Haber-Yorum

Özel Güvenlik Şirketleri, İnsanlığa Zerre Kadar Değer Vermeyen Rejimlerin Ellerindeki Kirli İşler İçin Kiralanmış Katillerdir

Haber:

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Wagner Grubu savaşçılarına, Yevgeni Prigojin yerine Rusça’da gri saç anlamına Sedoy olarak bilinen en yüksek ücretli savaşçılardan birinin liderlik etmesini önerdi.

Yorum:

Birincisi: Sovyetler Birliği'nin dağılması, Rusya içinde ve dışında siyasi, ekonomik ve yerel etkilere yol açtı; örneğin bir milyon silah stratejisinin yenilmez olduğunu kanıtlayan çok sayıda Rus askerleri ve güvenlik güçleri terhis edildi. Nitekim bu terhis edilenler, koruma, pilot ve eğitmen olarak hizmet veren uluslararası özel askeri ve güvenlik şirketleriyle ilişki kurdular. Nitekim Rus güvenlik kurumlarının kötüleşmesinin ve iş adamlarına ve sıradan insanlara rüşvet ödemeleri için şantaj yapan organize suç örgütlerinin yaygınlaşmasının gölgesinde, 1992 yılında Özel Koruma Yasası yoluyla çalışmaları yasallaştırılana kadar Rusya’daki özel güvenlik şirketleri artmaya başladı.

Sovyet ordusunun boyutunun küçülmesi sadece personelinin çoğunun terhis edilmesine yol açmadı, aynı zamanda tüm askeri birimlerin terhis edilmesini de kapsadı. Dolayısıyla terhis edilen birimlerden bazıları kendilerini yeniden özel askeri ve güvenlik şirketlerine dönüştürdüler; örneğin Rusya Devlet Güvenlik Servisi’ne (FSB) bağlı özel kuvvetler grubundan oluşan Alpha Group Şirketi gibi. Ayrıca eski Yugoslavya’daki iç savaş sırasında Sırpların yanında savaşmak için gönüllü seyahat organizasyonu denetleyen Rubikon şirketi gibi gönüllülerin savaşlara gönderilmesinin organize edilmesine katkıda bulunan şirketler de vardı.   

İkincisi: New York Times Gazetesi tarafından 2009 yılında yayınlanan bir ABD Kongre araştırmasına göre, ABD Savunma Bakanlığı’nın Afganistan’a gönderdiği kuvvetlerin %65’i özel güvenlik şirketlerine aittir. Ayrıca bu şirketlerin ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı “CIA’in” gücünün %29’unu oluşturduğunu ve bütçesinin %50 ila %60’ını kesintiye uğrattığını da ortaya çıkardı. Yine aynı çalışma kapsamında, Ulusal Güvenlik Ajansı’nın yaklaşık 480 özel güvenlik şirketi istihdam ettiği belirtildi.

Blackwater, güvenlik ve askeri hizmetler sağlama alanında en önemli uluslararası şirketlerden biridir; nitekim Blackwater, özel askeri fabrikaların ve şirketlerin kurulmasına izin veren ABD yasalarına göre 1997 yılında Özel Deniz Kuvvetleri “Deniz Piyadeleri” eski subayı Erik Prince tarafından kurulmuştur. Blackwater, özellikle Irak’taki güvenlik misyonları sırasında çıkan skandallar nedeniyle birkaç kez adını değiştirmiştir.

Fransız Le Monde Gazetesi’nin haberine göre bu şirket, Yakın Doğu ülkelerinde güvenlik ve koruma hizmetleri sağlamak için 45 bin 592 sözleşme imzalamış ve dünya ülkeleri hükümetleriyle imzaladığı sözleşmeler yoluyla yaklaşık 1,8 milyar Dolar olarak tahmin edilen mali kar elde etmiştir. Örneğin 2009 yılında Amerika, Irak’a yaklaşık 28.000 paralı asker göndermek için Blackwater ile bir sözleşme imzalamıştır. 2012 yılında Afganistan’a yaklaşık 15.000 paralı asker göndermek için yine onunla bir sözleşme imzalamıştır. Dolayısıyla Blackwater paralı askerleri tarafından Afganistan’da gerçekleştirilen askeri görevlerin oranı, ülkede gerçekleştirilen toplam askeri operasyonların yaklaşık %62’sine ulaşmıştır.

Üçüncüsü: Aynı şekilde dünyanın en büyük güvenlik şirketlerinden biri olarak kabul edilen, dünya ülkelerinin çoğuna yayılmış olan ve kendisini “güvenlik alanında lider küresel grup” olarak tanımlayan G4S şirketi, yüksek riskli sektörlerin yönetiminde uzmanlaşmıştır. Ana merkezi Londra’da bulunmakta olup dünya çapında 620 binden fazla kişiyi istihdam etmektedir.

New York Times Gazetesi’nin küresel güvenlik şirketleri hakkında hazırladığı bir raporda “en büyük özel ordu” olarak nitelendirdiği şirket, 125 ülkeyi kapsayan operasyonları ve ciroları ile dünyanın en büyük güvenlik şirketi seçilmiş olup 2014’teki yıllık gelirinin altı milyar 848 milyon Sterlin, yani yaklaşık 9,6 milyar Dolar olduğu tahmin edilmektedir.

Bu şirket, dünyada 150’den fazla havalimanının güvenliğinden sorumlu olduğu gibi şirketin üyeleri İngiltere’de polis memurlarının görevini üstleniyorlar ve birçok hapishaneyi koruyorlar. Gelirlerinin yüksek olmasına ve çalışmalarının boyutu yayılmasına rağmen birçok sözleşmeyi hayata geçirememiştir.

Dyncorp da aynı şekildedir... Washington Post’un özel kaynaklarına göre Dyncorp yıllık gelirinin yüzde 96’sından fazlasını ABD federal hükümetinden almaktadır. 1946 yılında kurulan şirket, yaklaşık 17.000 çalışanı ile dünyanın en büyük özel güvenlik şirketlerinden biridir.

Control Risk, Kbr (Kellogg Brown Root) ve Mısır’ın ve Mısırlı yatırımcıların en büyük özel uluslararası ticari bankasının Mısırlı bir anonim şirketi olarak 2006 yılındaki Falcon Group Şirketi de aynı şekildedir; nitekim kurulduğu günden beri entegre güvenlik hizmetleri sunan en büyük şirketlerden biri haline gelene kadar rekor büyüme oranlarını yakalamayı başarmış olup faaliyetleri 28 valiliği kapsamaktadır.

Özel şirketlerin bahsi uzadı… zira saygıdeğer okuyucunun suçlu Batı’nın onlara olan ihtiyacının boyutunu anlaması için onlardan ve rollerinden uzunca bahsettik.

William Oltmann paralı askerleri, “akla gelmeyen ve normal askerlerin yaptıklarından çok daha tehlikeli eylemler gerçekleştiren ve insanlar için geçerli olanın onlar için geçerli olmadığı” kimseler olarak nitelendirdi; çünkü onların duyguları ve vicdanları yoktur, mesleği para için adam öldürmek olanlarda vicdan ne gezer!”

Hatta para için suç işleyen çeteler olmaları itibariyle paralı askerlerle ilgilenmeyi yasaklayan özel Cenevre Sözleşmeleri bile var; ancak bizler Amerika liderliğindeki suçlu Batı’nın, birçok özel askeri ve güvenlik şirketiyle ABD bilgi edinme özgürlüğü yasasına tabi olmayan sözleşmeler imzaladığını görüyoruz; tıpkı 1998’de paralı askerleri getirip onları Bosna’daki Balkanlar bölgesine nakletme görevini üstlenen, burada Bosnalı Müslümanlara karşı soykırım işleyen ve işkence ve köle ticareti skandallarına karışan Amerikan şirketi Danny Corp gibi.

Bu nedenle devletler, savaş suçları ve işkencenin sonuçlarına katlanmaktan kaçmak, adını değiştirebileceği, gerçek verileri yayınlamayacak, tartışmalı yasal polemiklere girmeyecek bir şirket için kimliği belirsiz bir kiralık katille gizli veya açık bir şekilde sözleşme yapmak, iç kamuoyundan korkmak veya onlara ihtiyaçları ne olursa olsun bu ülkenin ek kuvvetlere ihtiyacı olması da dahil olmak üzere çeşitli siyasi kaygılardan dolayı bu suçluları kullanmaya başvurdular. Zira suçlu Batı, insan hayatına ve insanlığa zerre kadar değer vermez; nitekim Irak, Afganistan, Bosna, Çeçenistan, Suriye, Sudan, Libya ve Müslüman ülkelerdeki çatışma alanlarının çoğunda yaşananlar, bu ülkelerin suçluluğunun boyutunu ve işgalcinin hem çıkarlarını hem de kendisini sonuçlarından korumak için formüle ettiği uluslararası hukukun saçmalığını göstermektedir. Örneğin Amerika Uluslararası Ceza Mahkemesi için imza atmadı, Çin, Hindistan ve Rusya da aynı şekilde imza atmadı. Hatta ona imza atan ülkeler bile, bu ülkelerin isteklerine göre lehte veya aleyhte siyasi olarak istihdam edilmektedir.

İnsanlığın, insani değeri koruyan insani bir sisteme ihtiyacı vardır; bu sistem ise sadece insanı yaratan ve Batı’nın orman kanununun aksine insan için elverişli kanunlar koyan alemlerin Rabbinin dini azim İslam ideolojisinde vardır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Hasan Hamdan