- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Kanlar, Ağlatmamalı Aksine Canlandırmalıdır!
Haber:
UNICEF:Savaş, Sudan’daki 24 milyon çocuğun yaşadığı “bir nesil için felakettir.”Sudan’daki Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) başkanı, iktidar için çatışan iki general arasındaki savaş devam ederse ülkenin, ilk kurbanlarının 24 milyon Sudanlı çocuğun olacağı bir “kuşak felaketine” tanık olacağını vurguladı.
UNRWA: Gazze'de tam bir nesil çocuk travma yaşamakta olup binlercesi öldürüldü, sakatlandı ve yetim kaldı. Aynı şekilde UNICEF, Gazze’deki çocukların geleceğinin tehlikede olduğunu ve devam eden bombalamalar nedeniyle çocukların yarısının psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu açıkladı.
Yorum:
Gazze ve Sudan’da hayallerin ötesinde trajik bir durum söz konusudur; zira cinayet ve kutsallara saygısızlık egemen durumdadır. Nitekim aylardır, uluslararası toplumun, bu insan hakları örgütlerinin, dahası tüm dünyanın gözü ve kulağı önünde yaşanan bu felaket ve insanlık dışı durumun daha da kötüleşmesine rağmen bizler, bu uluslararası kuruluşların süslü ifadeler ve etkili nitelemelerle dolu raporlar ve metinler yazmasına, ardından medya organlarının bize bunların hala var olduğunu haber veren açıklamalar yapmalarına alışmış durumdayız! Oysa bunların, her ne kadar sahiplerine hak vermenin küçük bir kısmını oluştursa da pratik olarak hiçbir hedefi olmayan saçma açıklamaların dışında herhangi bir değeri yoktur. Bununla birlikte özellikle ikiyüzlü uluslararası toplumun üvey evladı olan bu kuruluşlardan kaybetmiş olduğu bir şeyi vermesini beklememeliyiz.
Alışık olduğumuz ve Müslüman ülkelerde olup bitenleri ele alma şeklinin bir sonucu olarak her seferinde kusurları ortaya çıkan bu uluslararası toplum, sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmektedir; zira bu durum politikalarına muhalif olan kamuoyunu ateşlemesine rağmen savaş gemilerini ve uçak gemilerini suçlu katili desteklemek ve işlediği sistematik suçlara uluslararası meşruiyet kazandırmak için kullanıyor. Bu, Gazze’de olandır. Sudan’da olana gelince; ajanları arasındaki rolleri belirleyip koordine ettikten sonra uzaktan gözlemci rolü oynuyor; dolayısıyla ülke üzerinde tam kontrolü sağlamak uğrunda belirlenen oyunun gidişatını etkileyecek herhangi bir görüntünün, sahnenin veya herhangi bir haberin yayınlanmasını yasaklıyor.
Ancak Müslümanlar olarak bizim alışmamamız gereken şey, zulmün tüm şekil ve türlerini gördüğümüz ve tüm yaralarda baskı ve acıyı hissettiğimiz halde içimizdeki katil ve avenelerinin hareket etmediklerini görmektir; zira bugün bizim başımıza gelen ve hissetmiş olduğumuz şey, katledilen kişinin hareketidir ki o, hem kendi kanının hem de ruhlarını teslim etmesi için çocuklarının kanlarının akıtılmasını beklemektedir.
Her gün, hatta her dakika tekrarlanan acılar ve özellikle Gazze ve Şam olmak üzere Müslüman ülkelerin çeşitli bölgelerinde yaşanan dehşet verici sahneler, yalan ve iftirayla insan hakları iddiasında bulunan tüm yalan ve sahte maskeleri düşürüp ifşa etmek için yeterli olduğu gibi bu ajan rejimlerin Müslümanların düşmanlarıyla iş birliği yaptıklarını da ifşa etmiştir. Ayrıca Gazze, gizli olanları ifşa edip kusurları açığa çıkardığı gibi aynı zamanda ordu komutanlığımızdaki Mutasım’ın yiğitliğinin harekete geçmesini sağlamalıdır ki böylece Gazzeli çocuklara ve Sudanlı tecavüze uğrayan kadınlara destek olmak için filolarını ve tanklarını harekete geçirsinler ve uçaklarını uçursunlar; zira pak kanlar, kışlalarında zincire vurulmuş askerlerimizin esaretinin son bulmasını sağlaması gerektiği gibi çocuklarımızın vücut parçaları da ümmetin pusulasını izzet ve iktidara doğru yönelmesini sağlaması gerekir.
Bugün slogan atma zamanı değildir; aksine Gazze’yi desteklemek, Sudan’ı kurtarmak, Şam’ı korumak ve Irak’a, Libya’ya, Yemen’e ve tüm Müslüman ülkelere yardım etmek için orduları seferber etme zamanıdır. Zira tek kurtuluş ve çözüm, tahtların yıkılmasında ve orduların harekete geçmesinde yatmaktadır. Allahu Teala Aziz Kitabı’nda şöyle buyurmuştur: إِنَّ اللّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنْفُسِهِمْ “Şüphesiz ki bir kavim, kendini nefsini değiştirmedikçe; Allah da onları değiştirmez.” [Rad 11]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Rana Mustafa