- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Müslümanlar, Abbas’ın Acınası Yardım Çağrılarını Bir Aşağılanma Olmasından Dolayı Reddediyorlar
Haber:
Filistin Yönetimi Başkanı dünyayı “bizi korumaya” çağırıyor ve halkı da acı bir gülümsemeyle karşılık veriyor. CNN’e göre 14 Temmuz’da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Yahudi varlığının ordusu Cenin kampına baskın düzenledikten uzun bir süre sonra geç de olsa Cenin’i ziyaret ettiğinde, insanlar Abbas’ın acizliğini sert bir şekilde eleştirdiler. Nitekim Filistin’de Yahudi varlığının kuruluşunun yıldönümü münasebetiyle 15 Mayıs’ta Birleşmiş Milletler’de yaptığı daha önceki konuşması da Filistinliler tarafından büyük bir alayla karşılanmıştı. “Her gün dayağa maruz kalıyoruz ve her gün haykırıyoruz. Ey dünya bizleri koruyun! Biz insan değil miyiz? Hatta hayvanların bile korunması gerekiyor. O halde bizi koruyun…” Abbas Dünyaya bu şekilde yalvardı, bu da mübarek toprakların halkını öfkelendirdi.
Yorum:
Bazen Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile Yahudi varlığının Filistin’i işgali arasında bir karşılaştırma yapılıyor; zira Batı’nın tepkisi çok çelişkilidir. Belki de Abbas’ın konuşmalarını yazan kişi, başka yardımın kurtuluş getireceğini düşünebilir.Çok az Müslüman, en azından hayvanlarla aynı hakları bize verin gibi bir kılıf altında Batı’yı kendilerini korumaya çağıran bir Arap liderinden teselli bulacak kadar çaresiz olabilir. Liderlerimiz dünya düzeni denilen yalanlar çukurunda boğuldukları için kendilerini sürekli olarak daha da çok aşağılayabilirler ama Filistin Müslümanları uzun zamandan beri saflık zeminine düştüler.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), yabancıların Birleşmiş Milletler aracılığıyla çalışan dünya düzeni kisvesi altında Müslümanların siyasi meselelerinde hakemlik yapma rolüne sahip olması gerektiği fikrinin normalleşmesinde etkili olmuştur. Birleşmiş Milletlerin, Filistinlilerin Yahudi varlığından topraklarını geri almalarına yardımcı olacak bir araç olması gerekiyor.Bu nedenle Araplar, çok sayıda Birleşmiş Milletler kararını ezberleyecek şekilde yetiştirildiler ve Filistin konusunda birbirini izleyen Birleşmiş Milletler toplantılarındaki tartışmaları büyük bir ilgiyle takip ettiler. Batı’ya boyun eğmenin normalleşmesinin bir parçası olarak FKÖ liderliği ve kadroları, kurbanlar olarak Filistinlilerle birlikte sempati kazanmak amacıyla 1980’lerin sonlarında başlayan ayaklanmalar sırasında Filistinliler arasında yaşanan insan hakları ihlallerini ve kayıplarını yayınlamaktan gurur duydular.Filistinlilerden istenen tek şey kurban olmalarıyken liderler ise sağır kulaklarla “halkımıza ne olduğuna bir bakın, bizi kurtarın!” diye haykırdılar.
Bunun ardından Filistin Kurtuluş Örgütü Müslümanların işlerinin uluslararası sisteme bağlı kılınmasını sağladıktan sonra, kendisi için belirlenen hedefe yani Arap ülkelerindeki Yahudi varlığının meşruiyetini tanıdıklarında Yahudi varlığını meşrulaştırma hedefine ulaşmıştır. Nitekim orada Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin yönetimi geldi. Şimdi neredeyse ortada ne bir devlet ne de bir otorite var; aksine Filistin’in işgalini Yahudi varlığı adına ucuz bir bedele idare eden Yahudi varlığının bir ajanı vardır. Müslümanların tek çağrısı, güçlerinin kaynağı olan ordulara haykırmalarıdır. Şayet sözde uluslararası sistem yanıt verecek olsaydı, bu sadece yıkımımızı hafifletmek değil de artırmak olacaktı. Bu arada Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın Ukrayna’nın yardım çağrısına cevap vermesi, gerek kendi sanayilerini zenginleştirmek, gerekse Rusya’yı zayıflatmak ve kontrol altına almak için Ukrayna halkına kanının son damlasına kadar zarar vermek içindir. Bu yüzden Müslümanların böyle bir yardıma imrenmemeleri gerekir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Abdullah Rubin