“Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.” [Muhammed 4]
- Kategori Filistin
- İlk yorumlayan ol!
- |
2024 yılı 17 Ekim Perşembe günü, Yahudi varlığı ve Amerika, savaş meydanından kaçmaksızın düşmana karşı koyup hayatını kaybeden Yahya es-Sinvar’ın şehit olmasına sevindi. Umarız şehittir, biz hiç kimseyi Allah’a karşı temize çıkaramayız.
Yahya Sinvar’ın şehadeti, gözle görülen ve gözden kaçan gerçekleri ortaya koymuştur. Amerika’daki siyasetçiler, Sinvar’ın ölümüne Yahudiler kadar sevindiler. Bu durum, Amerika’nın Gazze’ye, mücahitlere ve tüm Filistinlilere hatta bütün Müslümanlara karşı büyük bir kin beslediğini göstermiştir. Sinvar’ın ölümü Müslümanları kızdırırken, kâfirleri sevindirdi.
Aksa Tufanı Operasyonu, ülkemizdeki küfrün başı Amerika’nın (Yahudi varlığının) üssüne ölümcül bir darbe vurmuştur. Ardından Amerika, kumda kaybolan su gibi yerle bir olan imajını yeniden kazandırmak için suçlu Yahudi varlığı eliyle üzerimize bomba yağdırdı. ABD ve Yahudiler, devasa ölüm makineleri karşısında sayıca ve teçhizatça az bir avuç mücahidi öldürerek büyük bir güç gösterisinde bulunmak istediler. Bu nasıl bir devlettir ki, bir adamın öldürülmesini büyük bir başarı ve zafer olarak addedebilir? Sahada gerçek bir savaşta hiçbir değer ve itibarı olmayan ülkeler ancak böyle yapar. Bu nasıl bir devlettir ki, aç bırakmayı, çocukları, kadınları ve yaşlıları yakmayı bir zafer olarak görebilir?
Kadınların ve çocukların çadırlarda yakılarak şehit edilmesi, Sinvar’ın savaş meydanında şehit düşmesi, saraylarında lüks ama zillet, itaat ve ihanet içinde bir hayat süren, zillet ve ihanetleri içinde diri diri gömülen Müslümanların yöneticilerin yüzüne adeta toprak serpmiştir. Amerika ve Yahudiler bu yöneticilerin burunlarını pisliğe, hayır, çamura sürtüyorlar ama farkında değiller.
Amerika ve onun savaş makinesi, kasıla kasıla öldürmekle, yakıp yıkmakla, yok etmekle ve aç bırakmakla böbürleniyor. Yöneticilerimizin duyguları ise tamamen körelmiş durumda. Akıl çağına ulaşmış en küçüklerimiz bile zulmü hisseder ve buna üzülür, ama aralarında en akıllı sayılan yöneticiler bile bu zulmü görmezden gelmektedir. Onlara yazıklar olsun, yaptıklarına lanet olsun!
Yahya Sinvar ve ondan önce düşmanlara karşı kararlılık, direniş, fedakârlık ve onur abidesi ve örneği sergileyen Gazzeli mücahitlerden hayatını kaybedenlerin şehadeti, İslam ümmetinin askerlerini derinden sarsan ateşli bir mesajdır. Az miktarda silaha sahip bu insanlar, şehit olana kadar cephede kalmayı yeğlemişlerdir. Sizler ise çoğunuz savaş deneyimi yaşamamış olmanıza rağmen savaşçı insanlar olarak anılıyorsunuz. Savaşta olması gereken sizlersiniz. Mücahitler savaşı ateşlemiş olabilir, ancak bu onları sizin temsilcileriniz veya vekilleriniz yapmaz. Onlar, sizi ayırıcı savaşa sürüklemek için sizi uyaran birer alarm mesabesindedirler.
Cennetteki makamlarınızın onların makamlarından daha üstün olmasını mı arzuluyorsunuz? Halbuki onlar size geldiler siz ise onlardan yüz çevirdiniz, onlar savaştılar, siz ise yardım etmediniz, onlar harekete geçtiler siz ise harekete geçmediniz. Hatta düşman sizleri aşıp geçti, siz ise onu engellemek için hiçbir şey yapmadınız. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra toprağını işgal etti, yine de seferber olmadınız. Oysa siz özgürlük savaşçılarısınız. Halkınız Gazze’de, Filistin’de ve Lübnan’da öldürüldü, yine de değişmediniz, Allah yolunda cihat etmediniz.
Düşmana darbe vuran bir avuç mücahidi kıskanıp harekete geçmenizin zamanı gelmedi mi? Kurtuluşun öncüsü, değişimin başlangıcı, tahtları parçalayan, sınırları çiğneyen bir hilal olmanın, parçalanmış ümmeti birleştirmenin, İslam ve cihat bayrağını dalgalandırmanın vakti gelmedi mi?
Düşmanın ölümden çok canımızı acıttığı kabadayılığına son vermenin ve yüreklerimize su serpmenin zamanı gelmedi mi? Ey İslam ordusu! Daha vakit gelmedi mi, daha vakit gelmedi mi?
Ey Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmeti! Ey insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet! Allah’a güvenimiz sonsuz, çünkü O bizim Mevla’mızdır, kâfirlerin ise bir Mevla’sı yoktur. Vallahi Allah arandan şehitler seçecek ve sen kahramanlar doğurmaya ve üretmeye devam edeceksin. Bu yüzden ey ümmet ve orduları! Allah’ın şu çağrısıyla size sesleniyoruz:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ * وَالَّذِينَ كَفَرُوا فَتَعْسًا لَهُمْ وَأَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ * ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَرِهُوا مَا أَنْزَلَ اللهُ فَأَحْبَطَ أَعْمَالَهُمْ * أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ دَمَّرَ اللهُ عَلَيْهِمْ وَلِلْكَافِرِينَ أَمْثَالُهَا * ذَلِكَ بِأَنَّ اللهَ مَوْلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَأَنَّ الْكَافِرِينَ لَا مَوْلَى لَهُمْ“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. İnkâr edenlere gelince, yıkım onlara! Allah, onların işlerini boşa çıkarmıştır. Bu, Allah’ın indirdiğini beğenmemeleri, bu sebeple de Allah’ın onların amellerini boşa çıkarmasındandır. Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? Allah, onları yerle bir etmiştir. İnkâr edenlere de bu akıbetin benzerleri vardır. Bu, Allah’ın inananların yardımcısı olması, inkâr edenlerin ise, hiçbir yardımcısı bulunmamasından dolayıdır.” [Muhammed 7-11]