İran ve Suudi Arabistan: Sahte Düşmanlıktan Gerçek Dostluğa!
- Kategori Haber ve Yorum
- |
Haber-Yorum
İran ve Suudi Arabistan: Sahte Düşmanlıktan Gerçek Dostluğa!
Haber:
Suudi Arabistan, 2016 yılından beri tamamen ilişkilerin kesildiği fakat 2023 yılında yumuşamaya başlayan İran ile ilk defa Umman Denizi'nde ortak askeri tatbikat gerçekleştirdi.
1979'da yaşanan İran İslam Devrimi'nden beri rakip olan Suudi Arabistan ve İran, Orta Doğu'da tarihi bir anı gerçekleştirerek beraber Kızıldeniz'de ortak bir tatbikat düzenledi. Uzun zamandır düşmancıl tavırlara sahip olan fakat son yıllarda Çin arabulucuğu ile yaklaşan iki ülke, beraber Umman Denizi'nde deniz kuvvetleriyle birlikte tatbikatı tamamladı.
2016 yılında Suudi Arabistan'ın ülkede önde gelen bir Şii din adamını idam etmesi ve özellikle Suriye'de karşı tarafları desteklemesinin ardından iki ülke, özellikle mezhep farklılıkları ve dini tutumları nedeniyle sık sık karşı karşıya geliyordu. Bu hamleye yönelik İran'da Suudi Arabistan'ın büyükelçiliği de ateşe verilmişti. (Sputnik Türkiye, 25/10/2024)
Yorum:
Aksa Tufanı operasyonunun başladığı 7 Ekim 2023’ten bu yana Yahudi varlığının gerçekleştirdiği katliam, yıkım, yerinde etme, aç ve susuz bırakma gibi tüm vahşetine ve son zamanlarda da Lübnan’da gerçekleştirdiği vahşete karşı kıllarını dahi kıpırdatmayan iki ülkenin gerçekleştiği bu askeri tatbikat; başta gururlu Gazze ve Lübnan halkı olmak üzere tüm dünya Müslümanlarıyla dalga geçmektir. Zira bu askeri tatbikat, Gazze ve Lübnan’da oluk oluk akan kanlar, annelerin ve yaşlıların feryatları ve çocukların vücut parçaları bizim umurumuzda değil anlamına gelmektedir.
Ayrıca bu iki ülkenin yapmış olduğu askeri tatbikat, bizim ulusal ve şahsi çıkarlarımız İslam ümmetinin akan kanlarından daha önemlidir demektir. İran ve Suudi Arabistan’ın yapmış olduğu askeri tatbikat; ey Yahudi varlığı katliamlarınıza devam edebilirsiniz; bizler efendimiz Amerika’nın direktifi üzerine bir dostluk sergiliyoruz ve sana asla zarar vermeyeceğiz demektir.
Bu iki ülkenin yapmış olduğu askeri tatbikat, bizim güçlü ordularımız ve askeri teçhizatımız var şeklinde kendi halklarına yönelik bir kandırma ve aldatma operasyonudur. Bu iki ülkenin yapmış olduğu askeri tatbikat, ey efendimiz Amerika, biz güçlerimizi birleştirdik, bize vereceğin herhangi bir göreve hazırız demektir. Daha kötüsü, bu iki ülkenin yapmış olduğu askeri tatbikat, şayet bizim siyasi kararlarımıza karşı gelirseniz sizleri bu silahlarla yok ederiz şeklinde kendi halklarına yönelik bir gözdağı demektir.
Ey İslam ümmeti: Bu iki ülkenin bu kadar devasa askeri teçhizatlarıyla masum Gazze halkının kanlarını umursamadan tatbikat yapmasına sessiz mi kalacaksınız? İslam ümmetinin paraları ve servetleriyle elde ettikleri bu askeri teçhizatları, Müslümanların kanlarını ve kutsallarını korumak için kullanmaları amacıyla bu yöneticilere baskı uygulamayacak mısınız? Bu hain ve ajan yöneticilerin saraylarını basmak için daha hangi suçların işlenmesini bekliyorsunuz? Yahudi varlığının işlemediği herhangi bir suç çeşidi kaldı mı? Bizler Rabbi ile, İslam akidesiyle ve Allah’ın şeriatıyla güçlü bir ümmet değil miyiz? Bu gücümüzü şimdi değil de ne zaman göstereceğiz? Yarın Allah’ın huzurunda kardeşlerimiz kanı hakkında sorulduğunda nasıl cevap vereceğiz?
Ey İslam ümmeti: Haydi çok geç olmadan en hayırlı ümmet olma gücümüzü gösterip birleşelim ve sadece Yahudi varlığından değil, dünyadaki İslam düşmanı tüm şer güçlerinden intikam alacak ve kanları şelale gibi akan Müslümanlar için değil sadece tek bir Müslümanın kanı için bile orduları harekete geçirecek Raşidi Hilafet Devleti’ni kuralım ki Amerikan ajanı bu iki devlete Müslüman orduların ne için var olduğunu gösterelim. Aksi takdirde Allah korusun Allahu Teala’nın şu kavlinde bahsettiği kimselerden oluruz ama o zaman pişmanlık hiçbir fayda vermeyecektir: وَقَالَ الَّذِينَ اتَّبَعُواْ لَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَتَبَرَّأَ مِنْهُمْ كَمَا تَبَرَّؤُواْ مِنَّا كَذَلِكَ يُرِيهِمُ اللهُ أَعْمَالَهُمْ حَسَرَاتٍ عَلَيْهِمْ وَمَا هُم بِخَارِجِينَ مِنَ النَّارِ “(Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar.” [Bakara 167]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan