Toprağın Özgürleştirilmesi, Fikirle Başlayan Bir Farzdır!
- Kategori Haber ve Yorum
- |
Haber-Yorum
Toprağın Özgürleştirilmesi, Fikirle Başlayan Bir Farzdır!
Haber:
Taliban hareketi, son Amerikan askerinin Afganistan'dan ayrılışının 3. yıl dönümü münasebetiyle eski Bagram askeri üssünde büyük bir tören düzenledi ve törende, ülkede yönetimi teslim almalarının gölgesinde yönetim ve dış politikaya ilişkin görüşlerini ifade ettiler; ayrıca El Cezire bunu şu başlık altında aktardı: “3 yıl sonra Taliban… Güç gösterisi ve yönetimin zorlukları.”
Yorum:
İnsan; hayat, kâinat ve insan hakkında sahip olduğu fikirle kalkınır ve külli fikir olmadan bir kalkınma olmaz. Dolayısıyla halkların ve milletlerin kalkınması, dışarı taşımak ve içeride uygulamak için sahip oldukları ideolojiler sayesinde olur. Bu yüzden ümmet, inanmış olduğu şeyden başkasını tatbik ederse kalkınamayacağı gibi bir halk da dünya ile ideolojisinin cinsinden olmayan bir sistemle muamele ederse kalkınamaz.
İslam siyasi bir din olup o, mütekâmil bir ideolojidir; yani kendisinden bir nizamın kaynaklandığı bir akidedir; yani hayat, kainat ve insan hakkındaki fikirlerin toplamı olup her şeyi detaylandırmakta ve bunları bireye, gruba, topluma ve bir bütün olarak insanlığa taşımanın ve uygulamanın metodunu göstermektedir. Nitekim Allah Subhanehu, her şeyi açıklayan Kitab’ı indirerek bizleri nimetlendirmiştir. Zira Subhanehu şöyle buyurmuştur: الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِيناً “Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’dan razı oldum.” [Maide 3]
Yönetim hayatın bir parçası olup İslam, iç ve dış siyaset ve diğer insanlar dışında bir ümmet olmaları vasfıyla Müslümanlar arasındaki ilişkiler gibi yönetime dair özel hükümler getirmiştir. Bu nedenle İslam, tek hak ve onun dışındakinin batıl olduğu bir ideoloji olarak fikir ve metoduyla taşınmadıkça, yönetimi teslim alır almaz İslam derhal uygulama konumuna getirilmedikçe ve İslam hayatın tüm işlerinin yürütülmesi için tek referans yapılmadıkça İslam’ın yönetime ulaşması kesinlikle İslami hareketlerin yönetime ulaşmasıyla bağlantılı değildir.
Ama İslam, vahyin ruhundan yoksun bir slogan haline geldiği, referans noktası hareketin büyük ülkeler tarafından kabul edilip reddedilmesi olduğu ve Müslümanların meseleleri sadece sempati ve duaya bağlılık meselesi haline geldiği zaman işte ne yazık ki burada, bir hareketin İslam olmadan yönetime ulaşması tuzağının, bu hareketi avlamayı başardığını görmekteyiz!
Üç yıl, işgalcinin askerleriyle birlikte çekip gittiği uzun bir dönem ama Afganistan’da hâlâ milliyetçilik ve ulusal sistem bakış açısı referans olmaya devam ediyor. Hâlâ Batı'dan medet umma zihniyeti hükümet sözcülerinin kafalarında yuvalanmış durumdadır!Filistin’e gelince; Taliban hükümetinden birinin söylediği gibi halkı onu özgürleştirecektir; bu şekilde söyleyerek ümmetin mübarek topraklara karşı sorumluluğunu ortadan kaldırdığı gibi iki milyar Müslümanın Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını kurtarmak için cihat etme farzını da düşürmüştür!
Vatancı fikirler hâkim olduğu zaman durum işte böyledir; zira bu fikirler, başörtüsü takmaya zorlamanın farz olduğunu düşünürken sınırları kaldırmak ve ümmeti birleştirmek için cihadın talep edilmeyen bir farz olduğu düşünen hükümetler ortaya çıkarmaktadır! Bu yüzden ümmetimize dua ederek yardım etmekle yetinirken dünya ülkelerinin bize egemen bir devlet gibi muamele etmeleri ve bizleri resmi olarak tanımaları için yalvarıyoruz! Neden İslami hareketler, iktidara geldikleri Müslüman ülkelerde hep aynı tuzağa düşüyorlar? “Hâlâ akıllarını kullanmayacaklar mı?!”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beyan Cemal