- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Mısır Rejiminin Gerekçeleri Onu, İlahi Adalet Divanının Önünde Kurtaramayacaktır!
Haber:
Mısır Basın Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan Cuma günü, “İsrail” savunma ekibinin Uluslararası Adalet Divanı önünde “Refah kapısının Mısır tarafından Gazze Şeridi’ne insani ve yardım malzemesi girişini önlemekten sorumlu olanın” Mısır olduğu şeklinde söylediklerini “iddialar ve yalanlar” olarak nitelendirerek reddetti.
Raşvan yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Başta Başbakan, Savunma Bakanı ve Enerji Bakanı olmak üzere tüm “İsrailli” yetkililer,Gazze’ye yönelik saldırının başlangıcından bu yana aleni olarak yaptıkları açıklamalarda, özellikle yakıt olmak üzere Gazze Şeridi’ne yardımların girmesine izin vermeyeceklerini, çünkü bunun devletlerinin Gazze’ye yönelik yürüttükleri savaşın bir parçası olduğunu onlarca kez vurguladılar.”
Ayrıca “İsrail’in”, “Bu engelleme ve kuşatmayı uluslararası hukuka göre savaş suçu ve soykırım olarak kabul etmediği tüm bu açıklamaların ardından kendisini belgelenmiş delillerle suçlanarak Uluslararası Adalet Divanı huzurunda bulunca, mahkeme tarafından verilecek olası mahkumiyetten kaçmak amacıyla Mısır’a yönelik suçlamalarda bulunmaya başvurduğu” eklemesinde bulundu.
Şunu da vurguladı: “Mısır’ın egemenliği, Refah kapısının sadece Mısır tarafını kapsıyorken Gazze’nin diğer tarafı ise fiili işgal otoritesine bağlıdır; dolayısıyla Mısır tarafından gelen yardımların Gazze Şeridi’ni “İsrail” topraklarına bağlayan Kerem Şalom sınır kapısına giriş mekanizmasında bizzat ortaya çıkan şey budur; zira yardımların Gazze Şeridi’ne girmesine izin verilmeden önce “İsrail” ordusu tarafından denetleniyor.” (CNN Arabic)
Yorum:
Sömürgeci Batı tarafından kutsanan ve onun kültürleri, sadece kendi çıkarlarına hizmet eden uluslararası kanunlara boyun eğen ve insanların Rabbinin hükümlerini reddeden sırtlanlaşanlar tarafından tasdik edilen bölgesel vatancılığa Allah lanet etsin.
Aha işte Yahudi varlığı, (yaptıklarını) yeryüzündeki “Adalet” Divanı önünde reddetmeye çalışıyor! Peki İlahi Adalet Divanı önünde durduğunuzda ne yapacaksınız?!
İslam Devleti’nin Anayasası olan Medine Vesikası’nda şöyle geçmektedir: “Bu yazı Peygamber Muhammed tarafından Kureyşli ve Medineli müminler, Müslümanlar, bunlara tabi olanlara sonradan iltihak edenler ve onlarla beraber cihat edenler içindir. İşte bunlar, diğer insanlar dışında tek bir ümmettir. Allah’ın zimmeti (himaye ve teminatı) tektir; (müminlerin en ehemmiyetsizlerinden birinin tanıdığı himâye) onların hepsi için hüküm ifade eder. Zîra müminler, diğer insanlardan ayrı olarak birbirlerinin mevlası (kardeşi) durumundadırlar. Hiçbir mümin Allah yolunda girişilen bir savaşta, diğer müminleri hâriç tutarak, bir sulh anlaşması akdedemez.”
Ey Ziya Raşvan, söylemiş olduğunuz her şey diplomatik olarak kabul edilebilecek resmi bir yanıt anlamına gelmese de bu sözlerin, bir Müslümanın dökülen her bir damla kanının, aç kalan ve tedavi olamadığından dolayı acı çeken her bir bebeğin ve çocuğun çığlığının sorulup hesaba çekildiği vakit olan alemlerin Rabbinin huzurunda ne sana ne de Mısır’daki yöneticilere ve yardakçılarına hiçbir faydası olmayacaktır; Mısır rejimi ile tüm bunların arasından duran tek engel, kasıtlı ihanet ve ekonomik durumun yol açtığı itaattir; bu yüzden Mısır rejiminde sorumlu olanlar, Yahudi varlığı ile sözde barışın bozulmasından korktuklarından dolayı onun için bir çivi olmayı kabul etmiştir.
Özrün kabahatinden büyük ey Ziya Raşvan… Kadınlar için en kolay şey, sözlerine bağlı kalmamalarıdır; onlara mazeret için tek bir söz yeterlidir: “Kocam bana bunu yasakladı!”
Bu durumdan sen, kimin koca, kimin kocasına itaat eden kadın olduğunu çıkarabilirsin!
Siz ve savunduğunuz kişiler bu role razı olsa da peki Mısır ordusu buna razı olacak mıdır?! Üst düzey liderlikten yararlanıp ihanete ortak olanları elbette hariç tutuyorum. Mısır ordusu içindeki muhlislere gelince; onların çoğunun, sürgünle, hapisle ve ihraçla önlenemeyecek bir galeyanın başlangıcı olmak için mırıldanıp durdukları, uzak yakın herkesin kulaklarına ulaşmaya başlamıştır…
Onlardan işittiğimiz bu mırıltılara mukabil Mısır ordusu içindeki muhlislerin, ordulara haykıran ümmetin çığlığını işitmeleri gerekir: “Tahtları devirin orduları harekete geçirin!”
Ey İslam ümmeti ve ey ümmet içindeki güç ehli: Tahtları devirin, orduları harekete geçirin, Allah’ın dinini kamet edip onunla hükmederek Allah’ın dinine yardım edin!
Ey insanlar için en hayırlı ümmet olan Muhammed’in ümmeti: Helak olmuş Yahudi varlığının mübarek topraklarda kalmasını sağlayanlar, sizleri zincirlere vuran ve sizlerin Beytu’l Makdis’i kurtarmanızı engelleyen yöneticilerdir; o halde sizler ne yapıyorsunuz?!
Hizb-ut Tahrir olarak bizler, bu Ruvaybida yöneticilere meydan okumak, hak sözü haykırmak ve sadece işgal altındaki toprakları kurtarmak için değil aksine İslam’ı tüm dünyaya yaymak amacıyla başta cihat farzını canlandırmak olmak üzere Allah’ın şeriatını eksiksiz tam olarak tatbik etmeye davet etmek için ümmete liderlik etme yükünü taşıyanlardan olmaya karar verdik.
Allah’ım bize olan, istihlaf, iktidar ve güven vaadini gerçekleştir, bizim için bizlere yardım edecek güç ehlini hazırla ve bizlere, Beytu’l Makdis’i kurtarma ve onu gâsıp Yahudilerin pisliklerinden temizleme imkanı ver.
وَأُخْرَى تُحِبُّونَهَا نَصْرٌ مِّنَ اللهِ وَفَتْحٌ قَرِيبٌ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ“Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah'tan yardım ve yakın bir fetih. Müminleri (bunlarla) müjdele.” [Saff-13]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Cemal Ali