki Müslümanlar, kutsallarına hakaret edilmesini kabul etmiyorlar; zira Rasmus Paludan Kuran’ı yaktığında tepkileri büyük olmuştu ancak o İslam karşıtı politikasında ısrar ediyor, ona kötülük yapmak isteyenlere ifade özgürlüğü kisvesi altında bunu yapmasına izin veriyor ve onun için koruma sağlıyor. Bu da açık bir şekilde bu ülkelerin İslam’dan başka düşmanlarının olmadığını gösteriyor; zira kendilerine milyarlarca Dolara mal olan ve ülkelerinde büyük ekonomik sorunlara yol açan Rusya-Ukrayna savaşıyla meşgul olmalarına rağmen İslam’a karşı savaşları önceliklerinin başında geliyor.

İslam’a ve Müslümanlara yönelik bu açık savaş, şu sözün doğru olduğuna delalet ediyor; “İslam ve Sultan, birinin ancak diğeriyle ıslah olduğu ikiz kardeş gibidir. Dolayısıyla İslam temel, Sultan (otorite) ise koruyucudur; bu yüzden temeli olmayan şey yıkılır ve koruyucusu olmayan ise helak olur.” Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurarak bunu tüm açıklığıyla ifade etmiştir: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” İnsanlar, Müslümanların, akidelerini, İslamlarını ve ırzlarını savunacak bir İmamı olmadığını bildikleri gibi bugün Müslümanların başındaki yöneticilerin de kuyruklardan başka bir şey olmadıklarını, bilakis İslam’a ilk kötülük yapanların onlar olduğunu ve Kâbe-i Müşerrefe bombalansa bile kıllarını dahi kıpırdatmayacaklarını da biliyorlar. İşte bu yüzden Batılı hükümetler gece gündüz aleni bir şekilde dinimize ve akidemize hakaret ediyorlar; zira cezadan emin olanın ahlakı kötü olur! Nitekim tarih kitaplarında Kanuni Sultan Süleyman’ın bu iğrenç geleneğin Müslüman ülkelere ulaşmaması için Fransız erkek ve kadınların dans etmelerine nasıl mani olduğu ve Fransa Kralı’na içerisinde şu ifadelerin geçtiği bir mektup gönderdiği yazılıdır:

“Sefirimden aldığım habere göre, memleketinizde dans namı altında kadın-erkek birbirine sarılmak suretiyle, herkesin gözü önünde faydasız işler işlenmekte olduğunu işitmişimdir. İş bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali olduğu için mektubumun elinize ulaşmasından itibaren derhal son verilmediği takdirde, bizzat ordumla gelip men ederim.” Kaynaklar, Fransa’nın bu dansı yaklaşık yüz yıl boyunca yasakladığını belirtiyor.

Allah aşkına, şayet Fransızlar Allah’ın Kitabına ve Allah’ın Rasulü’ne hakaret etmiş olsalardı Kanuni Sultan Süleyman’ın tepkisi nasıl olurdu acaba?

Allah’ım bizlere, Müslümanların akidesini ve ırzlarını savunacak ve onların kanlarını koruyacak olan Raşid bir Halife ikram et.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Ebu Hişam