Vahşet Fransa’nın Ta Kendisidir ve Tarihi Kapkara Bir Geçmişe Sahiptir Ey Macron!
- Kategori Merkezî Medya Ofisi
- İlk yorumlayan ol!
- |
29 Ekim 2024 Salı günü Fas parlamentosunda konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, topraklarını ve haklarını savunan Filistinli mücahitleri “barbarlık” olarak nitelendirip suçlu Yahudi varlığının kendini savunma hakkı olduğunu iddia ederek edepsizlikte sınır tanımamıştır.
Fas Kralı ise, konuğunun bu küstah açıklamaları karşısında sessiz kaldı; eğer Arapların onurundan ve Müslümanların haysiyetinden bir nebze nasibini almış olsaydı, en azından bu küstah açıklamalarından geri adım atana kadar onu alıkoyar ve özür dilemesini sağlardı. Dahası bu alçakça duruşu bir yana onurlu göstericilere saldırması için güvenlik güçlerine emir vermiştir!
Fas Parlamentosu üyeleri, daha sonra Macron’un açıklamalarını protesto edip kınamış olsalar da, bu açıklamaları duyar duymaz ona direkt tepki göstermeleri, kirli sözlerine devam etmesini engellemeleri veya meclisi terk ederek onu tek başına bırakmaları gerekirdi.
Küstahça yapılan bu açıklamalara karşı sessiz kalmayan Fas halkının bu onurlu duruşunu takdirle karşılıyoruz. Çeşitli yollarla bu açıklamalara karşı olduklarını dile getirdiler; dahası, pek çoğu, Fas rejiminin tepkisizliğinden duydukları rahatsızlığı dile getirmek için sokaklara çıkarak protesto ettiler.
Macron’a gelince, ülkesinin kara ve barbar tarihini hatırlatacak bir duruş sergilemeliyiz. Dünya kamuoyunun dikkatini Fransa’nın tarih boyunca işlediği vahşi suçlara çekerek herkese asıl barbarın kim olduğunu göstermeliyiz.
1- Fransa, Orta Çağ’da Müslüman ülkelere karşı düzenlenen Haçlı Seferleri’nde büyük bir rol oynamış, Müslümanlara ve insanlığa karşı en korkunç suçları işlemiştir. O halde, asıl barbar kimdir?
2- Fransa’nın 1798-1801 yılları arasında Mısır’ı işgali sırasında Fransızlar Mısır halkına karşı en korkunç suçları işlemiştir; İskenderiye şehrini halkının başına yıkmışlardır, Mısırlıların ikinci isyanında Kleber Kahire’nin mahallelerini toplarla yok etmişler, büyük sayıda direnişçiyi öldürmüşler, şehir halkına gıda sağlamayı engellemişler ve esirlerin geceleyin Nil Nehri’ne atılması emrini vermişlerdir. Dahası kadınlara tecavüz etmişlerdir. Fransa’nın Mısırlılardan öldürdüğü kişi sayısı elli bini aşmıştır. Peki, asıl barbar kimdir?
3- Fransa’nın 1830-1962 yılları arasındaki Cezayir işgali sırasında Cezayir halkına karşı işlediği suçlar saymakla bitmez; örneğin, 1852’de El-Ağvat şehrini ateşe vererek, bir gecede 4500 kişilik nüfusun üçte ikisinden fazlasını yok etmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Cezayirliler isyan edince Fransa 45.000’den fazla kişiyi katletmiş ve 44 köyü bombalamıştır. 1955 yılında Fransızlar, 1500 Cezayirliyi bir şehirdeki stadyumda topladılar, ardından onları öldürüp toplu mezarlara gömdüler. 1957’de ise direniş sembollerinin bedenlerini kaynar yağda canlı canlı eriterek katlettiler. Bunun yanı sıra camileri yıkıp Kur’an-ı Kerim’leri yaktılar ve namaz kılanları öldürdüler. O halde, asıl barbar kimdir?
4- 1899’da Mali’de bir şehirde Fransız komutan, bütün anneleri ve bebekleri toplayarak mızraklarla öldürülmelerini emretti. Ardından Fransız ordusu para, hayvan ve atları yağmaladı. Öyleyse, asıl barbar kimdir?
5- Genel olarak Müslümanlar, özel olarak Fas halkı, 1907 yılında Fransa’nın, kendisine karşı yapılan ayaklanmaya karşılık olarak Darbeyyazıt’ı tamamen yerle bir ettiği ve Darbeyyazıt Katliamı olarak bilinen bu olayı unutmamış ve unutmayacaklardır. Peki, asıl barbar kimdir?
6- Fransız güçleri, Kasım 1917’de Çad’da korkunç bir suç gerçekleştirmişlerdir. Ülkenin işlerini yönetmek ve ortak bir anlayış varmak için âlimler ve entelektüelleri bir toplantı yapmaya çağırmışlardır. Fransız güçleri, yapılan çağrıya icabet ederek toplantıya katılan ülkenin âlim ve ileri gelenlerine ihanet ederek toplantıya pala ve satırlarla saldırmışlar ve yaklaşık 400 seçkin Çad âlimini katletmişlerdir. Peki, asıl barbar kimdir?
7- Fransa’nın 1920-1946 yılları arasındaki Suriye işgali sırasında işlediği suçlar ise saymakla bitmez; evlerini insanların başlarına yıkmışlar, direnişçilerin başlarını keserek idam etmişler, kadınlara tecavüz etmişler ve köylerdeki, şehirlerdeki halkı göç etmeye zorlamışlardır. O halde, asıl barbar kimdir?
8- 1947 yılında Fransız güçleri, Madagaskar’da masumlara karşı bir katliam gerçekleştirmişlerdir. Peki, asıl barbar kimdir?
9- Burundi, Bosna-Hersek’teki suçlarını ve Güney Amerika’daki Guyana’yı muhalifler için bir sürgün ve işkence merkezi hâline getirmelerini de unutmayalım; saymakla bitmeyen daha pek çok korkunç suç işlemişlerdir. O halde, asıl barbar kimdir?
10- Dünyada başkentinde “İnsan Müzesi” adı verilen bir müzede, başları kesilmiş Müslüman direnişçilerin on sekiz bin kafatasını sergileyen tek ülke Fransa’dır. Peki, asıl barbar kimdir?
İşte gerçek, çirkin yüzünüz ve kapkara tarihiniz budur ey Macron! Uygarlığınızı masumların cesetleri, yaşlıların, çocukların ve kadınların kafatasları üzerine inşa ettiniz; halkların servetlerini yağmaladınız ve hâlâ onların kaynaklarından besleniyorsunuz. Sonra gelip İslam topraklarında kendi vatanlarını savunanları barbarlıkla suçluyorsunuz. Vallahi bu, en büyük iftiralardan biridir!
En büyük mesele şu ki, Rum kralı Nikifor’a ‘Rum köpeği’ diye hitap eden Harun Reşit gibi sana da ‘Fransa köpeği’ diye hitap edecek bir Müslüman ülke yöneticisi görmedin. O dönemde Nikifor, bu hitaba tek kelimeyle bile karşılık verememiş, aksine İslam Devleti’ne cizye ödemek zorunda kalmıştır. Sana müjde olsun ki, sana da böyle bir mektup yazacak bir halife yakında gelecek ve o gün geldiğinde Fransa, Müslümanlara ve insanlığa karşı işlediği suçların bedelini ödeyecektir. Allah’ın izniyle alçalmış bir şekilde tekrar cizye ödemek zorunda kalacaksınız. Belki de o halife müzenizde sergilenmek üzere senin ve Netanyahu’nun kafatasını müzenizdeki Müslüman kafataslarının yanına koyacaktır.