Haber-Yorum

Ey Suriye’deki Samimi Mücahitler: كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللهِ “Nice az sayıda bir topluluk Allah'ın izniyle çok sayıdaki topluluğa galip gelmiştir” [Bakara-249]

Haber:

Suriye’deki yeni yönetim, Baas rejimini deviren silahlı gruplarla "kendilerini feshetme ve Savunma Bakanlığı çatısı altında birleşme" konusunda anlaşmaya vardı.

Suriye Haber Ajansına (SANA) göre, rejimi deviren silahlı grupların komutanları, Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed Şara ile bir araya geldi.

Toplantıda yeni yönetim, "kendilerini feshetme ve Savunma Bakanlığı çatısı altında birleşme" konusunda silahlı gruplarla anlaştı. (Hürriyet.com, 24/12/2024)

Yorum:

Yaklaşık on üç yıl süren bir devrimin ardından Allah Tebareke ve Teala, özellikle Allah’ın vaadine güvenen mücahitlerin sayesinde Suriye ordusunun unsurlarının çekilmesi ve liderlerinin kaçmasının ardından devrimcilerin zalim, yozlaşmış ve despot rejimin devrilmesini lütfetti. Zira elde edilen zaferin nedeni, Suriye Müslümanlarının ve samimi mücahitlerinin ağızlarından dökülen Allah ve Rasulü’nün razı olduğu şu sözlerdi: “O (Devrim) Allah İçin, O Allah İçin” “İslami, İslami, Devrimimiz İslami” ve “Halk İslami Hilafeti İstiyor.” Bu da gösteriyor ki Allah’ın yardımı ve zaferi Allah’ın dinine yardım etmekten geçmektedir. Elbette burada önemli olan Allah’ın dinine olan yardımın bir bütün olarak gerçekleşip yarıda bırakılmaması veya eksik olmamasıdır. Kısacası önemli olan söylem ile eylemin örtüşmesi ve aynı zamanda eylemin tüm yönleriyle pratikte eksiksiz uygulanmasıdır.

Bu bağlamda samimi mücahit gruplara soruyoruz;

13 yıllık fedakarlıklarınızın ve Allah’ın emrini yerine getirme yönündeki arzunuzun ve Allah’ın size lütfettiği yardımın ardından, Allah’ın emrini tamamlamadan silahları Esad rejiminin devam niteliğindeki yeni hükümetin kurmuş olduğu orduya teslim etmenizden Allah razı olur mu?

Amerikan ajanı Erdoğan’ın kontrolünde kurulan yeni hükümetin ordusuna entegre olmak; ölerek, kan dökerek, aç kalarak ve cezaevlerinde çürüyerek göstermiş olduğunuz fedakarlıklarını heba etmek olmaz mı?

Yeni hükümetin lideri Ahmed Şara’nın Esad rejiminin kalıntılarından oluşan askerleri affettiğini, ancak devrimin hedefini gerçekleşmesi için haykıran muhlis Müslümanları cezaevlerine attığını gördünüz; peki devrimi hedefinden saptıran, Amerikan ajanı Erdoğan’a övgüler yağdıran, Yahudi varlığının Suriye’ye saldırmasına sessiz kalan, devrimin baş düşmanı Batılı ülkelerden yardım dilenen Ahmed Şara’nın kurmuş olduğu orduya silahları teslim etmek devrime bir ihanet değil midir?

Devrime ihanet eden, Batı’nın tüm direktiflerini eksiksiz yerine getiren, Esad rejiminin kalıntılarını etrafında toplayan ve Allah’ın şeriatının tatbik edilmesine yönelik tek bir kelam dahi etmeyen, hatta sanki Allah’ın hükmüne meydan okurcasına demokrasi ve sivil devlet sloganı atan Ahmed Şara’nın kurduğu yeni orduya silahları teslim etmek, kuzuyu kurda teslim etmek değil midir?

Diktatör Esad rejiminin kalıntılarından oluşan bir ordunun veya hükümetin, Allah’ın dininin hakim olmasını isteyenlere Esad’ın uyguladığı aynı vahşeti uygulayabileceğini düşünmeden silahları teslim etmek siyasi saflık değil midir?

Allah için olan devrimi, demokrasi ve sivil devlete dönüştüren yeni hükümetin ordusuna silahları teslim etmek Allah’ın size olan yardım lütfuna sırt dönmek değil midir?

Ama tüm bunlara rağmen bizler, devrimci mücahitlerin içinde Allah’ın şeriatının tatbik edilmesini isteyen, devrimin Hilafet ile taçlanması arzulayan ve Şam ülkesinin Hilafet Devleti’nin merkezi olması isteyen samimi mücahitlerin olduğunu biliyoruz. İşte o samimi mücahitlere diyoruz ki; sakın devrimi, Allah’ın razı olacağı şekilde tamamlamadan silahlarınızı teslim etmeyin. Aman ha sayımız az kaldı diye ümitsizliğe kapılmayın ve Suriye’deki Müslüman halkı arkanıza alarak devrimi tamamlamak için hemen harekete geçin. İşte o zaman göreceksiniz ki Allah’ın yardımı hiç ummadığınız yerden gelecek ve samimi eyleminizden dolayı Allah sizleri muzaffer kılacaktır. Bu yüzden çok geç olmadan harekete geçin ve Allahu Teala şu kavli rehberiniz olsun: قالَ الَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُمْ مُلاقُوا اللهِ كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللهِ وَاللهُ مَعَ الصَّابِرِينَ“Allah'ın huzuruna varacaklarına inananlar: Nice az sayıda bir topluluk Allah'ın izniyle çok sayıdaki topluluğa galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir, dediler.” [Bakara 249]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan