Can Çekişen Bir Ekonomi İle Beka Sorunu Arasında Yahudi Varlığı!
- Kategori Makaleler
- |
El-Raye Gazetesi
Can Çekişen Bir Ekonomi İle Beka Sorunu Arasında Yahudi Varlığı!
Dr. Muhammed Ceylani’nin Kaleminden
Yahudi liderlerden birçoğu, Filistin ve Lübnan’daki mevcut savaşın bir varoluş savaşı olduğunu, diğer bir ifadeyle savaşı kazanamadıkları takdirde varlıklarının sona ereceğini tekrarladılar. Bu savaşın askeri, siyasi, ekonomik ve akidevi olmak üzere birçok boyutları vardır. Askeri boyutu; tüm dünya sayı ve etkinlik bakımından en az silah türlerine sahip olan direnişin Yahudileri nasıl şaşkına çevirdiğine ve hayata düşkün ve ölümden korkan bir kavim olan Yahudilere nasıl büyük kayıplar verdirdiğine tanık oldu. Nitekim varlık içindeki liderlik üyeleri ile liderlik ve halk arasındaki siyasi çatlağı da gördük. Aynı zamanda savaş, Yahudilerin akidesinin kırılganlığını da ortaya çıkarmıştır; zira on binlerce kişi, ölümden ve kayıplardan kaçmak için havaalanlarına ve limanlara akın ettiler.
Ayrıca Yahudi varlığının ekonomik yapısının kırılganlığının boyutu da apaçık ortaya çıkmıştır. Nitekim onun ekonomisine güvenen uluslararası şirketler birer birer ondan kaçmaya başladılar. Maariv Gazetesi, savaşın başından bu yana 40.000’den fazla şirketin kapandığını ve gazetenin bu sayının 2024 yılı sonuna kadar 60.000’e yükseleceğini düşündüğünü bildirdi.Kapanan şirketler arasında inşaat, yol, gıda maddeleri, madencilik ve diğer sektörlerle ilgili olanlar yer almaktadır. Dolayısıyla hiçbir sektör, şirketlerinin kapanmaya maruz kalmasından kurtulamadı. Bu şirket ve kurumların iflası ve kapanması, işgücü sıkıntısı, düşük satış seviyesi, yüksek faiz oranı, yüksek finansman maliyeti, nakliye ve taşımacılık maliyetleri, yurtdışından ithal edilen hammadde sıkıntısı, tarım arazilerine erişimin zorluğu ve özellikle binlerce kişinin Yahudi varlığından ayrılması ve birçoğunun da ayrılmaya hazır olmasıyla birlikte ürünlerin tüketici sayısındaki düşüşten kaynaklanmaktadır.
Ayrıca Middle East Monitor, 5/6/2024 tarihinde “İsrail” ekonomisi Gazze’ye yönelik saldırganlığının ağırlığı altında sarsılıyor” başlıklı bir makale yayınladı. Zira fiyatlar Yahudilere büyük bir yük olacak şekilde yükseldi, bu da yaşamın zorluklarından kaçmalarına yol açtığı gibi savaşın etkilerinden de korkarak kaçmalarına yol açmıştır. Örneğin petrol ürünlerinin fiyatı %12’den fazla oranında artış göstermiştir. Uluslararası düzeyde varlığın küresel derecelendirme notu tarihinde ilk kez birden fazla derecelendirme şirketi tarafından düşürülmüştür. Belki de bu düşüşün nedenlerinden biri de, gerek savaşın maliyetinin yüksek olmasından gerekse maliyetin bu yılın sonuna kadar 65 milyar Dolardan daha fazlasına ulaşabilecek olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca ekonomik büyümedeki düşüşün, 2023’ün son çeyreğinde yaklaşık %20’ye ulaşmış olmasından kaynaklanmaktadır. Yine savaş ve maliyetleri, varlığın ekonomik büyüme oranının 2022’deki %6,5’ten 2023’te %2’nin altına düşmesine neden olmuştur. Buna ek olarak Amerikan bankası JPmorgan’ın yanı sıra işgalci devletin Merkez Bankası, varlığın ekonomik büyüme oranını %3,6 yerine %0,5’e düşürme kararı almıştır.
Nitekim Fransız Le Monde gazetesi, Yahudi varlığının ekonomisinin, Filistin ve Lübnan’daki direnişle arasında devam eden savaş sonucunda daralma ve istikrarsızlık evresine girdiğini ve bunun da ekonomik hayatın tüm yönlerine etki ettiğini belirtmiştir.
Ayrıca varlığın sanayi şirketlerinin günlük işgücünün %25'ini karşılayan Filistinli işçilerin yerine yurtdışından ithal edilen işgücünün ayrılması ve bu işgücü miktarının ne içeriden ne de diğer ülkelerden telafi edilememesi varlığın ekonomisini büyük ölçüde etkilemiştir.
Merkez Bankası'nın Şekeli (varlığın para birimi) desteklemek için 30 milyar Dolar kullanma kararı almasına rağmen Şekel Dolar karşısında %20'den fazla değer kaybetmiştir.
Özetle devam etmekte olan savaşın Yahudi varlığının ekonomisi üzerindeki etkisi ağır olup bu da ekonomiyi temelden sarsacak ve varlığı onlarca yıl boyunca küresel borç batağına sürükleyecektir. Ancak dikkate alınması gereken gerçek şu ki; bu varlığın tamamının, ekonomik olanlar da dahil olmak üzere her yönde yapay olmasıdır. Oradaki halk da yapay olup bir diaspora halkı oluşturmak için en başta Avrupa olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden yerlerinden edilmişlerdir. Aslında Yahudi varlığı kökten yapay olup başlangıçta İngiltere’ye, sonra da Amerika’ya dayanmaktadır. Dolayısıyla varlığın çökmemesi için ayakta kalmasını sağlayan mali finansman, özellikle ülke olarak Amerika ve vergilerine indirim yapılması karşılığında varlığa bağış yapmalarına izin verilen Amerika’daki Yahudi kuruluşları gibi yurt dışından gelmektedir. Bu ayrıcalık, Amerika’daki Yahudiler dışında hiçbir odağa tanınmamıştır. Örneğin devam etmekte olan savaş sırasında Amerika bu varlığa şu ana kadar 20 milyar Dolardan fazla yardımda bulunmuş olup bu rakam 2024 yılı sonuna kadar 30 milyar Doları aşabilir.Bu, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi diğer Avrupa ülkelerinin sağladığı desteğe ek olarak verilmektedir. Dolayısıyla bu varlık, onu inşa etmek ve varlığını ve devamlılığını sağlamak için çalışan devletlerin desteklerine dayanmaktadır; Tıpkı ABD Başkanı Biden’ın “Şayet “İsrail” olmasaydı bir “İsrail” icat etmek zorunda kalırdık” ifadesini kullanmasının yanı sıra sürekli olarak ne pahasına olursa olsun Yahudi varlığının güvenliğini ve varlığını taahhüt eden açıklama yapması gibi.
Bundan dolayı her zaman idrak etmek gerekir ki bu varlığın mevcudiyeti, sömürgeci kafir Batı'nın Müslüman ülkelerdeki varlığının şekillerinden biri olmaktan başka bir şey değildir. Yani bu varlık, Amerika ve İngiltere’nin Müslümanların çıkarlarına darbe indirmek ve bölgede güçlü bir gücün ve devletin ortaya çıkmasını engellemek için kullandığı gelişmiş ve kalıcı bir üsten başka bir şey değildir. Dolayısıyla varlığı, finansmanı, ekonomisi ve şekli olmak üzere Yahudi varlığının tamamı kâfir Batı’ya dayanmaktadır. Belki de ayet-i kerimenin kendisine işaret ettiği hususların bir kısmı da budur: وَأَعِدُّواْ لَهُم مَّا اسْتَطَعْتُم مِّنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِّبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِن دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ اللهُ يَعْلَمُهُمْ وَمَا تُنفِقُواْ مِنْ شَيْءٍ فِي سَبِيلِ اللهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لَا تُظْلَمُونَ “Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.” [Enfal:60] Dolayısıyla hazırlık yaparken doğrudan düşmanı ve onun arkasında kimin durduğu gerçeğini idrak etmek gerekir. Ayrıca varlığın ekonomisi, anne rahmindeki bebeği besleyen bir damar gibi Amerika’ya uzanan bir kordon mesabesindedir. Ancak Allah gözetlemektedir; Allah’tan bu ümmete, Amerika’ya, onun üvey evladına ve onun ajanlarına şeytanın vesveselerini bile unutturacak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasını bahşetmesini niyaz ediyoruz; bu ise aziz olan Allah için hiç de uzak değildir.